- Gül Devrini İdrak

Adsense kodları


Gül Devrini İdrak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
rabia
Wed 24 March 2010, 05:27 pm GMT +0200
Bir Gül Devrini İdrak Ederken 

Geldiği ve gideceği dünyalardan habersiz, sorumsuz, hedefsiz ve kundak-kefen arası bir hayat yaşayan ve sahip olduğu her imkan ve fırsatı menfaat, şehvet ve şöhret uğruna

harcayıp, ahiret hayatını dinamitleyen ve kendisini ebedi ölüme mahkum eden her ferdin şefkatle uzanacak bir ele, merhametle açılacak bir kucağa, dünya ve ahiret saadetine davet edecek bir kutluya her zaman ihtiyacı vardır.

Aynı toprağı vatan yapmış, aynı bayrağın altında aynı hedefe yürümüş, aynı inancı taşımış ve asırlarca kardeşlik şuuru içinde yaşamış bir milletin fertleri olarak; hep huzur ve güvenin temsilcileri olduk. Ne zaman ki, mana dinamiklerimiz yıkılıp içinde bulunduğumuz gemi su almaya başladı, o zaman paniğe kapıldık. Bir yandan gemimizi onarıp yenilememiz, diğer yandan durma noktasına gelmiş kalbimize taze kan pompalamamız ve ölme sınırındaki beynimizi yeni gıdalarla beslememiz gerekirken, geminin direklerini boyama ve vücudun dışındaki yaralara pansuman yapma gibi üçüncü, dördüncü derecede işlerle uğraşmaya durduk. “Allah’ın kelimesi”ni yüceltme uğruna cihanın doğusuna ve batısına yaptığımız ‘şedd-i rihaller’ de sona erince kendi içimize döndük ve duygu- da, düşüncede paramparça olduk; neticede mili? bütünlüğümüz de onarılması güç yaralar aldı.

Bereket versin ki, ne geceler devamlı, ne kışlar nihayetsizdir. Her gecenin gündüzü, her kışın baharı vardır.Kendisini her şeyden önce Rahman ve Rahim olarak tanıtan ve insanlığa gönderdiği dini merhamet manzumesi, bu dinin tebliğcisi ve temsilcisi olan Zat’ı alemlere rahmet kılan Allah, kaç asırlık parçalanmışlığın, enkaz altında kalmışlığın feryat ve çığlıkları içinde kapı kapı, diyar diyar kurtuluş reçeteleri peşinde koşan insanımıza demet demet sevgi ve hoşgörü gülleriyle insanımıza yaklaşanların samimiliği, hasbiliği ve kötülüğe asla kötülükle karşılık vermeme ve bedduaya “amin” dememe azim ve kararlılıkları yakın bir gelecekte çok daha iyi anlaşılacak ve tahribin yerini tamirin, düşmanlığın yerini kardeşliğin, parçalanmışlığın yerini bütünleşmenin ve nefretin yerini sevginin aldığı zaman en açık biçimde gösterecektir. Sevgi e hoşgörüyü bayraklaştıran kutlular, Mevla’yı hoşnut ve razı etmek ve insanlığa hizmet vermekten başka bir gaye-i hayal taşımadıklarını bütün samimiyetleriyle göstereceklerdir.

Hak ve hakikati temsil eden zirve insanlar bugün henüz peşin hükümlerini ve hakikate kapalılıklarını atamamış olanlara da elbette istifade etme fırsatı tanınmalıdır. Şu kadar ki, sevgi ve hoşgörüyü bayraklaştıranlar hikmeti, yumuşak söz ve davranışı asla elden bırakmamalı, sert ve haşin davranışlardan, şahsi hatalara takılıp kalmaktan, darılıp gücenmekten olabildiğince kaçınmalıdırlar. Ayrıca karşımıza bir dost çehreye, güvenilir bir kucağa susamış insanlara güven ve itimat telkin etmek, ihlas ve samimiyeti elden bırakmamak, başlanılan bir hizmeti vefa ve sadakatle, şefkat ve merhametle sonuna kadar götürmek, bu yolda “Reh-i sevdaya girdik; bize ar-namus lazım değil” diyerek, sürekli ufka doğru yol almak ve yaşamı unutup, yaşatma zevkiyle şahlanmak hepimizin en birinci şiarı olmalıdır.

Evet “Toprak ol ki, gül bitiresin.” Hatta, gübre olmaya razı ol ki, güllere, lalelere imdat edesin. Su tevazu gösterip başını eğdi ve geçtiği yerlere hayat saçarak geçip gidiyor. Toprak tevazu ve mahviyeti seçti ve hayatın devamı için gerekli rızka kaynaklık ediyor. Memur-i İlahi olarak, kendisine tevdi edilmiş görevleri hakkıyla yerine getiriyor, elvan elvan çiçekleri, türlü türlü meyveleri ve göz kamaştırıcı güzellikleri nazarlarımıza arz ediyor. Bizi bir kitap gibi kendini okumaya ve ilim irfan peteğimizi bize sunduğu ballarla doldurmaya davet ediyor.

Bize de düşen toprak olmaktır. Vahy-i semavi suyuyla beslenip, sevgi, şefkat ve merhamet kıvama erip, sinemizi herkese açtığımız zaman, yer- yüzüne yeniden sulh ve emniyet gelecek, insanlığın hayatında bir defa daha huzur ve güven hakim olacaktır. insanlık, sorumluluk şuuru ve hesap endişesi ile donanmış vicdanların, mürüvvet ve insanlık sevgisiyle çiçek açmış duyguların her yeri kapladığı med vaktini yaşayıp, dalga dalga sahillere vuran sevgi, huzur ve güven okyanusunun mavi sularında bir defa daha kendini idrakle mest ü mahmur yaşamanın zevkine erecektir.

A.Haydar Polat