neslinur
Fri 9 July 2010, 04:12 pm GMT +0200
Gençlere Fırsat
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) idarecilik özelliklerinden biri de işi ehli olana vermesidir. Çünkü başarı, o işi uzmanların yapması ile gerçekleşir. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) “en hayırlı nesil” olan sahâbilerle beraber İslâmı tebliğ ettiği ve ilk İslâm devletini kurduğu zaman herkesi kabiliyetlerine göre görevlendirmiştir. Hepsi kuvvetli imanları, iyi niyetleri sebebiyle ihanette bulunmayacakları hâlde Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) başarısızlığı önlemek için her işte, uygun olan kimseyi seçmek suretiyle baştan tedbir almıştır. Meselâ, kendisinin katılmadığı bir seferde Zeyd b. Harise’yi kumandan tayin etmiştir. O orduda birçok ileri gelen sahâbî olmasına rağmen Zeyd’in tayinine şaşıran sahâbiler, Hz. Peygamber’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) itaatte kusur etmemişler ve Zeyd’in komutası altında o savaşa katılmışlar. Bir başka sefer de Zeyd’in yaşı çok genç olan oğlu Usâme’yi kumandan tayin ettiğinde sahâbiler, böyle genç birinin kumandanlığını yine hayretle karşılamışlar ve bu kararı garipsemişler. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Siz vaktiyle Usâme’nin babasının kumandanlığını da hoş karşılamamıştınız. Halbuki o, bu alandaki kabiliyetini ispat etti. Şimdi de oğlu için aynı şeyleri söylüyorsunuz. Zeyd de oğlu da benim çok sevdiğim kimselerdir.” buyurmuş ve işi ehline, uzmanına verdiğini belirtmiştir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), böyle davranmakla çok önemli bir kuralı belirlemiştir. Genç-yaşlı ayırt etmeden görev, uzman olana verilir. Kişi genç olduğu için geri plâna itilmez.
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) idarecilik özelliklerinden biri de işi ehli olana vermesidir. Çünkü başarı, o işi uzmanların yapması ile gerçekleşir. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) “en hayırlı nesil” olan sahâbilerle beraber İslâmı tebliğ ettiği ve ilk İslâm devletini kurduğu zaman herkesi kabiliyetlerine göre görevlendirmiştir. Hepsi kuvvetli imanları, iyi niyetleri sebebiyle ihanette bulunmayacakları hâlde Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) başarısızlığı önlemek için her işte, uygun olan kimseyi seçmek suretiyle baştan tedbir almıştır. Meselâ, kendisinin katılmadığı bir seferde Zeyd b. Harise’yi kumandan tayin etmiştir. O orduda birçok ileri gelen sahâbî olmasına rağmen Zeyd’in tayinine şaşıran sahâbiler, Hz. Peygamber’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) itaatte kusur etmemişler ve Zeyd’in komutası altında o savaşa katılmışlar. Bir başka sefer de Zeyd’in yaşı çok genç olan oğlu Usâme’yi kumandan tayin ettiğinde sahâbiler, böyle genç birinin kumandanlığını yine hayretle karşılamışlar ve bu kararı garipsemişler. Durumu öğrenen Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Siz vaktiyle Usâme’nin babasının kumandanlığını da hoş karşılamamıştınız. Halbuki o, bu alandaki kabiliyetini ispat etti. Şimdi de oğlu için aynı şeyleri söylüyorsunuz. Zeyd de oğlu da benim çok sevdiğim kimselerdir.” buyurmuş ve işi ehline, uzmanına verdiğini belirtmiştir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), böyle davranmakla çok önemli bir kuralı belirlemiştir. Genç-yaşlı ayırt etmeden görev, uzman olana verilir. Kişi genç olduğu için geri plâna itilmez.