- Gördüğü rüya onu valilikten etti

Adsense kodları


Gördüğü rüya onu valilikten etti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 30 August 2012, 01:21 pm GMT +0200
GÖRDÜĞÜ RÜYA ONU VALİLİKTEN ETTİ

Halife Hazret-i Ömer, ashâbdan Hâbis bin Saad’ı huzuruna çağırarak şu soruyu sorar:
– Yâ Hâbis! Seni Şam’ın bir vilâyeti olan Humus’a vali tayin etsem, nasıl icraat yaparsın?
– Ya Ömer! Önce bildiğimi hemen icrâ ederim. Sonra da bilmediğim hususta istişâreye başvurur, ehil olanların fikirlerini alırım.
– Tamam. Öyle ise hemen yola çık. Sen şu andan itibaren Humus valisisin!
Saad oğlu Hâbis hemen yola çıkar ve Humus’a vararak valilik vazifesine başlar.
Aradan çok geçmemiştir. Bir gün Halife Hazret-i Ömer’e bir haber gelir:
– Humus valisi Hâbis gelmiş, sizi görmek istiyor.
Halife merak eder. Henüz yeni gitmiş olan bu zat, niçin tekrar yollara düşüp, günlerce kum teperek geri gelsin?
Humus valisi huzura girer:
– Hayrola, yâ Hâbis, seni böyle erkenden geri döndüren sır nedir? Önüne geçilmez bir hâdise mi var, yeni bir fitne mi zuhur etti, nedir bu dönüşün sebebi?
– Ben de bilmiyorum yâ Emîre’l-Mü’minîn, bir evham mı, yoksa bir gerçek mi, nedir bilmiyorum, içimi kapladı, ben de nihayet çöllere düşüp size danışmaya geldim.
– Nedir seni şüpheye, evhamlara atan şey?
– Rüya efendim, bir rüya!
– Ne söylüyorsun sen? İnsan bir rüya için kalkar da buralara kadar gelir mi? Görevini terkeder mi? Rüya bu, rahmanî de olur, şeytanî de...
– Efendim, bu rahmanî gibi geliyor bana...
– Anlat bakalım nasıl bir rüyaymış bu?
– Bir gece heyecanlı bir rüya gördüm. Büyükçe bir meydan ve bu meydanda güneşle ay karşı karşıya savaş halindeler. Her ikisinin yanında da sayılamayacak kadar yıldız var.
– Peki sen hangi taraftasın?
– Ben mi? İşte ben de bunun için geldim buraya kadar ya! Esefle ifade edeyim ki ben ayın tarafındaydım!
– Şaka yapmıyorsun değil mi?
– Hayır yâ Mü’minlerin Emîri, şakanın yeri mi? Ben güneşe karşı idim, ayın tarafını tuttum. Güneşin yanındaki yıldızlara karşı savaştım!
Ortalıkta birkaç dakikalık sessizlik, sonra derinden gelen tok bir ses:
– Yâ Hâbis! Humus valiliğin sona ermiştir!
– Bunu bekliyordum zaten ey Mü’minlerin Emîri! Ama biraz izah ederseniz memnun olurum.
– Bu rüya bana göre de şeytanî değil rahmanîdir. Yakın gelecekte biri güneş, diğeri ay misali iki İslâm büyüğü arasında ihtilâf çıkacak, birbirleriyle savaşacaklar. Her ikisinin tarafında da yıldızlar kadar nezih ve mâsum sahâbeler, mü’minler bulunacaklar. Ezelî kaderin bir hikmeti, bir sırrıdır bu. Sen de ay hükmündeki az ışıklı, az haklı tarafı tutacaksın, güneş tarafına karşı geleceksin. Bunun için seni önemli bir mevki olan valilikten alıyorum. Müslümanlar arasındaki fitneye önemi olmayan yerden karışarak te’sirin daha azalmış olsun!
Aradan hayli zaman geçer. Hazret-i Osman’ın şehadetinden sonra “Cemel”de Hazret-i Ali ile Hazret-i Aişe taraftarları savaşa girişirler.
Böylece güneşle ay yanlarına yıldızlarını da alarak “gerçek adalet” ile “izafi adaletin” tahakkuku yolunda kaderin hükmünü icraya başlarlar.
Savaş sonunda taraflar cenazelerini toplarlar.
Hazret-i Aişe’nin tarafında Tayy kabilesi bayrağı altında ölen birinin cenazesini defnederler, son dualarını şöyle yaparlar:
– Allah kusurlarını affetsin. Hâbis ne tarafta yer alacağını çok önceden görmüş ve karışmamaya da karar vermişti. Ama yine de kader hükmünü icra etmiş.

Ahmet Şahin