- Hac aylarında ve Ramazan da umre

Adsense kodları


Hac aylarında ve Ramazan da umre

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Wed 27 July 2011, 11:40 am GMT +0200
2— Hac Aylarında ve Ramazan'da Umre:

 

Allah Rasûlü (s.a.) hicretten sonra Mekke'ye, birinci kere dışında beş defa girmiştir. Birinci keresinde ise Hudeybiye'ye vardığında Mekke'ye gir­mesine engel olunmuştu. Bu girişlerinden dördünde ihrama mîkatta girmiş, mîkata gelmeden ihram giymemiştir. Hudeybiye (anlaşmasının yapıldığı hicrî altı) senesinde Zülhuleyfe denilen yerde ihrama girmişti. Sonra ertesi yıl ikinci keresinde Mekke'ye girip umresini kaza etti ve orada üç gün kalıp çıktı. Fetih senesi (hicretin sekizinci senesi) Ramazan ayında ihramsiz ola­rak üçüncü defa girdi. Sonra oradan Huneyn'e gitti. Dönüşünde Cirâne denilen yerde umre niyetiyle ihram giyip Mekke'ye girdi. Bu umre sırasın­da Mekke'ye gece girip gece çıktı. Bugünkü Mekke halkının yaptığı gibi Hz. Peygamber (s.a.) Mekke'den Cirâne'ye umre yapmak için çıkmamış­tır. Yalnız Mekke'ye girerken orada ihram giymiştir. Umresini geceleyin kaza edince derhal Cirâne'ye döndü. Geceyi orada geçirdi. Sabah olup da güneş tepe noktadan batıya yönelince Batn-ı Şerif denilen yerden çıkıp yol kavşağına (Batn-ı Şeriften giden yolun Medine yoluyla buluştuğu bir kav­şak) kadar vardı. Bundan dolayı bu umre pek çok insana kapalı kaldı.[246]

Sözün özü, Hz. Peygamber (s.a.) bütün umrelerini müşriklerin tutum­larına aykırı olarak hac aylan içinde yapmıştır. Müşrikler ise hac aylarında umre yapmayı hoş görmezler, böyle bir umre için "en büyük günahlardandır" derlerdi. Bu da gösterir ki, hac aylarında yapılan umre, kuşkusuz Recep ayında yapılan umreden daha faziletlidir.

Hac aylarında yapılan umre ile Ramazan'da yapılan umrenin hangisi­nin daha faziletli olduğu konusu ise tartışmalıdır. Sahih bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.) kendisiyle birlikte haccetmeyi kaçıran Ümmü Ma'-kıî'a Ramazan'da umre yapmasını buyurmuş ve Ramazan'da yapılan bir umrenin, bir hacca bedel olduğunu haber vermiştir.[247]

Hem Ramazan umresinde, en faziletli zaman ve en faziletli mekân bir araya gelmektedir. Ancak Allah, Peygamberi (s.a.) için umreleri konu­sunda yalnız en uygun ve en lâyık vakitleri seçmiştir. Hac aylarında yapı­lan umre, haccın kendi ayları içinde yapılması gibidir. Bu ayları, Allah Teâlâ, bu ibadete has kılmış ve bu ibadet için vakit tayin etmiştir. Umre küçük haçtır. Öyleyse onun için de en uygun zaman hac aylandır. Zilkade ise bu ayların ortasında yer alır. Bu, hakkında Allah'a istiharede bulundu­ğumuz şeylerdendir. Kimde daha çok bir bilgi varsa o yolu tutsun.

Şöyle de denilebilir: Allah Rasûlü (s.a.) Ramazan'da umreden daha Önemli ibadetlerle meşgul olurdu. Bu ibadetlerle umreyi bir vakitte yapma­sı mümkün değildir. Bu sebeple umreyi hac aylarına tehir eder, Ramazan'­da ise tamamen kendini bu ibadetlere verirdi. Maamafih böyle bir şeyi yapmamış olmasında ümmetine şefkat ve merhameti sözkonusudur. Şayet Ramazan'da umre yapsaydı, ümmet kuşkusuz aynı şeyi yapmaya kalkışır­dı. Hem umre yapıp hem oruç tutmaları onlara meşakkat verirdi. Belki çoğunlukla nefisler hem umre, hem de Ramazan orucu sevabı elde etme hırsıyla bu ibadet sırasında orucu yemeye müsamaha göstermez, böylece meşakkat doğardı. Bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.) umreyi hac ayları­na tehir etmiştir. Malumdur ki, ümmetine meşakkat verir korkusuyla yap­mayı arzu ettiği halde pek çok ameli terkederdi.

Beytullah'a girdiğinde hüzünlü bir şekilde çıkmış ve Hz. Âişe bunun sebebini sorunca da: "Doğrusu ben, ümmetime meşakkat vermiş olmam­dan korkuyorum." Buyurmuştu.[248] Zemzem kuyusuna inip, hacılara zem­zem çeken (Abdülmuttaliboğulları) ile beraber zemzem çekmeyi tasarladık Ancak kendisinden sonra gelenlerin, sikâye hizmetini yürüten bu kabileye galebe çalmalarından endişe ederek bu düşüncesinden vazgeçti.[249] En doğ­rusunu Allah bilir. [250]


[246] Tirmizî, 935. Bk. Dipnot: 5.

[247] Ebu Davud, 1988 ve 1989; Tirmizî, 939; İbn Mâce, 2993; Dârimî, 2/51. Senedi hasen-dir. Bu hadisi Buharı, (26/4) ve Müslim (1256), Atâ yoluyla İbn Abbas'tan şu şekilde rivayet etmişlerdir: Allah Rasûlü (s.a.) Ensâr'dan bir kadına —îbn Abbas kadının adını söyledi, ama ben unuttum— (Müslim'in bir rivayetinde kadının adı Ümmü Si­nan olarak kaydedilmektedir) buyurdu ki: "Bizimle birlikte haccetmekten seni alıko­yan nedir?" Kadın: "Bİzİm bir su çeken devemiz gardı. Ebu Fülan —kocasını kastediyor— ve oğlu ona bindi. Bize su çekmemiz için bir deve bıraktı." dedi. Hz. Peygamber (s.a.): "Ramazan ayı geldiğinde o ay içinde umre yap. Zİra Ramazan'da yapılan bir umre bir hacca bedeldir." yahut buna benzer sözler söyledi. Müslim'in bir rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.): "Ramazan'da yapılan bir umre, bir hac yahut benimle birlikte yapılan bir hac yerine geçer." buyurmuştur. Bu konuda Buha-rî, Câbir'den muallak yolla bir hadis rivayet etmiş, Ahmed (3/353, 361, 397) ve İbn Mâce (2995), bu hadisi mevsûl olarak rivayet etmişlerdir. Hadisin râvileri sikadır. Ha­disi Ahmed (4/177) ve İbn Mâce (2991). Vehb b. Hanbeş'ten; Taberânî, Kebîr'6e Zübeyr'den —râvileri sikadır—; Bezzâr, Hz. Ali'den —senedinde meçhul bir râvİ vardır— Taberânî, Kebîr'de Enes'ten —senedinde Enes'in azatlısı zayıf râvi Hilâl vardır— rivayet etmiştir.

Hadisin anlamı: Ramazan'da yapılan umre, sevap bakımından hacca denktir. Yoksa farzı düşürme konusunda hac yerine geçmez. Zira umre yapmanın, farz hacca kâfi gel­meyeceği konusunda icmâ vardır. Hadiste, bir amelin sevabı nasıl kalp huzuru ve samimi niyetle artarsa, tıpkı bunun gibi vaktin şerefinin artmasıyla da artar olduğu ifade edilmektedir.

[248] Ebu Davud, 2029; Tirmizî, 873; İbn Mâce, 3064. Hz. Âişe anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.) sevinçli bir şekilde yanımdan çıktı. Sonra kederli bir halde yanıma döndü, bu­yurdu ki: "Ben, Kabe'ye girdim. Keşke şimdi yapmamış olsaydım, oraya girmezdim. Ben, ümmetime meşakkat vermiş olmaktan korkuyorum." Hadisin senedinde ismail b. Abdülmelik b. Ebu's-Safîr adlı zayıf bir râvi vardır; diğer râvileri sikadır. Maama­fih Tirmizî:  "Bu hadis hasen-sahihtir" diyor.

[249] Müslim, 1218. Hz. Peygamber'in (s.a.) haccını anlattığı uzunca bir hadiste Câbir b. Abdullah diyor ki: ...Hz.

Peygamber (s.a.) Abdüimuttaliboğullarının yanma geldi. Onlar, hacılara zemzem dağıtıyorlardı. "Çekin, ey Abdülmuttaliboğullan! Halk, sikâ­ye göreviniz konusunda size galebe çalmayacak olsa ben de sizinle birlikte (kuyudan zemzem) çekerdim." buyurdu. Bunun üzerine O'na bir kova uzattılar, O da o kova­dan içti.

[250] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 2/115-117.

hafiza aise
Thu 28 July 2011, 01:04 pm GMT +0200
Rabbim nasip etti çok şükür bizler de Ramazan ayının son on günü ve bayramda Kabe-i Şerifi Medine-i Münevvere yi ziyeret edeceğiz inşaallah ...ALLAH c.c şimdiden yapacağımız umreleri kabul eylesin bütün müslüman kardeşlerimize de nasip etsin...Amin

Rabia nur kaplan 8.D
Fri 9 May 2014, 01:16 pm GMT +0200
hac, "Belirli bir zamanda usulüne uygun olarak ihrama girdikten sonra Arafat’ta
vakfe yapmak, Kâbe’yi tavaf ederek ziyaret etmek ve diğer bazı dini görevleri
yerine getirmek" suretiyle yapılan ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine
getirene hacı denir.