- Gençlerin evlilik gündemi

Adsense kodları


Gençlerin evlilik gündemi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sun 10 June 2012, 01:28 pm GMT +0200



Sebahattin Yaşar

Gençlerin evlilik gündemi


HER HALÜKÂRDA,ADAYLAR BİRBİRLERİNE KARŞI, EBEVEYNLERE KARŞI, ÇEVREYE KARŞI SAĞLIKLI BİR İLETİŞİM, HER ŞEYİ KONUŞMA ESASLI YAKLAŞIMLAR GELİŞTİRMEK DURUMUNDADIRLAR. ELBETTE HAYATLARINI BİRLEŞTİRENLERİN KARARLARINA SAYGILI OLMAK GEREKİYOR.

AMA ONLARIN YARIN PİŞMANLIKLAR YAŞAMAMASI İÇİN YA DA EVLİLİKLERİNİN SIKINTI İLE KARŞILAŞMAMASI İÇİN KONUNUN HER TÜRLÜ BOYUTUNUN DA İSTİŞARE EDİLMESİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR.
   
Gençlerin önemli ve onları ciddî meşgul eden gündemlerinden birisi de, evliliktir. Onun için zaman zaman bize ulaşan maillerin pek çoğunda bu meseleye dair sorular var.
Yani, ‘Ne zaman bu işe girişmek gerekiyor? Nasıl başlamak gerekiyor? İşin püf noktaları nelerdir? Adaylarla nasıl konuşmak gerekiyor? Adayları ailelere nasıl anlatmak gerekiyor? Aday seçerken neye dikkat etmek gerekiyor?’ gibi onlarca soru.
Hakikaten de bu sorulara makul ve mantıklı cevaplar bulmak gerekiyor.
Ama gelin görün ki, bu sorular pek çok gencin gündeminde ciddî şekilde yer aldığı halde, çok az genç bu ciddî konularda kendilerine yardımcı yakın bulabiliyor.
Bir de zaten iletişimi mahveden bir cümle var ki, ‘Hele işini gücünü bul da, ondan sonra evlilik gibi meselelerle ilgilen…’.
Oysa, her duygunun yoğun bir yaşı vardır.
İşte evlilik meselesi de özellikle üniversite eğitimi yıllarında gencin zihnini ciddî meşgul eden, pek çok kararların verildiği, ama ciddî istişarelerin yapılamadığı bir dönemdir.
Özellikle üniversite eğitim süreci içerisindeki gençlerin karşı cinsle olan iletişimi daha bir problem oluyor. Çünkü karşı cinsle konuşmada ölçü kaçırılabiliyor, hisler ön plana geçebiliyor ve bunun neticesinde de sağlıklı düşünme melekesi kaybedilebiliyor. Böyle bir durumdaki gencin kendisine yapılan sağlıklı telkinlere kendini verebilmesi ve anlayabilmesi iyice güçleşiyor.
Bunun neticesindedir ki, anneyi babayı dinlemeksizin adımlar atanlar, çevresindeki büyüklerin yorum ve kanaatlerini dikkate almaksızın kararlar verenler elbette bir müddet sonra ağır pişmanlıklar yaşayabiliyorlar.
Böylece evlilik gündemi gençlerin en zorlandığı ve yalnız kaldığı, sağlıklı istişareler yapamadığı bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.
Şu an pek çok üniversiteli genç bunun derin sıkıntılarını yaşıyor.
Yine pek çok genç, bu konuyu aile bireyleri ile sağlıklı konuşamamanın sıkıntılarını yaşıyor.
Tabiî pek çok gencimiz de bu dönemde sağlıklı istişare edememenin sonucu attığı adımların verdiği kararların tasasını çekiyor, pişmanlıklarını yaşıyor.
Üniversite yıllarında sadece karşı cinsin ‘sesine vurulmuş’ böylece evlilik hayatını başlatmış ve sonrasında da ciddî iletişim problemleri yaşamış örnekler oldu.
Yine üniversite yıllarında kendi yetiştiği aile değerlerine ve dinî yaşayışına zıt bir bireyle evlilik hayatı kurup, ‘Nasıl olsa ileride düzelir’ diyerek başlayan aile sürecinin pek çok sıkıntılar yaşadığı ve hatta düzelmesi noktasında adımlar atan tarafın da bir müddet sonra, değer kaybına uğradığı bir vakıa olarak yaşanmaktadır.
Tabiî evlilikte bireyler birbirlerini değiştirme konusunda kendilerini etkin görürken, evlilik hayatı başlayınca, süreç çok da istendiği gibi olmamaktadır. Çünkü, öncesinde taşınan hisler ön planda iken, adımlar atıldığında hayatın gerçekleri kendini göstermeye başlamaktadır.
Haliyle bir hayat tarzına alışan bireyin, bu hayat tarzını birden değiştirebilmesi, meselâ tesettürü olmadan evliliğe atılmış bir hanımefendinin, eşinin ‘tesettürlü ol’ isteğine birden cevap verebilmesi imkânı ne kadar olacaktır.
O zaman bir şey akla geliyor ki, üniversiteli gencin eğitim süreci devam ederken, evlilik gündemi de ıskalanmamalıdır.
Evet, öncelik tabiî ki, eğitim sürecinin bir an evvel sağlıklı, başarılı tamamlanmasıdır. Ama bu arada böyle bir gündem oluşuyorsa, elbette bu gündeme karşı da duyarsız kalmamak gerekiyor. Gerek gencin kendisinin ve gerekse genç tarafından ebeveyne böyle bir gündem iletildiğinde işin ciddiye alınıp, akl-ı selîmi ön planda tutarak, genciyle birlikte ebeveynin en sağlıklı adımı atmanın kararını vermelidirler.
Böyle olmadığı takdirde pek çok olumsuz iletişim örnekleriyle oluşmuş davranışlar, tutumlar ve kararlar kendini göstermektedir. Elbette bu durumlar ve kararlar hayata çok daha aykırı bir şekilde yansıyor.
Bu gün ailelerde yaşanan yıkımların çoğunda, evlilik öncesi oluşmuş iletişimsizlikler vardır.
Özellikle gencin bu süreçte biraz daha hayatı yavaşlatıp, kararları yavaşlatıp, hisleri yavaşlatıp daha bir akl-ı selîmi ön planda tutma, daha bir istişareyi önemseme, daha bir büyüklerden, tecrübelilerden hayat dersleri dinleme olmazsa olmazlarındandır.
Bu anlatılanlar, bu süreçte adım atılamaz, karar verilemez, böyle bir gündem olamaz değildir. Ancak bu adımların öncesinde çok iyi tahliller yapmak gerektiğine, eğri oturup doğru konuşmak gerektiğine, acı nasihatlere kulak vermek gerektiğine, hislerle hareket etmemek gerektiğine işaretlerdir.
Böyle olmazsa, evlilik sürecinde pek çok gencin anne babası ile iletişimi kesiliyor. Hatta daha ileri boyutta anne babasının duâsını alamadan, rızasını alamadan adımlar atılıyor ki, bu bir genç için büyük bir kayıptır.
Evet, karar sizin kararınız olsun, seçtiğiniz eş hayatı sürdüreceğiniz kişi olsun, tercihin altında kişinin kendi iradesi olsun, ancak bunlar olurken, anne babayı ikna etmek, onların rızalarını almak, onların nasihatlerine kulakları açmak ve hatta bir kez daha düşünmek gibi açık kapıların da bulunması gerekiyor.
Anne babanın da, yaşanan süreci tıkamak değil; iletişimi kesmek değil, ikna sürecinin, bir başka büyüğü devreye koyma sürecinin işletilmesini gözetmesi gerekiyor.
Her halükârda, adaylar birbirlerine karşı, ebeveynlere karşı, çevreye karşı sağlıklı bir iletişim, her şeyi konuşma esaslı yaklaşımlar geliştirmek durumundadırlar.  Elbette hayatlarını birleştirenlerin kararlarına saygılı olmak gerekiyor. Ama onların yarın pişmanlıklar yaşamaması için ya da evliliklerinin sıkıntı ile karşılaşmaması için konunun her türlü boyutunun da istişare edilmesine özen gösterilmelidir.
Şu düşünülmelidir ki, anne baba da, adaylar da, çevre de sağlıklı, mutlu, neşe dolu bir aile ocağı kurulmasını istemektedir. Onun için herkesin kanaatlerini anlamaya çalışmak, ama akl-ı selîmi ön planda tutmak gerekiyor. Yoksa, hisler ön planda ise, pişmanlıklar kaçınılmazdır.
Onun için gençler, bu gibi konularda, anne baba rızasını almalı, konu ile ilgili bilgi edinmeli ve ‘Lütfen, ilgilisi ile istişare!’