sumeyye
Sun 13 March 2011, 01:20 pm GMT +0200
FERAİZ KİTABI
Ferâiz; fariza kelimesinin çoğulu olup; takdir etmek, açıklamak ve kesmek mânalarına gelir. Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“O halde takdir ettiğiniz (mehir) in yarısı onlarındır.” [1] Meselâ; kadı nafakayı farz (takdir) etti, denilir.
Farz, açıklamak mânasına da gelir;
“İndirdiğimiz ve açıkladığımız bir sûredir.” [2]
Farz, kesmek mânasına da gelir; meselâ, fare elbiseyi farz etti (kesti, parçaladı) denilir.
Şer'î ıstılahda ise; farz, Kitab, mütevatir sünnet ve icmâ gibi kat'î delille sabit olan hükümdür. Fıkhın bu bahsine de ferâiz adı verilmiştir. Çünkü ferâiz; takdir edilmiş kat'î ve açıklanmış hisselerden ibarettir. Bunlar kat'î delillerle sabittir. Böylece ferâiz, lügat mânasını yahut ıstılah mânasını içine almış oluyor.
Fıkhın bu bahsine özellikle iki bakımdan bu ad verilmiştir:
1- Allah (cc) bu bahse bu adı vermiştir. Taksimattan sonra;
“Bu Allah (cc) tarafından bir farizadır.” [3] buyurmuştur. Rasûlullah (sas) da bu bahse ferâiz adını vermiş ve şöyle buyurmuştur:
“Ferâizi öğreniniz.” [4]
2- Allah (cc) namazı, orucu ve diğer ibadetleri mücmel olarak ifade buyurmuş ve miktarlarını açıklamamıştır. Oysa ferâizi anlatmış ve hisselerini açıklamıştır. Eksiğe ve fazlaya ihtimali olmayacak şekilde tam olarak miktarlarını ortaya koymuştur. İşte bundan dolayı Fıkhın bu bahsine hususî olarak ferâiz adı verilmiştir.
İrs; lügatte beka mânasındadır. Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmuştur:
“Siz atanız İbrahim (as) in irsinden bir irs üzeresiniz.” [5] Yani onun Şeriatının kalıntılarından bir kalıntı üzerindesiniz.
Vâris; bakî mânasındadır. Bu Allah (cc) ın mübarek isimlerindendir. Yani o mahlûkatının yok olmasından sonra Bakî kalacaktır. Mirasçıya da, miras bırakanın ölümünden sonra hayatta kaldığı için, vâris denmiştir.
İrs; Şer'î ıstılahda bir kimsenin ölümünden sonra malının haleflik yolu ile başkasına intikal etmesidir. Ölüye nisbetle mirasçı hayatta bakî kaldığı için, ölünün malı ona intikal etmektedir.
Ferâiz ilminin üstün ve şerefli oluşunun sebeplerinden biri şudur: Allah (cc) bu ilmin esaslarını açıklamayı üstlenmiş, taksimatını bizzat yapmış ve bunu gündüzün güneşin dünyayı aydınlatışı gibi açıklığa kavuşturmuş ve şöyle buyurmuştur:
“Allah (cc) size çocuklarınız hakkında erkeğe kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. Bunlar Allah (cc) tarafından size vasiyyettir. Allah (cc) her şeyi hakkıyla bilendir, Halimdir.” [6] Başka bir âyet-i kerîmede de şöyle buyurmuştur:
“Senden fetva isterler; de ki, Allah (cc) babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkında hükmü şöyle açıklıyor. Allah (cc) her şeyi bilmektedir.” [7]
Yukarıdaki âyet-i kerîmelerde Allah (cc) ferâizin mühim hisselerini ve bu hisseleri hakedenleri açıklamıştır. Diğer hisseleri ve onları hakedenleri iyi düşünenler istinbat yolu ile öğrenebilirler. [8]
[1] Bakara: 2/237.
[2] Nur: 24/1.
[3] Tevbe: 9/60.
[4] Buhârî, Ferâiz: 2, Ebû Dâvud, Ferâiz: 1.
[5] Bu hadîsi Ebû Dâvud, İbn. Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir.
[6] Nisa: 4/11.
[7] Nisa: 4/176.
[8] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/377-379.