sumeyye
Fri 4 February 2011, 01:14 pm GMT +0200
4) Fukahâ İhtilâfları:
Fukahâ arasında meydana gelen görüş ayrılıkları -özellikle de sahabeye ait her iki tarafı da destekleyen görüşlerin bulunduğu teşrik tekbirleri, bayram tekbirleri, ihramlı iken nikâh, İbn Abbâsîn ve İbn Mes’ûd’un teşehhüdleri, besmele ve âmîn sözcüklerini içten okuma, ikameti tek ya da çift yapma ve benzeri meselelerdeki gibi olanlar-, sadece iki görüşten birini tercih esasına dayanmaktadır. Selef, aslî meşruiyet konusunda ihtilâf etmemişlerdi, onların ihtilâfları sadece iki şeyden hangisinin daha uygun olduğuna dairdi. Bunun bir benzeri de, kıraat imamlarının kıraat şekilleri üzerinde ihtilâflarıdır.
Sahabe, Hepsi de Hidayet Üzere Olmakla Birlikte, Farklı Görüşlere Sahipti:
İmamlar, ihtilaflı konularda çoğu kez, sahabeyi örnek gösteriyorlar ve onların hidayet üzere olmalarına rağmen farklı görüşlere sahip bulunduklarını ifade ediyorlar, görüşlerini bu şekilde izah ediyorlardı. Bu ilkeden hareketle, ulemâ, içtihadı konularda verilmiş farklı fetvaları geçerli kabul edegelmişlerdi. Aynı şekilde kadıların hükümlerini saygıyla karşılamışlar ve bazı kereler kendi görüşleri aksine amel etikleri dahi olmuştu. Mezhep imamlarının bu gibi konularda kendi görüşlerim beyan ettikten sonra konunun ihtilaflı olduğunu belirttiklerini ve sonra “Bu daha ihtiyatlıdır, tercihe şayan olan görüş budur, bu bana daha sevimli gelmektedir...” dediklerini, “Bize ulaşmış olan budur.” gibi ifadeler kullandıklarını görürsünüz. Bu kabilden örnekler Mebsût’ta ve İmam Muhammed’in eserlerinde, İmam Şafiî’nin sözlerinde çokça görülür.
Hilaf Konuları Müctehid İmamlardan Sonra Kuvvet Kazanmıştır:
Bunların arkasından gelen nesil, ulemânın sözlerine kapandılar, hilaf konularını körüklediler, sadece imamlarının tercih etmiş oldukları görüşlere sarıldılar, seleften rivayet edilen görüşler arasından sırf kendi imamlarının mezhebini destekleyenlere itibar ettiler, imamlarının görüşleri dışına asla çıkmadılar. Bu tutum:
i. Ya cibillî bir özellikten kaynaklanıyordu. Zira her insan, yaratılış itibarıyla giyim kuşam ve yiyecek çeşitleri dahil olmak üzere her konuda kendi imamlarının ve mensup olduğu kavmin tercihlerine meyleder.
ii. Ya da delili dikkate almadan kaynaklanan bir tavrın sonucu oluyordu. Benzeri sebepler yüzünden de olabilirdi.
Bazıları bunun dinî bir taassuptan dolayı olduğunu zannetmişlerdir ki, haşa onları böyle bir durumdan tenzih ederiz.
Sahabenin, Şer’î Hükümler Hakkındaki İhtilâfı Çoktur:
Sahabe, tabiîn ve onları takip eden nesiller arasında besmeleyi okuyan vardı, okumayan vardı; onu açıktan okuyan vardı, içinden okuyan vardı; içlerinden sabah namazında kunut okuyanlar vardı, kunut okumayanlar vardı; kan aldırma (hacamat olma), burun kanama ve kusma sebebiyle abdest alanlar vardı, bunlar sebebiyle abdest almayanlar vardı; cinsel organa el değdirmekten, şehvetle kadına dokunmaktan dolayı abdest alanlar vardı, bunlar sebebiyle abdest almayanlar vardı; ateşte pişmiş bir yemeği yemek sebebiyle abdest alanlar vardı, bu sebeple abdest almayanlar vardı; deve eti yemeden dolayı abdest alanlar vardı, bu yüzden abdest almayanlar vardı.