Eslemnur
Thu 23 September 2010, 12:40 am GMT +0200
4. Geçimin Korunması
Vazedilmiş olan esas kanunlardan biri de şudur: Aç bir insana — ne vaziyette olursa olsun — ekmek verilecektir. Çıplak bir insan — ne durumda bulunursa bulunsun — giydirilecektir. Yaralı ve hasta kimse — hangi halde bulunursa bulunsun — tedavi edilmeye hak kazanır. Şurasına da asla bakılmayacaktır ki, bu aç, bu çıplak, bu yaralı veya hasta dost mudur, düşman mıdır? Bu umumî (Universal) hukuk kaidesidir. Düşmana dahi aynı şekilde muamele edilecektir. Düşman tarafa mensup bir kimse, bizim tarafımıza gelir yahut da getirilirse, aç olursa karnı doyurulacak, çıplak ise giydirilecek, aç ve çıplak bırakılmayacaktır. Hasta ve yaralı olursa önce tedavisi için çalışılacaktır.[226]
"Sevmemelerine rağmen, yoksullara, yetimlere ve esirlere yemek yedirirler." (Ed – Dehr: 8 ).
5. İnsaf ve Adalet:
Kur'an-ı Kerimin koyduğu değişmez usullerden biri de şudur: insanlara karşı insaf ve adaletle muamele edilecektir. Hak Taalânın bu husustaki emirleri şöyledir:
"Herhangi bîr kavmin düşmanlığı sizi hiddetlendirip de adalet yolundan ayırmasın. Adalet yolunu tutarsanız, bu takvaya daha yakındır."
(Maide:8 ).
Bu âyet-i kerime'de, İslâm, şu esası tayin etmiştir: İnsana karşı — tek bir insan ferdi ve yahut da bir kavim ve insanlar topluluğu — her ne şekilde olursa olsun, adalet ve insaf ile muamele edilecektir. Dostlara karşı adalet ve insaf gösterilip, düşmanlara karşı adalet ve insaftan uzak kalmayı islâm usulü tamamiyle reddetmiştir. Onların hakkında da adalet ve insaf gözetilmesin denmemiştir.
6. İyiliğe yardım etmek ve fenalığa yardım etmemek:
Kur'an-ı Kerimin bu bahiste tayin ettiği usullerden biri de şudur: İyilik ve hakkı ortaya koymak için yardım etmek lâzımdır. Zulüm ve haksızlık için yardım edilemez. Fenalığı kardeş gibi yakınlardan birisi dahi yapsa ona dahi yardım edilmez. Bunun tam zıddı olarak, iyiliği düşman dahi yapsa bu işte ona yardım etmek gerekir. Hak Taalâ, bu bahiste şöyle hidayet buyurmuştur:
"İyilik ve Allahtan çekinmek için yardım ediniz. Günah ve tecavüz için yardım etmeyiniz."
(Maide: 2).
Burada iyilik kelimesi "Birr" lafzı ile bildirilmiştir. Bu kelimenin Arapça'da lügat manası "hakkı yerine getirmek" demektir. Yani diğerlerinin de hakkını yerine getirmek ve takva yani Allah'tan çekinmek için birbirinize yardım ediniz. Bu da Kur'an-ı Kerimin daimî ve müstakil usullerinden biridir.