sidretül münteha
Tue 14 December 2010, 08:46 pm GMT +0200
(628) Güvercin Kesmek
1300— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bir adam gördü, bir güvercini kovalıyor. Şöyle buyurdu: «şeytan, şeytanı kovalıyor.»[1334]
Haclîs-İ Şerîf, güvercin emsali kuşlarla oynamanın, onları yakalayıp öldürmenin İyi bir iş olmadığını göstermektedir. Onun için bunu yapan insan ile İnsanı bu bos işe cazibesiyle sürükleyen hayvan birer şeytan olarak vasıflandırılarak, buna benzer hareketlerden sakınmamıza işaret buyurulu-yor. Kuş uçurtup damlar üzerinde kovalayarak, evlerin camlarını kırmaya ve insanları rahatsız etmeye sebep olmak hep hoş olmayan hareketlerdir.[1335]
1301— (372-s.) Hz. Hasan'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir.[1336]
Başıboş dolaşan köpekler umumiyetle insanlara ve hâyvaniara zarar verirler. Çok kere de İçlerinde kuduz köpek eksik olmaz. Her zarar veren şeyden korunmak gerektiğine göre, hiç bir İşe yaramayıp mütemadiyen ses ve saldırmaları ile cemiyeti mutazarrır eden böyie hayvanların öldürülmesini Hz. Osman emretmişlerdir.
Güvercinler de bir oyun vasıtası olarak kullanıldıklarından ve insanları rahatsız ettiklerinden, bunların da kesilmesini istemişlerdi. Güvercin etinin yenilmesinde bir mahzur yoktur. FadIullah 'in beyanına göre bu haberi Abdurrezzak Musannefinde tahriç etmiştir. Bunun için başka bir kaynak bulunamamıştır.
«(Halife) Hazreti Osman hutbe okuduğu her cuma günü köpeklerin öldürülmesini ve güvercinlerin kesilmesini emrederdi.»[1337]
(373-s.) — Yine Kasan'dan başka bir kanalla rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«Hazreti Osman'ı hutbesinde dinledim, köpeklerin öldürülmesini ve güvercinlerin kesilmesini emrediyordu.»[1338]
Bundan önceki habere bakılsın. Bu habere ait başka bîr kaynak bulunamamıştır.[1339]
(629) Kime İhtiyaç Varsa Ona Gitmek Uygundur
1302— (374-s.) Zeyd ibni Sabit den rivayet edildiğine göre, bir gün. Ömer ibni Hattab kendisine geldi de, (içeri girmek için) izm istedi. Zeyd ona izin verdi, Zeyd'in başı, onu taramakta olan kendisine ait bir cariyenin elinde bulunuyordu. O esnada Zeyd başını (cariyenin elinden) yıkardı. Bunun üzerine Hz. Ömer ona :
«Cariyeyi bırak, .tarasın seni.» dedi. Zeyd cevaben dedi ki:
— Ey mü'minlerin Emîri! Bana haber gönderseydin de sana gelseydim ya? Hz. Ömer şöyle buyurdu :
«Benim (sana) ihtiyacım var.»[1340]
Hz. Ömer (Radiyallahu anh) bîr devlet reisi olduğu halde şahsî bir işi için başkasını yanına çağırmayı İslâm edebine uygun bulmamış, bizzat kendisi gitmiştir. Bu, İslâm ahlâkının en nazik edeblerİnden biridir. Zeyd ibnİ Sabİt bilhassa feraiz ilminde emsali bulunmayan bir âlim olduğu İçin halife Hz. Ömer, dede mirası ile ilgili bir meseleyi öğrenmek İçin yanına gitmiş ve böylece büyük bir nezaket göstermişti. Bu haberi Beyhakî, Süneni Kübrâ adlı eserinin C. VI, 247. sayfasında ve Feraiz bölümünde tahrİç etmiştir. Zeyd ibni Sabit'İn hal tercemesi hakkında bifgi için 458 sayılı Hadîs-i Şerîf açıklamasına müracaat edilsin.[1341]
(630) Bir Topluluk Beraberken Balgam Atan Kimse
1303— (375-s.) Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
«Bir topluluğun önünde insan (öksürüp de) balgam atacağı zaman onu avuçlarıyle (avucundaki mendille) gizleyerek, yere gömünceye kadar göstermesin. Bir kim.Se (Allah rızası için) oruç tuttuğu zaman yağ sürünsün (yıkanıp taransın, miskinleşmesin) de oruç eseri onda görülmesin.»[1342]
Soğuk almış veya bronşit hastalığına yakalanmış kimselerin elinde olmayarak meydana gelen öksürmeleri sonunda balgam gelir. İnsanlar arasında iken bunu gösterip ortaya atmak çok ayıp ve çirkin bir harekettir. İğrenç manzarayı iki avuçla ve mendille gizleyerek, sesi de mümkün olduğu kadar kısarak balgamı yok etmeli ve gömmek gerekiyorsa göstermemelidir. Hem sağlığı koruma bakımından, hem de edeb bakımından gözetilmesi gereken bir husustur bu...
İbâdetler Allah rızası için yapılır ve sevab ancak ondan istenir. Allah rıazsı için oruç tufan kimsenin İbâdetine gösteriş ve gurur ha'leri karışmasını önlemek için, bu ibâdetini açığa vurmaması gerekir. İnsan yıkanmış ve taranmış, koku ve yağ sürünmüş, zinde ve neş'efi bir halde bulunursa, onda oruçlu hali hissedilmez. Çünkü onda açlık belirtisi görülmez. Allah katında makbul olan İbâdetler böyle ihlâsiı olanlardır. Farz olan ibâdetlerde gizlilik bahis konusu değildir. Zamanında ve yerinde Allah rızası için yerine getirilirler.
Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.[1343]
[1334] EM Davud: Kitabu'1-Edeb, Hadîs : 4940. İbni Mace: Kitabu'1-Edeb, Hadis : 3756. Fadlu'îlah; C. II, s. 683, 684.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/648.
[1335] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/649.
[1336] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/649.
[1337] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/649.
[1338] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/649.
[1339] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/650.
[1340] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/650.
[1341] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/650.
[1342] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/651.
[1343] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/651.