Rüveyha
Fri 20 February 2015, 01:30 am GMT +0200
Gerdeğe girmeden boşanan kadın mehir alabilir mi?
Zifaf ya da halvet-i sahiha (eşlerin yanlarına izinsiz olarak üçüncü bir şahsın giremeyeceği bir mekanda baş başa kalmaları) gerçekleştikten sonra meydana gelen boşanmalarda, mehir belirlenmiş ama peşin olarak verilmemişse tamamının, belirlenmemişse mehr-i mislin kadına ödenmesi gerekir. Ancak, zifaf ya da halvet-i sahiha olmadan önce boşanma olması halinde, şayet mehir belirlenmişse, belirlenen mehrin yarısı, mehir belirlenmemişse müt’a ödenmesi gerekir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
“Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş (varlıklı) olan gücüne göre, eli dar (yoksul) olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, örfe uygun olarak müt’a versin. Bu, iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur. Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz (yani mehri tam olarak vermeniz) takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir” (Bakara, 2/236, 237).
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu
Zifaf ya da halvet-i sahiha (eşlerin yanlarına izinsiz olarak üçüncü bir şahsın giremeyeceği bir mekanda baş başa kalmaları) gerçekleştikten sonra meydana gelen boşanmalarda, mehir belirlenmiş ama peşin olarak verilmemişse tamamının, belirlenmemişse mehr-i mislin kadına ödenmesi gerekir. Ancak, zifaf ya da halvet-i sahiha olmadan önce boşanma olması halinde, şayet mehir belirlenmişse, belirlenen mehrin yarısı, mehir belirlenmemişse müt’a ödenmesi gerekir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:
“Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş (varlıklı) olan gücüne göre, eli dar (yoksul) olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, örfe uygun olarak müt’a versin. Bu, iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur. Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz (yani mehri tam olarak vermeniz) takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir” (Bakara, 2/236, 237).
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu