sumeyye
Tue 20 April 2010, 02:58 pm GMT +0200
Bir baharlık ömrü için sunulursa yâre gül
Ömrü biter yâr incinir başlar intizâre gül.
Adını gül koymuşlar gülzârda yetişti diye
Haberi yok nereden gelmiştir gülzâre gül.
Sabırsız gonca gonca bekler hergün seheri
Her açışı bir bahar isim olur bahâre gül.
Ne incitme ne incinmeyi arzu etmez asla
Dikenli takdîr edilmiş ne yapsın bîçare gül.
Diken gülün gül dikenin yıllar yılı parçası
Sevenleri incitse de düşman olmaz hâre gül.
Aslı gül iken o âteşin yakar mı İbrahim’i?!
Alev alev açacaktır dönüşür mü nâre gül.
Yürekler görünce gülün ötesindeki rengi
Anlar ki letâife vazgeçilmez usâre gül.
Bin taş değse âh etmezde aşığın bedenine
Sevgiliden atılınca açar bin bir yâre gül.
Bir şeref ki aynı kokmak Sevgili’nin teriyle
Öğrendiği günden beri sevinçten âvâre gül.
Medine’yi görememiş hasretinden yanmıştır
Yollarına düşemez o yüzden târumâre gül.
Yaprağını aşk kızartmış inceltmiş bedenini
Bilemez güzelliğini aldırmaz îtibâre gül.
Yalnızca o bahçede açmak... ne gülzâr ne bülbül
Bu pek amansız derdine bulamaz bir çâre gül.
Pâyesi şehadet mi hasretle yanıp solanın?!
Her bahar sonu kefensiz giriyor mezâre gül.
Ey adı solmaz aşkı solmaz ve rengi solmaz ey!
Gidişin ki ölümleri getirir nazâre gül.....
Şemsi Nur Gök