sumeyye
Thu 20 January 2011, 05:50 pm GMT +0200
Gerçek Babadan Başkasına İntisap Etmek:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Her kim, babası olmadığını bildiği halde babasından başkasını baba iddia ederse, ona cennet haramdır.[77]
Öyle insanlar vardır ki âdî maksatlar edinirler ve bunun sonucunda babasından yüz çevirir ve bir başkasına intisap ederler. Bu bir zulüm ve isyandır; çünkü gerçek babayı hüsrana uğratmaktadır. Zira baba neslinin kendisine nisbet edilerek devam etmesini istemektedir; çocuk ise onun bu arzusunu boşa çıkarmaktadır. Hem bu, bir nankörlük ve varlığına sebep olan babaya karşı edepsizliktir.
Öbür taraftan yardımlaşma ve dayanışma içinde olma, mahalle ve şehir düzeninin sağlanabilmesi için zorunludur. Eğer babadan kopma kapısı açılacak olsa, o zaman bu maslahat ihmal edilmiş olacak ve kabile nesepleri birbirine karışacaktır. Bu manada olmak üzere Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Hangi kadın, bir kavme onlardan olmayan bir çocuğu sokarsa, o kadının Allah katında bir yeri yoktur; Allah onu cennete asla sokmayacaktır. Hangi adam da kendi çocuğunu o kendisine baka baka inkâr ederse, Allah rahmetini ondan esirger ve onu bütün mahlukâtın gözü önünde rezil rüsvay eder. [78]
İddet Ve Benzeri Konularda Kadının Güvenilirliği:
İddet ve benzeri konularda söz kadının olmakta; kendisinden, kocaya ait nesebi başkalarınki ile karıştırmaması istenmektedir. Bu konuda haricî bir müeyyide yoktur. Bu sebeple uhrevî bir müeyyideye ihtiyaç duyulmuş ve onun bu şekilde korkutulması gerekmiştir.
Nesebi karıştıran kadının bu şekilde cezalandırılması, onun dünya düzenini bozmaya çalışması ve insan türünün doğasında bulunan şeye ters hareket etmesi yüzündendir. Bu, Mele-i a'lâ'nın buğzunu gerektiren bir harekettir; çünkü onlar insan türünün salâhı için dua etmekle memurdurlar. Kadın ise bozulması için koşuşturmaktadır.
Adam, çocuğunu inkâr ettiği zaman, nesebi olmayacağından onu ömür boyu zillet ve hiç bitmeyen bir ar duygusu içine itmiş olur; nafakasını temin edecek kimsesi olmayacağından maddî yönden onun telefine sebep olur. Bu davranışıyla o, bir bakıma çocuklarını öldürmüş gibi olur. Ayrıca çocuğun anasını da, Ömür boyu devam edecek bir zillet ve arlanma içine sokar. [79]
[77] Müslim, îmân, 115.
[78] Ebû Dâvûd, Talâk, 29; İbn Mâce, Ferâiz, 13.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/455.
[79] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/455-456.