Sevdacık
Thu 16 September 2010, 07:10 am GMT +0200
Fincan takımı değil, kitaplar
Bayanların süse meraklı olmaları, doğalarının gereği olsa gerek. Bu konuda bana en ilginç fotoğrafı üniversite yıllarımda bir arkadaşım göstermişti. Çeçenistan savaşan karı koca resmini bana uzatan arkadaşım, “Bu resimde dikkatini çeken bir şey var mı?” diye sordu. İkisi de asker kıyafetli karı kocanın ellerinde silahlarla çekindikleri bir resimdi. Çokta önemli bir ayrıntı dikkatimi çekmemişti. Arkadaşım asker kıyafetli elinde savaş silahı olan kadının kolundaki süsleri gösterdi. “Kadınlar süse o kadar düşkün ki, savaş meydanında bile kolundan süsünü eksik etmiyor!” dedi. O resimde ki “süs” ayrıntısı bana da ilginç gelmişti.
Bayanlar için “süs ve süslenmek” her zaman için önemli olmuştur. Biz erkekler bu konuyu pek ciddiye almayız. Özellikle evin süslenmesi, göze hoş görünecek halde olması kadınlarla eşlerini hep karşı karşıya getirir. Erkekler bayanların süse olan merakını çokta yadırgamamalı. Özellikle o resmi gördükten sonra, bu konuda bayanları eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. İsraf etmedikten sonra, bir evin dizaynı ve süslenmesi konusu, o evin her işini yapan bayanlara bırakılmalı.
* * * * * * *
Türk toplumunda, misafir odası dizaynı nerdeyse standart hale geldi. Oturma takımı, kaliteli bir televizyon, televizyonun kenarlarında cam kapaklı dolaplar. Dolapların cam kapaklı olmasının en önemli nedeni, gösteriştir aslında. Dolaptaki fincan takımlarını komşuların, misafirlerin görmesi için oraya dizilir.
Aile bireylerinin sürekli vakit geçirdiği, misafirlerini ağırladığı mekanda, kütüphane genelde olmaz. Kitapsız, kütüphanesiz evlerde yetişen çocukların, ders çalışmayı sevmemesi de, normal bir sonuçtur aslında. Anne babasının elinde kitap görmeyen çocuk, öğrenmekten neden keyif alsın?
“Beşikten mezara kadar ilim tahsil edin!” diyen bir Peygamberin ümmetinin, ellerinin kitapsız, evlerinin kütüphanesiz kalmış olması, sorgulanmalı.
Eldeki kitapların önemi kadar, evdeki kütüphane de önemlidir. Anne babasının elinde kitap, evinin duvarlarında kütüphane gören çocuklar, kitabın, okumanın, öğrenmenin hayatın bir parçası olduğunu daha kolay öğrenirler.
Kütüphanenin varlığının bile çocuklar üzerinde ki etkisiyle ilgili bir araştırma sonucu geçti elime.
Yıllardır yapılan pek çok araştırmada, bir çocuğun eğitiminde en önemli belirleyicinin anne-babanın eğitim düzeyi olduğu söylendi. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da yapılan bir araştırma, iyi bir eğitim almamış, hatta güç bela okuma-yazmayı bilen anne-babaların evlerinde 500 kitaplık bir kütüphaneye sahip olmalarının, en az yüksek eğitim almış anne-babalar kadar çocuğun eğitimine katkıda bulunduğu ortaya konulmuş.
Nevada Üniversitesi’nden Sosyolog Mariah Evans’ın yürüttüğü araştırmaya göre, çocuğun “kitap olan” bir evde büyümesi çocuğun eğitimsel gelişimine çok önemli katkıda bulunuyor. Evans, özellikle az eğitim görmüş ama evlerinde bir kütüphanesi olan aileleri çalışmasına konu edinmiş. Evans’ın ortaya koyduğu 27 ülkeden derlenmiş bulgulara göre 500 kitaplık bir kütüphane, çocuğun eğitiminde ortalama 3.2 yıl gibi bir fark yaratıyor(bu kadar yıl eğitim almış gibi bir etkide bulunuyor). Çin gibi bazı ülkelerde bu farkın 6.6 yıla kadar çıktığı belirtiliyor.
Evans, evde bulunan kütüphanenin büyüklüğünün önemine vurgu yapmakla birlikte, sadece 20 kitap bulunan bir evin bile çocuğun eğitiminde azımsanmayacak bir katkı yaptığını ifade ediyor. Bunun daha sonra yapacağı ekonomik katkılarını da araştıran Evans, bir ön lisans mezunun bir lise mezunundan ortalama yılda 7, 213 dolar; bir lisans mezununun ise bir lise mezunundan ortalama yılda 21,185 dolar daha fazla kazandığını belirtiyor.
Bu ve benzeri araştırmalar, kitaba yapılan yatırımın, çocuğa eğitimsel katkı olarak döndüğünü ve bunun da yine çocuğa ileride ekonomik olarak geri döndüğünü ifade ediyor.
Araştırma ilginç geldi bana. Evde kitapların varlığı bile çocukların eğitimi için faydalı. Bu tespite katılmamak mümkün değil. Ancak, ‘anne baba okusa da okumasa da çocuk üzerine aynı etkiyi yapıyor’ sonucuna katıldığımı söyleyemem.
Evde kitapların, kütüphanenin varlığının çocuklara faydası olduğunu bende kabul ederim. Ancak anne baba o kitapları hiç eline almıyorsa bu tavır sorgulanmalı. Kütüphanesinde ki kitapları okumuş bir anne babanın çocuğuyla, onları hiç okumamış, süs olarak kullanan bir anne babanın çocuğu arasında, mutlaka farklar vardır.
Kitaplar süs olarak kullanılırsa, çocuklarda kitapları süs olarak kullanmaya başlar. Anne babalar, hem ellerine hem evlerine kitap almalı. Evlerini süsleyen anneler, kitapların göze ve beyne hitap eden güzelliğini evlerinizden eksik etmeyin.
Sait ÇAMLICA
Eğitimci – Yazar

Bayanlar için “süs ve süslenmek” her zaman için önemli olmuştur. Biz erkekler bu konuyu pek ciddiye almayız. Özellikle evin süslenmesi, göze hoş görünecek halde olması kadınlarla eşlerini hep karşı karşıya getirir. Erkekler bayanların süse olan merakını çokta yadırgamamalı. Özellikle o resmi gördükten sonra, bu konuda bayanları eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. İsraf etmedikten sonra, bir evin dizaynı ve süslenmesi konusu, o evin her işini yapan bayanlara bırakılmalı.
* * * * * * *
Türk toplumunda, misafir odası dizaynı nerdeyse standart hale geldi. Oturma takımı, kaliteli bir televizyon, televizyonun kenarlarında cam kapaklı dolaplar. Dolapların cam kapaklı olmasının en önemli nedeni, gösteriştir aslında. Dolaptaki fincan takımlarını komşuların, misafirlerin görmesi için oraya dizilir.
Aile bireylerinin sürekli vakit geçirdiği, misafirlerini ağırladığı mekanda, kütüphane genelde olmaz. Kitapsız, kütüphanesiz evlerde yetişen çocukların, ders çalışmayı sevmemesi de, normal bir sonuçtur aslında. Anne babasının elinde kitap görmeyen çocuk, öğrenmekten neden keyif alsın?
“Beşikten mezara kadar ilim tahsil edin!” diyen bir Peygamberin ümmetinin, ellerinin kitapsız, evlerinin kütüphanesiz kalmış olması, sorgulanmalı.
Eldeki kitapların önemi kadar, evdeki kütüphane de önemlidir. Anne babasının elinde kitap, evinin duvarlarında kütüphane gören çocuklar, kitabın, okumanın, öğrenmenin hayatın bir parçası olduğunu daha kolay öğrenirler.
Kütüphanenin varlığının bile çocuklar üzerinde ki etkisiyle ilgili bir araştırma sonucu geçti elime.
Yıllardır yapılan pek çok araştırmada, bir çocuğun eğitiminde en önemli belirleyicinin anne-babanın eğitim düzeyi olduğu söylendi. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da yapılan bir araştırma, iyi bir eğitim almamış, hatta güç bela okuma-yazmayı bilen anne-babaların evlerinde 500 kitaplık bir kütüphaneye sahip olmalarının, en az yüksek eğitim almış anne-babalar kadar çocuğun eğitimine katkıda bulunduğu ortaya konulmuş.
Nevada Üniversitesi’nden Sosyolog Mariah Evans’ın yürüttüğü araştırmaya göre, çocuğun “kitap olan” bir evde büyümesi çocuğun eğitimsel gelişimine çok önemli katkıda bulunuyor. Evans, özellikle az eğitim görmüş ama evlerinde bir kütüphanesi olan aileleri çalışmasına konu edinmiş. Evans’ın ortaya koyduğu 27 ülkeden derlenmiş bulgulara göre 500 kitaplık bir kütüphane, çocuğun eğitiminde ortalama 3.2 yıl gibi bir fark yaratıyor(bu kadar yıl eğitim almış gibi bir etkide bulunuyor). Çin gibi bazı ülkelerde bu farkın 6.6 yıla kadar çıktığı belirtiliyor.
Evans, evde bulunan kütüphanenin büyüklüğünün önemine vurgu yapmakla birlikte, sadece 20 kitap bulunan bir evin bile çocuğun eğitiminde azımsanmayacak bir katkı yaptığını ifade ediyor. Bunun daha sonra yapacağı ekonomik katkılarını da araştıran Evans, bir ön lisans mezunun bir lise mezunundan ortalama yılda 7, 213 dolar; bir lisans mezununun ise bir lise mezunundan ortalama yılda 21,185 dolar daha fazla kazandığını belirtiyor.
Bu ve benzeri araştırmalar, kitaba yapılan yatırımın, çocuğa eğitimsel katkı olarak döndüğünü ve bunun da yine çocuğa ileride ekonomik olarak geri döndüğünü ifade ediyor.
Araştırma ilginç geldi bana. Evde kitapların varlığı bile çocukların eğitimi için faydalı. Bu tespite katılmamak mümkün değil. Ancak, ‘anne baba okusa da okumasa da çocuk üzerine aynı etkiyi yapıyor’ sonucuna katıldığımı söyleyemem.
Evde kitapların, kütüphanenin varlığının çocuklara faydası olduğunu bende kabul ederim. Ancak anne baba o kitapları hiç eline almıyorsa bu tavır sorgulanmalı. Kütüphanesinde ki kitapları okumuş bir anne babanın çocuğuyla, onları hiç okumamış, süs olarak kullanan bir anne babanın çocuğu arasında, mutlaka farklar vardır.
Kitaplar süs olarak kullanılırsa, çocuklarda kitapları süs olarak kullanmaya başlar. Anne babalar, hem ellerine hem evlerine kitap almalı. Evlerini süsleyen anneler, kitapların göze ve beyne hitap eden güzelliğini evlerinizden eksik etmeyin.
Sait ÇAMLICA
Eğitimci – Yazar