- Gâbe gazası

Adsense kodları


Gâbe gazası

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Wed 6 July 2011, 04:10 pm GMT +0200
3— Gâbe Gazası:

 

Uyeyne b. Hısn el-Fezârî, Gatafan kabilesinden Abdullah oğullarıyla birlikte Peygamberimiz'in (s.a.) Gâbe'deki [657]sağmal develerine baskın yaparak onları alıp götürdü. Usfanlı olan çobanı da öldürdü. Baskıncılar çobanın ka­rısını da götürdüler. Abdülmü'min b. Halef "Çoban Ebu Zerr'in oğlu idi" diyor ki, bu gerçekten gariptir.                                                         

Bunun üzerine imdat dileyen bir ses geldi ve: "Ey Allah süvarileri! Atla­rınıza bininiz." diye bağrıldı. Bu, bu şekilde savaşa ilk çağrı idi. Allah Rasu-lü (s.a.) zırh gömlek içerisinde, tam silahlı vaziyette atına bindi. Peygamberimiz'in (s.a.) yanma ilk gelen, zırhlı ve miğferli bir vaziyette Mik-dâd b. Amr idi. Allah Rasûlü (s.a.) mızrağına sancağı bağlayarak: "Sen git, süvariler sana erişecektir. Ben de peşin sıra geleceğim" dedi. Allah Rasûlü (s.a.) (Medine'de) İbn Ümmü Mektûm'u yerine vekil bıraktı.               

Seleme b. Ekva' yaya olarak baskıncılara yetişti. Onları oka tutarak şöyle dedi:

"Al sana! Ben Ekva'm oğluyum. Bugün, alçakların öleceği gündür."

Seleme, Zü Kared'e vardığında sağmal develerin hepsini aldığı gibi, ay­rıca baskıncılardan otuz da kaftan koparmıştı. Seleme der ki: Allah Rasûlü (s.a.) ve süvariler akşamleyin bize yetiştiler. "Ey Allah Rasûlü! Şüphesiz bas­kıncılar susuzdur. Beni, yüz kişiyle beraber göndersen de ellerinde bulunan davarlarım kurtarıp, su kaplarını alsam." dedi. Allah Rasûlü (s.a.): "Gücün yettiğinde yumuşak davran." buyurdular. Daha sonra "Şimdi onlara Gata-fanlılarm toprağında ziyafet çekiliyordur." dedi.

İmdat isteği Medine'deki Amr b. Avf oğullarına gelince, hemen yardım geldi. Süvariler de gelmeye devam ediyordu. Topluluk kimileri yaya ve kimi­leri develerle olmak üzere gelip Zû Kared'de Allah Rasûlü'ne (s.a.) katıldı.

Abdülmü'min b. Halef der ki: "Ashab on sağmal deveyi baskıncılardan kurtarmış, geri kalan on deveyle de baskıncılar kaçıp kurtulmuştur."

Ben derim ki: Bu açık bir hatadır. Sahihayn'âz. ashabın bütün develeri baskıncılardan kurtardıkları rivayet edilmiştir. Müslim'in, Seleme'den, Sa­hih indeki rivayet ettiği metni şöyledir: "Allah'ın (c.c.) yaratmış olduğu, Al­lah Rasûlü'ne (s.a.) ait bulunan sağmal develeri arkama almış, ayrıca onlardan otuz tane de kaftan koparmıştım. [658]

Bu gazve Hudeybiye'den sonra yapılmıştı. Megazî ve siyer âlimlerinden bir grup, bu gazve hakkında hataya düşerek Hudeybiye'den önce vuku bul­duğunu söylemişlerdir. Söylediğimizin doğruluğunun delili; Ahmed b. Han-bel ve Hasan b. Süfyan'm, Ebu Bekr b. Ebî Şeybe -Haşim b. Kasım- İkrime b. Ammar- İyas b. Seleme- onun babası Seleme senediyle rivayet ettikleri şu haberdir: "Hudeybiye zamanı Allah Rasûlü (s.a.) ile beraber Medine'ye gel­dim. Ben ve Rabah, develerle birlikte, sulayıp tekrar yaylıma göndermek için Talha'nm atıyla çıktık. Sabah karanlığında Abdurrahman b. Uyeyne Allah Rasûlü'nün (s.a.) develerine baskın yapıp çobanı da öldürdü..." Sonra Sele­me olayın devamını anlatmıştır. Ayrıca Müslim, Sahihinde, olaya geniş bir şekilde yer vermiştir.[659]

Abdülmü'min b. Halef, Sîret'inde, bu hususta açık bir hataya düşmüş­tür. Lihyanoğullan savaşının Kurayzaoğulları savaşından altı ay sonra mey­dana geldiğini nakledip, sonra da: "Allah Rasûlü (s.a.) Medine'ye geldiğinde birkaç gece geçip geçmemişti ki Abdurrahman b. Uyeyne baskın yaptı" diye­rek, olayı anlatmıştır. Baskın yapan Abdurrahman'dır. Abdurrahman'ın ba­bası, Uyeyne b. Hısn b. Huzeyfe b. Bedir'dir de denilmiştir. Böyle olunca Seleme'nin "Hudeybiye zamanı Medine'ye geldim" demesi nerede kalıyor?[660]


[657] İçinde Medine halkının mallarının bulunduğu, Şam yönünde Medine'ye yakın bir yerdir.

[658] Buharı, 64/37, 56/166; Müslim, 1806; Ahmed b. Hanbel, 4/48; Ebu Davud, 2752. Sele­me b. Ekva' hadisinden.

[659] Ahmed b. Hanbel, Müsned, A/52, 54; Müsİim, 1807.

[660] Bu gazve hakkında bakınız; İbn Hişam, 2/281-289; İbn Sa'd, 2/80-84; İbn Seyyidinnâs, 2/84; îbn Kesîr, 3/286-296; Şerh'ui-Mevahib-i Ledüniye, 2/148-153.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/318-320.