- Fıkhî ihtilâflar, İslâmî Hükümetin Kaim Kılın­ma­sına Mani Teşkil Etmez

Adsense kodları


Fıkhî ihtilâflar, İslâmî Hükümetin Kaim Kılın­ma­sına Mani Teşkil Etmez

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Fri 24 September 2010, 09:24 am GMT +0200
h.Fıkhî ihtilâflar , İslâmî Hükümetin Kaim Kılın­ma­sına Mani Teşkil Etmez


Şimdi bir de şöyle bir sual ortada kalıyor: Müslü -manlar arasında bazı akide ve fıkıh ihtilâfları vardır. Hattâ bazan bu'ihtilaf lar esasa ait mevzulara kadar iler­lemek­tedir. O zaman ne olacak? Meselâ "Sünnet" de, Şiilerle Ehl-i Sünnet ittifak etmezler. O zaman îslâmî hükümet nasıl yürütülecektir? Bu suale karşı sarih ola­rak benim cevabım şu olacaktır: Pakistanda bence riva­yet edilen 73 fırkanın çoğu bulunmamaktadır. Her orta­ya atılmış olan bir kimse kalkında bir risale, yahut bir kitap yazmış, b:r kaç kişi de bu risaleyi yahut da bu ki­tabı okumuş ise, bu kabil kimselere yeni bir fırkaya men­sup denemez.

Bizim ülkemizde hali hazırda yalnız üç fırka vardır.

1. Hanefiler: Bunlar "Deobend'liler ve Brîlevî"[198] ler diye ikiye ayrılmakta ve aralarında fıkıh ihtilafı bu­lun­mamaktadır.

2. Ehl-i Hadis.

3. Şiîler.

Bu üç fırkanın arasındaki ihtilâflar, bir İslâm hükü­me­tinin kurulmasına mani teşkil edecek durumda değil­dir. Şahsî hukuka, dinî merasim ve ibadetlere ve dinî öğretim ve terbiyede her fırka diğer fırkanın işine karışmazsa bu usul ta­raflarca kabul edilirse elbette ki, islâm Nizamı ku­rulmuş olur. Aynı zamanda, memleketin inti­zamı, kanun ve nizamlara mutabık bir şekilde parlamento tarafından yürütülmesi için bu üç, fırkanın üçünün de fırka hikâyesini bir tarafa atmaları ve bilgisiz halkın zi­hinlerini karıştıran karışıklıklara meydan vermemeleri lâzımdır.

Gerçek şudur ki, kitaplarda yazılan bir şu kadar müs­lüman fırkalarının isimleri sadece kâğıt üzerinde mevcuttur. Bunlar haddi zatında mevcut değillerdir, Hat­tâ bu fırkalara hemen hemen hiç de raslanmamaktadır. Her yerinden kalkan kimse başına elli kişi toplamışsa bunlara da birer fırka mı denecektir? Bizim müelliflerin yazdıkları gibi bu on onbeş kişilik toplulukları fırka mı sayacağız? Eğer böyle olursa bu fırkaların sayılan he­sapları belli olmayacak kadar çok olması icabeder. On-üç asırdan beri, birçok yerlerde bir yığın fikir türemiş, sonradan da sönüp gitmiştir. Şimdi yeryüzündeki müsümanlar ara­sında altı veya yedi fırkadan fazla müslüman topluluğuna rastlamak kabil değildir. Bunların ba­zıları arasında usule ait ihtilâflar yok. Diğerleri arasın­daki ayrılık ise teferruat­tadır. Bu fırkaların da bazıla­rının sayıları o kadar azdır ki, hiç mesabesindedir. Bun­lar ya muayyen yerlerde top­lanmışlardır. Yahut da dün­yanın her tarafına dağılmış bulunuyorlar. Ancak şimdi hali hazır durumda müslümanlar arasında gözle görülür iki fırka mevcuttur.

1. Ehl-i Sünnet .

2. Şiîler.

Dünya müslümanlarının çoğunluğunu da Sünnîler teşkil etmektedir. Sünnîler arasındaki fer'î fırkalara ge­lince, usul bakımından bunların da birbirleriyle el ile tu­tulacak ve "işte burada" denecek bir ihtilâfları yoktur. Olsa olsa ancak bir mezhebî, (Mektep} ihtilâfı yani fi­kir ihtilâfı (Scool of Thought) vardır. Ancak mubahasa se­verler, bunları ayrı ayrı fırka diye göstermek isti­yorlar. Dünyanın herhangi bir amelî siyaset âlimi, dün­yanın ne­resinde olursa olsun böyle ihtilâfların bulunma­sını bir İslâmî hükümetin kurulması için manî teşkil et­mez diye anlar.[199]