hafiza aise
Fri 21 September 2012, 11:12 am GMT +0200
Gaflet, geleceğimizi düşünmeye fırsat vermiyor mu
Bir zamanlar dedelerimiz, onların da baba, dede ve nineleri yaşamışlardı bu âlemde. Ama şimdi bu geçmişlerimizden bir eser yoktur burada.
Amelleriyle baş başa kalıyorlar gittikleri yerlerde. Şu anda imkanımız olsa da onlara sorular sorarak desek ki:
- Biz de sizin gibi hayatı tüketiyoruz burada. Yakında geleceğiz yanınıza. Oradan ne tavsiye edersiniz bizlere?
Bana öyle geliyor ki cevapları feryattan başkası olmayacaktır:
-Bizler hayatımızı tam değerlendiremedik, siz bari aldanmayın, sayılı günlerinizi günahlardan korunarak, sevaplarla doldurarak değerlendirin, hayırlı hizmetlerin ucundan bucağından tutarak yaşayın. Şunu unutmayın ki, gafilce ve dalgınca tüketilen bir hayatın sonu burada pişmanlıktır. Biz bu fırsatı kaçırdık, bu pişmanlığı olanca üzüntümüzle yaşıyoruz. Siz bari kaçırmayın fırsatı, doğru değerlendirin hayatınızı... Yoksa buradaki pişmanlığın hiç faydası olmuyor sonunda.
Ne dersiniz varacağımız yerden gelen bu hatırlatmalara? Biz de böyle bir pişmanlık duymaya aday olarak mı yaşıyoruz hayatımızı? Hep bu hayatı düşünüyor, geleceğimizi hatırlamaya fırsat dahi bulamıyor muyuz?
Eğer böyle ise aylar, seneler boşa gidiyor, sınırlı ömür sermayesi kazançsız bitiyor demektir. Biz de önce gidenlerin ikazlarından ders almamış, geleceğe iman gözüyle bakamamışız. Gidenlerin pişmanlık duyduğu gaflet, bizi de pençesine almış, geleceğimizi düşünemez hale getirmiştir...
Hayatımızdaki bu dalgınlığa Kur?ani tabirle ?gaflet? adı verilmektedir. Düşünmemek, hatta düşünmeye fırsat bulamadan bir hayatı tüketip buradan bomboş gitmek. İmam-ı Gazali Hazretleri?nin verdiği misali hatırlıyoruz burada.
Çok sevdiği hocasının vefatından derin üzüntü duyan öğrencisi bir gece rüyasında görür feyiz aldığı değerli hocasını. Çok merak ettiği sorusunu da şöyle sorar:
-Siz, der bizim de varacağımız yere bizden önce vardınız. Orada durum nasıldır, ne diyorlar oradakiler? Ben vefatınızdan sonra sizin irşadınızdan istifade etmek istiyorum.
-Evladım, der hocası, buradakilerin istisnasız hemen hepsi hayatı gaflet içinde geçirmenin pişmanlığı içindeler. Herkes dalgın yaşadığını, düşünmeyi ihmal ettiğini, bir gün buraya geleceğini hesaba katmadan bir ömrü tükettiğini düşünüyor. Siz bari aynı hataya düşmeyin, hayatınızı gaflet içinde geçirmeyin. Bir gün buraya geleceğinizi hesap ederek burada geçerli olacak hizmetlerinizi orada mutlaka yapın. Sonra siz de bizim gibi pişmanlık duyarsınız ama hiç faydası olmaz bu pişmanlığın!..
Ne dersiniz? Biz de gafletle mi yaşıyoruz? Hayatımızın muhasebe ve muhakemesini tam yapamıyor muyuz? Şayet durum böyle ise içimize dönüp de hayatımızı ve geleceğimizi şöyle bir düşünsek mi? Yaşayışımızı ona göre değerlendirsek mi?.. Yoksa boş mu versek? Burada böyle şeyleri düşünmeden yaşayalım, sonra orada düşünür müyüz?..
ahmet şahin