- Gömme vakti ve telkin

Adsense kodları


Gömme vakti ve telkin

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 4 August 2011, 03:27 pm GMT +0200
 
15— Gömme Vakti ve Telkin:

 

Ölüyü güneş doğarken, batarken ve tam güneş tepede iken defnetmek Hz. Peygamber'in (s.a.) yaptığı bir iş değildi.[1299] Kabrin kıble tarafına bir yarık oymak (lahd), kabri derinleştirmek ve ölünün başı ile ayaklarının konacağı yeri genişletmek Hz. Peygamber'in (s.a.) sünnetiydi. Aktarıldığına söre ölüyü kabre koyarken şu iki cümleden birini söyierdi:[1300]

Yine aktarıldığına göre ölü defnedilince kabrinin üzerine baş tarafın­dan üç kere toprak serperdi.Şekil 1[1301]

Ölünün defin işi bittikten sonra ashabiyla birlikte ayağa kalkar ve iman üzere sebat etmesi (sorguyu şaşırmadan cevaplandırması) için dua eder, orada bulunanlara da aynı şekilde dua etmelerini emrederdi.[1302]

Günümüz insanlarının yaptığı gibi kabrin başında oturup Kur'an oku­maz, ölüye telkinde bulunmazdı. Taberânî'nin Mu'cem'inde Ebu Ümâme'-den rivayet ettiği şu hadise gelince; bu hadise göre Hz. Peygamber (s.a.) buyuruyor ki:

"Bir din kardeşiniz ölüp de kabrinin üzerini toprakla düzlediğinizde içinizden biri kabrin baş tarafında durup: 'Ey falan!' diye seslensin; o ken­disine sesleneni işitir, ama cevap veremez. Sonra: 'Ey falan kadının oğlu falan!' diye seslensin; ölü doğrulup oturacaktır. Sonra yine: 'Ey falan ka­dının oğlu falan!' diye seslensin; o: 'Bizi irşad et, Allah sana rahmet etsin' diyecektir, ama siz farkına varmazsınız. Sonra: 'Hatırla. Hani sen dünya­dan ayrılırken Allah'tan başka tanrı bulunmadığına, Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık edip inanmıştın; Allah'ı Rab, İs­lâm'ı din, Hz. Muhammed'i peygamber, Kur'an'ı lider edinmiş, bunlardan hoşnut olmuştun!' diye seslensin. Şüphesiz Münker ve Nekir adlı melekler birbirlerinin elini tutar ve: 'Haydi gidelim. Davasının delili kendisine telkin edilen birinin yanında oturmayalım,' der. Böylece Allah, onların önünde o kişinin savunucusu durumunda olur. Hz. Peygamber'in (s.a.) meclisinde bulunan bir adam: 'Ey Allah'ın Elçisi! Peki telkin yapan kişi, Ölünün an­nesini bilmezse ne yapar?" diye sorunca, o da: 'Ey Hawâ"mn oğlu falan, diyerek Havva'ya nisbet eder.' cevabını verdi."[1303]

Bu hadisin Hz. Peygamber'e (s.a.) nisbeti (ref i) sahih değildir. An­cak, el-Esrem diyor ki: Ebu Abdillah Ahmed b. Hanbel'e: "Ölü gömülün­ce bir adam kabrin başında durup: Ey falan kadının oğlu falan! Hatırla. Hani sen dünyadan ayrılırken Allah'tan başka tanrı bulunmadığına... inan­mıştın! diyor. Halkın yaptığı bu iş hakkında ne diyorsun?" diye sordum. Bunun üzerine şu cevabı verdi: "Şamlılar dışında bunu yapan bir kimse görmedim. Ebu'l-Mugîre öldüğünde birisi geldi, bu sözleri söyledi. Ebu'l-Mugîre, bu konuda Ebu Bekr b. Ebî Meryem yoluyla, onun üstadlarının böyle yaptığını naklederdi. İbn Ayyâş'ın da bu konuda bir rivayeti vardı."

Ben derim ki: İbn Hanbel'in kasdettiği İbn Ayyaş hadisi, Taberânî'-nin Ebu Ümâme'den naklettiği bu hadistir.

Sâid b. Mansûr, Sünen inde Râşid b. Sa'd, Damra b.Habîb ile Hakîm b. Umeyr'in şöyle dediklerini aktarmaktadır: Ölünün kabri düzlenip insan­lar dağılınca kabri başında bir kişinin ölüye üç kere "Ey falan! Allah'tan başka tann yoktur; tanıklık ederim ki, Allah'tan başka tanrı yoktur! de. Ey falan! Rabbim Allah, dinim İslâm, peygamberim Hz. Muhammed, de." şeklinde telkinde bulunup ayrılmasını müstehab sayarlardı. [1304]


[1299] Müslim, 831; Ebu Davud, 3192; Nesâî, 4/82; Tirmizî, 1030; İbn Mâce, 1519; Tayâlisî,

1001; Ahmed. 4/152. Ukbe b. Âmir'den rivayet edilen bu hadiste deniliyor ki: "Üç vakitte, Allah Rasûlü (s.a.) namaz kılmamızı yahut ölülerimizi gömmemizi yasakladı: 1- Güneş doğmak üzereyken, doğup yükselinceye kadar, 2- Güneş tam göğün ortasın­da iken, batıya meyledinceye kadar, 3- Güneş batmak üzere olup batıncaya kadar." el-Hattâbî, Meâlimu's-Sünen (4/327)'de diyor ki: "Bu üç vakitte cenaze namazı kıl­manın, ölüyü defnetmenin caiz olup olmadığında âlimler ihtilaf ettiler. İlim adamları­nın çoğunluğu, namaz kılmak mekruh olan vahitlerde cenaze namazı kılmanın mek­ruh olduğu görüşünü savunmuştur. Bu görüş İbn Ömer'den rivayet edilmiş olup aynı zamanda Atâ, Nehaî ve Evzâî'nin görüşüdür. Süfyân es-Sevrf, re'yciler (Ebu Hanîfe ve arkadaşları), Ahmed b. Hanbel ve îshak b. Râhüyeh de yine bu görüşte olduklarını söylemişlerdir. İmam Şafiî ise, gece yahut gündüzün hangi saatinde olursa olsun hem cenaze namazı kılmanın, hem de ölü defnetmenin caiz olduğu görüşünü savunmuştur. Ben (el-Hattâbî) diyorum ki: Hadise uygun düştüğü için cemaatın görüşü daha uygun­dur."

[1300] Tirmizî, 1036; îbn Mâce, 1550; Ebu Davud, 3213; Ahmed, 4990, 5233, 5370, 6111; Beyhâkî, 4/55. Hadisi Tirmizî hasen saymış; îbn Hibbân (773) ile Hâkim (1/366) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî buna muvafakat göstermiştir. Dedikleri gibidir. Hâ­kim, hasen senedle buna destek sağlayacak (şâhid) bir hadis de rivayet etmektedir.

[1301] İbn Mâce, 1565. Nevevî'nin el-Mecmû (5/292)'da dediği gibi senedi ceyyiddir. Hafız İbn Hacer, Telhtsu'l-Habîr (2/131)'de buna şâhid hadisler sıralamıştır.

[1302] Ebu Davud, 3221; Beyhakî, 4/56. Hâkim (1/370) hadisi sahih saymış. Zehebî de ona muvafakat göstermiştir. Dedikleri gibidir. Nevevî ise el-Mecmû (5/292)'da isnadım ceyyid saymıştır.

[1303] Heysemî, Mecmau'z-Zevâid (3/45)'de vermiş ve: "Bu hadisi Taberânî, Kebîr'de riva­yet etmitir. Senedinde tanımadığım bir cemaat vardır." demiştir. Hafız İbn Hacer, Emâli'l-Ezkâr'da, hadisi ibn AUân'ın el-Fütâhâtu'r-Rabbâniye (4/196) adlı eserinde zikretmiş olduğunu söyledikten sonra: "Bu hadis garîbtir" diyor. Her iki yoldan da hadisin senedi çok zayıftır.

[1304] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/496-498.