sumeyye
Mon 17 January 2011, 02:54 pm GMT +0200
Giyim Kuşam İle İlgili Farklı Hadislerin Telifi:
Konu ile ilgili hadisler arasında ilk bakışta farklılık var gibidir. Bunlardan bazıları şöyledir:
"Giyimde sadelik imandandır. [54]
"Kim dünyada iken şöhret elbisesi giyerse, Allah Teâlâ ona kıyamet gününde rezillik elbisesi giydirir. [55]
"Kim tevazu için güzel elbise giyinmeyi terkederse, Allah Teâlâ ona şeref elbisesi giydirir. [56]
Diğer bazıları ise şu doğrultudadır:
"Şüphesiz Allah Teâlâ, nimetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever. [57]
Saçı başı dağınık, pejmürde bir halde olan bir adam görünce şöyle buyurmuştur: "Şu, başının dağınıklığını toplayacak bir şey bulamaz mı ki?!" Üzerinde kirli bir elbise bulunan hakkında da: "Şu, elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?"buyurmuştur. [58]
Yine O Şöyle Buyurmuştur:
"Allah sana mal verdiği zaman, Allah'ın sana olan nimet ve kereminin eseri üzerinde görünsün! [59]
Bu iki grup hadisler arasında çelişki yoktur; çünkü ortada aslında iki farklı şey vardır ve bunlar ilk bakışta birbirine karışmaktadır. Bunlardan biri güzel ve istenilmekte, diğeri ise çirkin görülmekte ve yasaklanmaktadır.
Güzel görülen ve istenilen şey, cimriliğe kaçmamaktır. Bu ise insanların mevki ve durumlarına göre değişir. Hükümdarlar hakkında cimrilik sayılan bir davranış, fakir kimseler için israf olabilir. Keza istenilen şey, medeniyetten uzak, hayvanlara benzer bir hayat yaşayan kimselerin hayat tarzlarından uzaklaşmak, temiz olmak ve güzel olan itiyatlar edinmektir.
Kötü olan ve yerilen giyim kuşam tarzı ise tekelîüfe kaçmak, ona buna çalım satmak, fakir fukaranın kalbini kırmak gibi davranışlardır. Birazcık düşünülecek olursa hadislerin lâfızlarında bu manalara işaretler olduğu görülecektir.
Âhirette ecrin sebebi; nefsi, üstünlük taslama, caka satma gibi dürtülere tabi olmaktan menetmedir; yoksa bizatihi sade (pejmürde) giyim değildir. [60]
Yeni Elbise Giyince Şükretmek:
Rasûlullah (s.a.), yeni bir elbise giyindiğinde, sarık, gömlek ya da ridâ her neyse ismini anar ve şöyle dua ederdi:
"Allahım! Sana hamd olsun. Bunu bana sen giydirdin. Bunun hayrını ve vesile olacağı şeylerin hayırlarını senden isterim; bunun şerrinden ve vesile olacağı şeylerin şerrinden sana sığınırım. [61]
Daha Önce bunun sırrından söz edilmişti. [62]
Ziynet Eşyalarında Aşırılık:
4. Giyim kuşamda aşırılığa kaçan davranışlardan biri de ziynet eşyalarında ifrata gitmektir. Konu ile ilgili iki esas vardır:
i. Acemlerin birbirlerine karşı Övündükleri ziynet eşyası altındır. Bununla süslenmenin meşru olması, dünya hayatına fazlaca dalma gibi bir sonuca götürür. Gümüş ise böyle değildir. İşte bu noktadan hareketle Rasûlullah (s.a.), altınla süslenmeyi haram kılmış ve şöyle buyurmuştur: "Ancak siz gümüşe bakın; onunla oynayın![63]
ii. Kadınların ziynete olan ihtiyacı kocalarını kendilerine cezbetmeleri için- daha çoktur; bu onlar için fıtrî bir ihtiyaçtır. Bu yüzden Arap Acem her ulusta kadınlar, erkeklere nisbetle daha çok süslenirler. Bu yüzden ziynet konusunda onlar için, erkeklere nisbetle daha müsamahalı davranılması gerekmiştir. Bu esastan hareketle Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Altın ve ipek, ümmetimden kadınlara helâl, erkeklere haram kılındı. [64]
Bir adamın elinde gördüğü altın yüzük hakkında şöyle buyurmuştur:
"Biriniz ateşten bir kora yöneliyor da onu eline koyuyor. [65] Rasûlullah (s.a.), -Özellikle de, aynı zamanda mühür olarak kullanma durumunda olan yetkililer için olmak üzere- gümüşten yüzük edinmeyi mubah kılmıştır. Altından ve demirden yüzük edinen kimseye tepkisini gösteren Rasûlullah (s.a.), "Peki neden yüzük edineyim?" şeklindeki bir soruya: "Gümüşten yüzük edin ve onu bir miskala ulaştırma! [66]şeklinde cevap vermiştir. Kadınların yekpare büyük parça altından takı edinmelerini yasaklamıştır. O şöyle buyurmuştur:
"Kim sevdiğini, ateşten bir halka ile çevrelemek isterse, ona altından bir halka yapsın! [67] Rasûlullah (s.a.), aynı üslup üzere boyun halkası (tauk) ve bileziği de zikretmiştir. Altın gerdanlık, altın halka küpe, altın zincir hakkında da açık beyanda bulunmuştur.[68]
Rasûlullah (s.a.) bu hükmün gerekçesini şu ifadelerinde beyan etmiştir:
"Ey kadınlar cemaati! Takı edinmek için gümüş sizin için yeterli değil mi?! Sizden herhangi bir kadın altından takı edinir ve onu gösterirse, muhakkak onunla azap görür. [69]
Ümmü Seleme'nin (r.a.) altın paralardan yapılmış takısı vardı. Öyle anlaşılıyor ki o, tek parça halinde değildi. Rasûlullah'ın (s.a.), altının kadınlar için helâl olduğunu söylemesi mutlak anlamda olmayıp, kısmen ve belirli kalıplar içinde olmakla kayıtlıdır.
Bu, konu ile ilgili hadislerin ortaya koyduğu bir sonuçtur ve hadisler arasında bir çelişki de yoktur. Konu ile ilgili fukahânın görüşleri malûmdur. İşin içyüzünü en iyi Allah bilir. [70]
Saç Sakal:
5. Saç ile süslenme: İnsanlar saç konusunda farklı farklı yaklaşımlara sahipti. Mecûsîler sakallarını tıraş eder, bıyıklarını uzatırlardı. Peygamberler sünneti ise, bunun aksi doğrultusunda idi. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Müşriklere muhalefet edin; sakalı uzatın, bıyıkları iyice kısaltın! [71]
Giyim Kuşamda Ve Süslenmede Orta Yol:
Bazı insanlar pejmürdelikten, müptezellikten, kötü görünümden hoşlanırlar, güzel görünmeyi, süslenmeyi sevmezlerdi. Bazı insanlar da süslenmede aşırılığa kaçarlar ve bunu öğünç vesilesi sayarlar ve böylece insanları hor görürler. Bu itibarla onların bu yaklaşımlarını tümden kale almamak ve onların yaklaşımlarını reddetmek, şer'î maksatlardan biri olacaktır. Çünkü şeriatların oluşmasında temel teşkil eden şey, iki aşırı uç arasında itidali bulmak, her iki maslahatı da birden gerçekleştirmeye çalışmaktır.[72]
[54] Ebû Dâvûd, Tereccül, 1 (4161).
[55] Ebû Dâvûd, Libâs, 4; İbn Mâce, Libâs, 24.
[56] Ebû Dâvûd, Edeb, 3.
[57] bkz. Ahmed, 2/182.
[58] Ebû Dâvûd, Libâs, 14 (4062).
[59] Ebû Dâvûd, Libâs, 14; Tirmizî, Edeb, 54.
[60] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/600-601.
[61] Ebû Dâvûd, Libâs, 1.
[62] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/601-602.
[63] Ebû Dâvûd, Hatim, 8 (4236).
[64] Tirmizî, Libâs, 1; İbn Mâce, Libâs, 19.
[65] Beyhakî, 2/424.
[66] Ebû Dâvûd, Hatim, 4 (4223).
[67] Ebû Dâvûd, Hatim, 8 (4236).
[68] bkz. Ebû Dâvûd, Hatim, 8 (4238).
[69] Ebû Dâvûd, Hatim, 8 (4237).
[70] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/602-603.
[71] Buhârî, Libâs, 64.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/603.
[72] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/603.