sidretül münteha
Mon 20 December 2010, 08:34 pm GMT +0200
(354) Güzel İsim, Peygamber (Sallalahü Aleyhi Ve Sellem)’İn Hoşuna Giderdi
812— Ebî Hadred'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Bu devemizi (hac esnasında kurban edilmek üzere Harem'e kadar) kim sürecek?» Yahut:
«Bu devemizi (Harem'e) kim ulaştıracak?» buyurdu. Bir adam :
— Ben (ulaştırırım) dedi. Bunun üzerine Peygamber: «— Senin ismin nedir?» dedi. Adam :
— Falandır, dedi. Peygamber (ona) :
«— Otur!» dedi. Sonra başkası kalktı. Buna da :
«— İsmin nedir?» diye Peygamber sordu. Bu kimse de:
— Falandır, dedi. Peygamber (buna da) : «Otur!» dedi. Sonra başka bir adam kalktı. Peygamber (yine buna) :
«— İsmin nedir?» dedi. O adam:
— Naciyye'dir, dedi. Peygamber şöyle buyurdu :
«— Sen buna, (deveyi Harem'e ulaştırmaya) ehilsin, bunu sür.»[345]
Hadîs-i şerifi rivayet eden Ebû Hadred, ashab-ı kiramdan olup, ismi Selâme'dir. Oğlu Abdullah kendisinden rivayet etmiştir. Hicretin 71. yılında 81 yaşında olduğu halde vefat etmiştir.
Peygamber (Sav) in kurbanlık devesini Harem'e kadar sürüp götüren Naciyye de ashabdandır. ismi Zekvan'di. Kureyş müşriklerinden kurtulup İslâm'ı kabul ettiği zaman, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona Naciyye ismini vermişti. Hz. Muaviye'nin hilâfeti zamanında Medine'de vefat etti. Allah her ikisine de rahmet etsin.
Naciyye, kurbanlık deve hâdisesini şöyle anlatır: Hudeybiye vak'asında hac için engel çıkınca ben hz. Peygambere dedim ki :
— Yâ Resûlallah! Kurbanlık deveyi benimle gönder; onu Harem'de kurban edeyim.
Peygamber (Sav) : Bunu nasıl yaparsın?» Buyurdu. Dedim ki :
— Düşmanların sezemeyeceği ve beni yakalayamayacağı bîr vadiden giderim.
Bunun üzerine Peygamber kurbanlık deveyi bana verdi; ben de onu Harem'de kurban ettim.
Peygamber (Sav) evlâdlâra güzel isim vermeyi tavsiye buyurduklarından ve bunun gerçekleşmesini istediklerinden herhangi bir yere bir görevli gönderecekleri zaman, adamın ismini sorarlardı. Eğer hoşa gİaecek isim olursa, bunun memnuniyeti yüzlerinde belli olurdu. Hoşa gitmeyen bir isim olur ise, bundan da memnun olmadıkları yüzlerinden anlaşılırdı. Yoksa İslâm'da herhangi bir şeyi hayra veya şerre yorma diye bir şey yoktur.[346]
[345] El-îsabe: C. III, s. 512, sayı: 8644 ve C. IV, s. 42. sayı : 259. El-İstiab: C. III, s. 541 ve C. IV, s. 40. Fadlu'llah: C. II, s. 275-276.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/169.
[346] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/170.