neslinur
Sat 10 July 2010, 05:07 pm GMT +0200
Güzel Geçinme
Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), evinde güzel geçim ve huzur vardı. Bunun sebebi de karşılıklı sevgi ve saygıdan kaynaklanıyordu. O’nun, hanımlarına gösterdiği itina ile ilgili örnekler bulunmaktadır. Meselâ, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve ordusu Usfan Harbi’nden dönüyorlardı. Hanımı Hz. Safiye, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) terkisindeydi. Bir ara devenin ayağı sürçtü ve Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile hanımı düştüler. Onlara yakın bir yerde bulunan Ebû Talha adlı sahâbî, kendisini devesinden attı ve Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanına koştu. O’na bir şey olup olmadığını sordu. Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ise şöyle buyurdu: “Hayır (bana bir şey olmadı) fakat hanıma yardım et!”
Konuyla ilgili pek çok örnekten biri de şudur: Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) devrinde Arabistan’da binek olarak develer kullanılıyordu. Bu hayvanları deve sürücüler, şiirler söyleyerek hızlandırmaya çalışırlardı. Bir yolculukta kervanda Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımları da bulunuyordu. Deve sürücüsü Enceşe adlı bir kimse idi. Enceşe, kasideler, şiirler söyleyerek develeri hızlandırmıştı. Bu durumu gören Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle seslendi: “Ey Enceşe, kristallere yumuşak davran!”
Bu söz, Hz. Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımlarına ne kadar nazik davrandığının göstermeye kâfidir. Dolayısıyla İslâm’ın kadına verdiği değeri de gösterir. Şüphesiz, hanımlar yolculuk meşakkatinde kendilerinin kristale benzetilmesinden son derece memnun kalmışlardır. Ayrıca bu hadîs-i şerif, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) en güzel konuşma yeteneğine sahip kişi oluşuna delil olarak gösterilmiştir.
Hanımları da Hz. Peygamber’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) son derece itina gösterirlerdi. O’na hizmet etme söz konusu olduğu zaman bu işi başkalarına bırakmaz, bizzat kendileri yapmak ister ve bundan son derece zevk alırlardı. Hz. Âişe anlatıyor: “Ben Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) saçlarına ve sakalına sevdiği kokuyu sürerdim. Kokunun parıltısı saçında ve sakalında görününceye kadar sürmeye devam ederdim.”
Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), evinde güzel geçim ve huzur vardı. Bunun sebebi de karşılıklı sevgi ve saygıdan kaynaklanıyordu. O’nun, hanımlarına gösterdiği itina ile ilgili örnekler bulunmaktadır. Meselâ, Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve ordusu Usfan Harbi’nden dönüyorlardı. Hanımı Hz. Safiye, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) terkisindeydi. Bir ara devenin ayağı sürçtü ve Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile hanımı düştüler. Onlara yakın bir yerde bulunan Ebû Talha adlı sahâbî, kendisini devesinden attı ve Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanına koştu. O’na bir şey olup olmadığını sordu. Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) ise şöyle buyurdu: “Hayır (bana bir şey olmadı) fakat hanıma yardım et!”
Konuyla ilgili pek çok örnekten biri de şudur: Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) devrinde Arabistan’da binek olarak develer kullanılıyordu. Bu hayvanları deve sürücüler, şiirler söyleyerek hızlandırmaya çalışırlardı. Bir yolculukta kervanda Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımları da bulunuyordu. Deve sürücüsü Enceşe adlı bir kimse idi. Enceşe, kasideler, şiirler söyleyerek develeri hızlandırmıştı. Bu durumu gören Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle seslendi: “Ey Enceşe, kristallere yumuşak davran!”
Bu söz, Hz. Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımlarına ne kadar nazik davrandığının göstermeye kâfidir. Dolayısıyla İslâm’ın kadına verdiği değeri de gösterir. Şüphesiz, hanımlar yolculuk meşakkatinde kendilerinin kristale benzetilmesinden son derece memnun kalmışlardır. Ayrıca bu hadîs-i şerif, Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) en güzel konuşma yeteneğine sahip kişi oluşuna delil olarak gösterilmiştir.
Hanımları da Hz. Peygamber’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) son derece itina gösterirlerdi. O’na hizmet etme söz konusu olduğu zaman bu işi başkalarına bırakmaz, bizzat kendileri yapmak ister ve bundan son derece zevk alırlardı. Hz. Âişe anlatıyor: “Ben Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) saçlarına ve sakalına sevdiği kokuyu sürerdim. Kokunun parıltısı saçında ve sakalında görününceye kadar sürmeye devam ederdim.”