- Göz ağrısının tedavisi

Adsense kodları


Göz ağrısının tedavisi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 14 June 2011, 09:55 am GMT +0200
20— Göz Ağrısının Tedavisi:

 

Hz. Peygamber'in (s.a.) göz ağrısını dinlenme, hareketsizlik ve azdıran­lardan perhizle tedavisi şöyledir:

Daha önce de geçtiği gibi, Rasûlullah (s.a.), gözü ağrıyan Suhayb'ın hurma yemesini engeller üş ve hoşgörmemiştir. Yine gözü ağrıyan Hz. Ali'nin yaş hurma yemesini  le engellemiştir.

Ebu Nu'aym et-Tıbbu'n-Nebevîadlı kitabında, "Eşlerinden birinin gözü ağrıyınca, iyileşir ceye kadar onunla birleşmezdi." demektedir.

Göz ağrısı (r 'tned), gözün iç kısmında, beyaz tarafta ortaya çıkıp şişme yapan bir hastalı! tır. Sebebi, dört maddeden biri gaz veya başta ve bedende çok miktarda ort; ya çıkan sıcaktır. Bunlardan bir kısmı gözün içine girer ve­ya göze bir darbe isabet eder. Tabiat buraya kan ve canından çok miktarda gönderir. Ortaya ^ıkan durum dolayısıyla iyileşmesini arzular. Bu yüzden darbe yiyen kısım şişer. Kıyas yolu, bunun aksini gerektirir.

Yerden göğe doğru biri sıcak-kuru, öteki sicak-rutubetli iki buhar yük­selip, bulut kümesini oluşturarak gökyüzünü görmemizi engellemeleri gibi, midenin de dibinden ağzına doğru buhar yükselir, görmeyi engeller ve bun­lardan çeşitli hastalıklar doğar. Şayet tabiat buna galip gelir ve genize iterse, nezle olur. Küçük dil ve burun deliklerine iterse boğmaca olur. Yana iterse, diş ağrısı olur. Göğse iterse, inme olur. Kalbe indirirse, çarpma olur. Göze iterse, göz ağrısı olur. Karın boşluğuna iterse, ishal (seyelân) olur. Dimağa iterse, unutma olur. Baş sinirleri rutubetlenir ve mecralarına taşarsa felç oiur. Şayet dimağın kapaklan rutubetlenir ve damarları bununla dolarsa, derin bir uyku olur. Bu yüzden uyku rutubetli, uykusuzluk kurudur. Şayet buhar başa girmek ister de başaramazsa, baş dönmesi ve uykusuzluk olur. Şayet buhar, başın herhangi bir yanma eğilirse, yarım başağnsı olur. Şayet başın tepesine ve boynun ortasına hakim olursa, başağnsı ortaya çıkar. Dimağın perdesi üşür, ısınır, rutubetlenir veya buradan hava çıkarsa, aksırma meydana gelir. Ora­daki balgam rutubetini hareketlendirir de bol sıcaklığa galip gelirse, bayılma ve durgunluk doğar. Siyah mizacı (maddeyi) hareketlendirir, dimağın havası karanlık olursa, vesvese ortaya çıkar. Sinir mecralarına taşarsa, tabiî sar'a olur. Şayet buhar iltihap ve dimağı engelleyen san maddeden doğuyorsa, zâ-tülcenb olur. Buna göğüs de katılırsa, humma (sirsâm)[563] olur. Bu konuyu iyi anlamak gerekir.

Kısacası, bedenin ve başın maddeleri göz ağnsı durumunda hareket ha­linde olur. Cinsel birleşme hareketini daha da arttıran bir durumdur. Çünkü bu, beden, ruh ve tabiat için küllî bir harekettir. Beden, şüphesiz ki hareketle ısınır. Nefsin hareketi bir lezzeti istemek ve tamamlamak için şiddetlenir. Ruh, beden ve nefsin hareketine bağlı olarak hareketlenir. Çünkü ruh, bedenin ön­celikle kalb kısmıyla ilgilidir. Ruh bundan doğar ve organlara dağılır. Tabia­tın hareketi ise, gönderilmesi gereken meniyi göndermesinden dolayıdır.

Özetle, cinsel birleşme, bedenin ve kuvvetlerinin, tabiatının ve maddele­rinin, rurhın ve nefsin hareketlendiği küllî bir harekettir. Maddeleri harekete geçiren ve incelten her hareket, onu zayıf organlara iter ve akıtır. Ağrısı ol­duğu zaman göz, en zayıf durumdadır, ona en zararlı şey cinsel birleşmedir.

Hipokrat, el-Fusûl adlı kitabında şöyle der: "Gemilerin hareketi, hare­ketin bedeni de hareketlendirdiğini gösterir." Göz ağrısında her ne kadar bir takım faydalar varsa da, bazı durumlarda perhiz ve boşaltmayı, bedenin ve başın fazlalıklarını ve bozulan kısımlarını temizlemeyi, öfke, üzüntü ve ke­der, sert hareketler ve ağır işlerden nefis ve bedene acı vereni engellemeyi gerektirir. Eskilere ait bir söz şöyle der: "Göz ağrısını sevmemezlik etmeyin. Çünkü o, körlük damarlarını keser."

Göz ağrısının tedavi yollarından birisi, sakin durma ve istirahat, göze dokunmamak ve onunla oynamamaktır. Çünkü bunların zıtları, maddelerin gözün üstüne dökülmesini gerektirir. Seleften biri şöyle der: "Muhammed'-in ashabı göz gibidir." Gözün ilacı dokunmayı bırakmaktır. Merfû bir ha­diste —Allah onu daha iyi bilir— şöyle denir: "Göz ağrısının ilacı, soğuk su­yu göze çarpmaktır." Bu sıcak göz ağrısının en yararlı ilaçlarındandır. Çün­kü su, göz ağrısı sıcak olduğunda, bu sıcaklığı söndürmek için yardım alman soğuk bir ilaçtır. Bu yüzden Abdullah b. Mes'ûd, gözünden şikâyeti olan ka­rısı Zeyneb'e şöyle demiştir: "Şayet Rasûlullah (s.a.) gibi yaparsan, bu senin için daha iyi ve şifa umman için daha faydalı olur. Gözüne su serpersin, son­ra da şöyle dersin: "Ey insanların Rabbi! Sıkıntıyı gider, şifa ver, Sen şifa vericisin, Senin verdiğinden başka şifa yoktur, o hastalıktan iz bırakmayan bir şifadır. "[564] Daha önce defalarca geçtiği gibi bu, bazı bölgeler ve bazı göz ağrıları için geçerlidir. Hz. Peygamber'in cüz'î ve özel bir sözü genel ve küllî kılınamaz, genel ve küllî sözü, özel ve cüz'î kılınamaz. Aksi halde olan­lar, hatalı ve doğruya aykırı olur. Allah en iyisini bilir. [565]


[563] Sirsâm: Dimağ perdesinde humma ve zihin karışıklığı doğuran bir şişkinlik.

[564] Ebu Davud,:3883; İbn Mâce, 3530. Râvileri sikadır.

[565] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/338-340.