hafiza aise
Fri 3 June 2011, 10:34 am GMT +0200
B) SAVAŞIN SONA ERMESİYLE İLGİLİ OLARAK VERDİĞİ HÜKÜMLER
1— Ganimetler Hakkında Verdiği Hükümler:
a) İslâm'da İlk Ganimet ve İlk Öldürme Olayı Hakkındaki Hükmü:
Hz. Peygamber (s.a.), Abdullah b. Çahş komutasındaki seriyyeyi, Ku-reyş'e ait bir kervanı gözetlemek üzere Nahle'ye göndermiş ve kendisine mühürlü bir mektup vererek iki günden önce okumamasını emretmişti. (Seriyye kervana hücum etmiş) ve Amr b. el-Hadramî'yi öldürmüşler, Osman b. Abdullah ile Hakem b. Keysan'ı da esir almışlardı. Bu olay haram ayda olmuştu. Müşrikler müslümanlara çok sert tepki göstermişlerdi. Hz. Peygamber (s.a.), ganimeti ve iki esiri bekletmişti. Nihayet: "Sana haram ayı ve onda savaşmanın doğru olup olmadığını soruyorlar. De ki: Haram ayda savaşmak büyük bir günahtır. Ancak (insanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mani olmak ve halkını oradan çıkarmak; bunlar Allah katında daha büyük günahlardır."[484] âyeti indi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.), kervanı (ganimeti) ve iki esiri kabul etti. Kureyş, bunların fidyesini ödemek üzere adamlar gönderdi. Hz. Peygamber (s.a.) onlara: "Hayır! İki adamımız —yani Sa'd b. Ebî Vakkas ile Utbe b. Gazvan— gelmedikçe vermeyiz. Biz onlar hakkında sizden endişe ediyoruz. Onları öldürürseniz adamlarınızı öldürürüz." buyurdu. Bu ikisi geldiklerinde Hz. Peygamber (s.a.), Osman ile Hakem'i vererek onları (takasla) aldı ve ganimeti taksim etti.[485]
İbn Vehb: Hz. Peygamber'in (s.a.) ganimeti reddettiğini ve öldürülene de fidye ödediğini zikreder.
Siyerde malum olan böyle olmadığıdır.
Bu kıssadan şu hüküm çıkar:
1— Mühürlü vasiyyet üzerine şehadete cevaz vermek. Bu İmam Mâük ve pek çok selef ulemasının görüşüdür. Buna Sahihayn'âakı İbn Ömer hadisi de delâlet eder: "Vasiyet etmek istediği bir şeyi bulunan bir müslüman kimseye, vasiyeti yanında yazılı bulunmadıkça iki gece yatması caiz değildir."[486]
2— Bir diğer hüküm de şudur: Devlet başkanı ve hâkimin mektubuna (onun yazdığına dair) beyyine aranmaz; devlet başkanı ya da hâkimin onun içeriğini, mektubu taşıyan kimseye okumuş olması da gerekmez. Bütün bu (şartların) ne Kitap'ta ne de sünnette bir dayanağı vardır. Hz. Peygamber (s.a.), mektuplarım elçilerine veriyor ve yazdığı kimselere onları gönderiyordu. Ne elçilere içeriklerini okuyor, ne de üzerlerine iki şahit tutuyordu. Dolayısıyla bu hüküm, Hz. Peygamber'in (s.a.) sünnetinden ve uygulamasından kesinlikle anlaşılmaktadır. [487]
[484] Bakara, 2/217.
[485] Taberî, 2/349; İbn Hişâm, 2/255. Ayrıca bk. 3/208-212,418.
[486] Buharı, 55/1; Müslim, 1627.
[487] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 5/177-178.