hafiza aise
Sun 3 July 2011, 08:56 am GMT +0200
7— Ganimet Paylaşma İmasında Hoşnutsuzluk:
İbn İshâk, Âsim b. Ömer b. Katâde—Mahmud b. Lebîd ve Ebu Saîd el-Hudrî yoluyla şu rivayeti zikretmektedir: Hz. Peygamber (s.a.), Kureyş'e ve diğer Arap kabilelerine ganimetlerden paylarını —yukarıda belirtildiği ölçüde— verince ve Ensar'a da pay ayırmayınca Ensar, nefislerinde bir hoşnutsuzluk hissetti. Bu konuda söylenenler çoğaldı. Hatta içlerinden biri: "Rasülullah (s.a.) artık kavmine kavuşmuştur." dedi. Sa'd b. Ubâde Rasûlullah'ın (s.a.) yanına girerek: "Ya Rasûlalîah! Ensar'm bir kısmı, elde ettiğin gani-metlerdeki tasarrufundan dolayı hoşnutsuzluk hissediyorlar. Kendi kavmine pay ayırdın, Arap kabilelerine muazzam ihsanlarda bulundun, ama Ensar'm bu kısmına hiçbir şey düşmedi." dedi. Rasülullah (s.a.): "Sen ne düşünüyorsun, ey Sa'd?" diye sorunca, o da: "Ya Rasülallah! Ben de kavmimden bir' " kişiyim." dedi. Bunun üzerine Rasülullah (s.a.): "Bana şuradaki boş arsada kavmini topla." emrini verdi. Muhacirlerden bazıları da oraya geldiler ve girmelerine izin verildi, başkalarının girmesine engel olundu. Sonra Sa'd, Rasû-lullah'a (s.a.) gelerek: "Ensar sizin için toplandı ya Rasülallah!" diyerek haber verdi. Hz. Peygamber (s.a.) geldi, Allah'a hamdetti, O'nu lâyık olduğu şekilde övdü ve sonra: "Ey Ensar topluluğu! Nefislerinizdeki hoşnutsuzluk ve bunun sonucu söylediğiniz sözler bana ulaştı. Ben sizi dalâlette bulmadım mı? Allah sizi, benim vasıtamla hidayete erdirmedi mi? Fakir bulduğum halde Allah sizi benim vasıtamla zengin kılmadı mı? Birbirinize karşı düşmanlar idiniz de, Allah benim vasıtamla kalplerinizi birbirine kaynaştırmadı mı?" diye hitap etti. Ensar da: "Allah Rasûlü'nün ihsanı ve fazileti pek büyüktür." diyerek karşılık verdiler. Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti: "Ey Ensar topluluğu! Bana cevap vermeyecek misiniz?" Bunun üzerine Ensar: "Nasıl cevap verelim ya Rasülallah? İhsan ve faziletler Allah ve Rasülünden-dir." dediler. Rasülullah (s.a.) da devamla: "Vallahi, siz isteseniz bana şu (aşağıdaki) sözleri söyler ve hem doğru söylemiş olursunuz, hem de sizi dinleyenler bu sözleri doğrularlar: Kavmin seni yalanlamış olarak bize geldin, biz seni tasdik ettik; perişandın, sana yardım ettik; kovulmuştun, seni aramızda barındırdık; fakir olarak geldin, malımızı seninle paylaştık. Ey Ensar topluluğu! Sizin müslümanlığmızdaki samimiyet ve ihlâsa güvenerek, yeni müs-lüman olanların kalplerini kazanmak için onlara vermiş olduğum geçici ve hükümsüz birkaç parça dünyalık için bana yakıştırmalarda bulundunuz. Ey Ensar topluluğu! Herkes develer ve koyunlarla buradan dönerken, sizler Rasülullah ile dönmek istemez misiniz? Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ölsün ki sizin beraberinizde götürdüğünüz şey, onların beraberinde bulunanlardan daha hayırlıdır. Hicret olmasaydı, mutlaka Ensar'-dan bir nefer olurdum. Ensar bir vadiye girse, diğer insanlar da başka bir vadiye girseler, ben Ensar'ın girdiği vadiye ve mahalleye girerdim. Ensar bizzat cesede temas eden iç gömlek, diğer insanlar onun üzerine giyilen dış gömlektir. Ya Rabbi! Ensar'a, Ensar'ın evlatlarına ve Ensar'm evlatlarının evlatlarına rahmet eyle." Bunun üzerine orada bulunan herkes sakallan ıslamn-caya kadar ağladılar ve "Nasip ve pay yönünden Allah ve Rasûlü'ne razı olduk." dediler. Daha sonra Rasülullah (s.a.) orayı terketti ve herkes dağıldı.[18]
[18] İsnadı sahihtir. İbn Hişâm, es-Sîre 2/498, 499; Müsned, 3/76; İbn İshak'dan. Buharî, 95/9; Müslim, 1016; Ahmed, Müsned, 4/42.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/24-25.
İbn İshâk, Âsim b. Ömer b. Katâde—Mahmud b. Lebîd ve Ebu Saîd el-Hudrî yoluyla şu rivayeti zikretmektedir: Hz. Peygamber (s.a.), Kureyş'e ve diğer Arap kabilelerine ganimetlerden paylarını —yukarıda belirtildiği ölçüde— verince ve Ensar'a da pay ayırmayınca Ensar, nefislerinde bir hoşnutsuzluk hissetti. Bu konuda söylenenler çoğaldı. Hatta içlerinden biri: "Rasülullah (s.a.) artık kavmine kavuşmuştur." dedi. Sa'd b. Ubâde Rasûlullah'ın (s.a.) yanına girerek: "Ya Rasûlalîah! Ensar'm bir kısmı, elde ettiğin gani-metlerdeki tasarrufundan dolayı hoşnutsuzluk hissediyorlar. Kendi kavmine pay ayırdın, Arap kabilelerine muazzam ihsanlarda bulundun, ama Ensar'm bu kısmına hiçbir şey düşmedi." dedi. Rasülullah (s.a.): "Sen ne düşünüyorsun, ey Sa'd?" diye sorunca, o da: "Ya Rasülallah! Ben de kavmimden bir' " kişiyim." dedi. Bunun üzerine Rasülullah (s.a.): "Bana şuradaki boş arsada kavmini topla." emrini verdi. Muhacirlerden bazıları da oraya geldiler ve girmelerine izin verildi, başkalarının girmesine engel olundu. Sonra Sa'd, Rasû-lullah'a (s.a.) gelerek: "Ensar sizin için toplandı ya Rasülallah!" diyerek haber verdi. Hz. Peygamber (s.a.) geldi, Allah'a hamdetti, O'nu lâyık olduğu şekilde övdü ve sonra: "Ey Ensar topluluğu! Nefislerinizdeki hoşnutsuzluk ve bunun sonucu söylediğiniz sözler bana ulaştı. Ben sizi dalâlette bulmadım mı? Allah sizi, benim vasıtamla hidayete erdirmedi mi? Fakir bulduğum halde Allah sizi benim vasıtamla zengin kılmadı mı? Birbirinize karşı düşmanlar idiniz de, Allah benim vasıtamla kalplerinizi birbirine kaynaştırmadı mı?" diye hitap etti. Ensar da: "Allah Rasûlü'nün ihsanı ve fazileti pek büyüktür." diyerek karşılık verdiler. Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti: "Ey Ensar topluluğu! Bana cevap vermeyecek misiniz?" Bunun üzerine Ensar: "Nasıl cevap verelim ya Rasülallah? İhsan ve faziletler Allah ve Rasülünden-dir." dediler. Rasülullah (s.a.) da devamla: "Vallahi, siz isteseniz bana şu (aşağıdaki) sözleri söyler ve hem doğru söylemiş olursunuz, hem de sizi dinleyenler bu sözleri doğrularlar: Kavmin seni yalanlamış olarak bize geldin, biz seni tasdik ettik; perişandın, sana yardım ettik; kovulmuştun, seni aramızda barındırdık; fakir olarak geldin, malımızı seninle paylaştık. Ey Ensar topluluğu! Sizin müslümanlığmızdaki samimiyet ve ihlâsa güvenerek, yeni müs-lüman olanların kalplerini kazanmak için onlara vermiş olduğum geçici ve hükümsüz birkaç parça dünyalık için bana yakıştırmalarda bulundunuz. Ey Ensar topluluğu! Herkes develer ve koyunlarla buradan dönerken, sizler Rasülullah ile dönmek istemez misiniz? Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ölsün ki sizin beraberinizde götürdüğünüz şey, onların beraberinde bulunanlardan daha hayırlıdır. Hicret olmasaydı, mutlaka Ensar'-dan bir nefer olurdum. Ensar bir vadiye girse, diğer insanlar da başka bir vadiye girseler, ben Ensar'ın girdiği vadiye ve mahalleye girerdim. Ensar bizzat cesede temas eden iç gömlek, diğer insanlar onun üzerine giyilen dış gömlektir. Ya Rabbi! Ensar'a, Ensar'ın evlatlarına ve Ensar'm evlatlarının evlatlarına rahmet eyle." Bunun üzerine orada bulunan herkes sakallan ıslamn-caya kadar ağladılar ve "Nasip ve pay yönünden Allah ve Rasûlü'ne razı olduk." dediler. Daha sonra Rasülullah (s.a.) orayı terketti ve herkes dağıldı.[18]
[18] İsnadı sahihtir. İbn Hişâm, es-Sîre 2/498, 499; Müsned, 3/76; İbn İshak'dan. Buharî, 95/9; Müslim, 1016; Ahmed, Müsned, 4/42.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/24-25.