sumeyye
Sun 13 June 2010, 02:09 pm GMT +0200
Gül ve esma
Bir güle bakıyorum bugün Kâinatı, yaratılanları ve her şeyin mayası sevgiyi anlamak için
Her nazar farklı bir intiba, üzerindeki her şebnem farklı mülâhazalar uyandırıyor gönlümde ve ruhumda
O nazenin yaprakların güzelliğinin gönlümde ma'kes bulan sesi, masmavi engin bir deniz kadar hoş ve etkileyici
Rüzgârın her dokunuşunda savrulan bedeni, kâinatın ve hayatın gerçeğini anlatıyor sanki Mühim olan her rüzgârda savrulmamak olsa da
Gülün kadifemsi pembeliği 'Vedûd'la sarılmış sevgiyi; letafeti, 'Cemîl'le kuşatılmış muhabbeti fısıldıyor sanki ruhuma
Yaprakların güneşle her buluşması bir 'şeb-i arûs'u canlandırıyor ve her zerresinin güneşe muhtaçlığı, güneşin 'Rahîm'in ayinedârlığını yapmasından sanki
Gülün şebneminde gökkuşağını andıran ziya, 'Sanî'nin hatırlatıcısı sanki
'Her şeye her şeyden Yakın Olan'ın 'Karîb'liğinde boynunu bükünce nazenin gül, gönlüme ahu vahlar ilişiveriyor Fakat bu sırada 'Mucîb'le gelen su, gönlümdeki yârelere merhem oluyor
Ve gülüm bana "Gül'üm"ü hatırlatıyor Bütün Esmânın âyinedârı "Güller Gül'ü"nü, bütün güzelliklerin menşei ve mebdeini, bütün bu kâinatın, yaratılanların ve her şeyin mayası olan sevginin 'Musavvir'le şekil almasına, 'Mukaddir'le kalıba girmesine, seyyielere 'Settâr'la af gömleği giydirilmesine ve bütün bunların 'Mün'im'le bize tattırılmasına vesile olan "Güllerin Efendisi"ni
Ve işte şimdi gül de gönlüm de, kâinat da yaratılanlar da, sevgi de kadifemsi pembelik de gerçek yerini buldu; yüreğim inşirah denizlerinde yıkandı ve 'Fettah'la açılan kapılarda her şey bir Hakîm-i Zü’lcelâl'e yol buldu
ALINTI