müzzemmil
Wed 14 September 2011, 03:50 pm GMT +0200
Fayda ve Fesad
Fayda (en-nef’) kelimesi Kur'an’ı Kerim'de kendisinden türeyen bütün kelimelerle birlikte 50 defa tekrarlanmıştır. Şöyle ki; nef'en lafzı, şu ayette olduğu gibi 9 yerde geçmektedir:
"O'nu bırakıp hiçbir şey yaratamayan, kendileri yaratılan ve kendilerine dahi ne zarar ne de fayda (nef'en) veremeyen; öldüremeyen, yaşatamayan (ölüleri diriltip kabirden) çıkaramayan birtakım tanrılar edindiler."[151]
Menafi' kelimesi de şu ayeti kerimede olduğu gibi 8 yerde zikredilmiştir:
"Onlarda (hayvanlarda) sizin için daha birçok faydalar (menuli') var, aynı zamanda onlardan yersiniz." [152]
Ve yine yenfeu lafzı şu ayette olduğu gibi 8 yerde tekrarlanmaktadır:
"İnsanlara yararlı (yenfeu) olan ise yeryüzünde kalır." [153]
Yenfeuküm lafzı ise şu ayet’i kerimede olduğu gibi 4 yerde belirtilmiştir:
"Peki, dedi, siz Allah'ı bırakıp da size hiçbir fayda (yenfeuküm) ve zarar vermeyen şeylere mi tapıyorsunuz?"[154]
Ayrıca yenfeuhüm kelimesi de şu ayette olduğu gibi 4 yerde geçmektedir:
"Onlar, kendilerine yarar (yenfeuhüm) vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı." [155]
Tenfeu kelimesi ise şu ayeti kerimede olduğu gibi 3 defa tekrarlanmıştır:
"Ama yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak, mü'minlere fayda (tenfeu) verir." [156]
Ve yine yenfeuna kelimesi şu ayette olduğu gibi 3 yerde geçmektedir:
"De ki: 'Allah'tan başka, bize ne yarar (yenfeuna), ne zarar vermeyen şeylere mi yalvaralım." [157]
Sözkonusu ıstılahtan türemiş olup da Kur'an’ı Kerim'de birer yerde geçen ayetler ise şunlardır:
"O halde eğer hatırlatmak fayda (nef'ati) verirse hatırlat." [158]
Keşke inanıp da, inanması kendisine fayda (fenefeaha) veren bir memleket olsaydı." [159]
"Kıyamet günü akrabalarınız ve çocuklarınız size fayda (lentenfeaküm) vermez." [160]
"Yahut öğüt dinleyecek de, öğüt kendisine yarayacak, (tefenfeahu)." [161]
"Hiç kimseye şefaat fayda(tenfeuha) vermez, bir taraftan yardım da görmezler." [162]
"Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda (fematenfauhüm) vermez." [163]
"Allah'tan başka; sana ne fayda (lâ yenfauke), ne de zarar veremeyecek olan şeylere yalvarma." [164]
"Allah'ı bırakıp kendisine ne zarar, ne de yarar (lâ yenfauhü) vermeyen şeylere yalvarır" [165]
"Yahut size fayda (yenfeunekum) veya zarar verebiliyorlar mı? [166]
"Zararı, faydasından (nef'ihi) daha yakın olana yalvarır." [167]
"İnsanlara bazı faydaları varsa da günahları yararlarından (nefihima) büyüktür." [168]
Fesat kelimesi ve bundan türeyen kelimeler de bütün bunlara eşit olarak 50 Yerde geçmektedir. Mesela müfsidin ıstılahı şu ayette olduğu gibi 18 ayette zikredilmiştir:
"Allah'ın size olan rızkından yeyin, için; fakat kötülük ederek yeryüzünü fesada (müfsidin) vermeyin." [169]
Fesad kelimesi de şu ayette olduğu gibi 8 yerde tekrarlanmaktadır:
"Orada böylece fesadı (fesad) çoğaltmışlardı." [170]
Yüfsidûne lafzı ise şu ayette olduğu gibi 5 yerde gelmektedir.
"Onlar, o kimselerdir ki, yer yüzünü fesada (yüfsidûne) verirler de düzeltmezler." [171]
Tüfsidu kelimesi de şu ayet’i kerimede olduğu gibi 4 yerde tekrarlanmıştır:
"Artık ölçeği ve teraziyi tam tutun; insanların eşyasına haksızlık etmeyin; yer yüzünü ıslahtan sonra bozmayın (la-tüfsidu)." [172]
Fesadan kelimesi ise şu ayette olduğu gibi 3 kere zikredilmiştir:
"Şu ahiret yurdunu biz, yer yüzünde ne bir zulüm, ne de bir fesad (fesaden) istemiyen kimselere veririz." [173]
Le-fesedet kelimesi şu ayet’i kerimede olduğu gibi 2 yerde geçmektedir:
"Eğer Allah, onların keyflerine tâbi olsaydı, göklerle yer ve bunlarda bulunan kimseler muhakkak fesada (le-fesedet) uğrardı." [174]
Ayrıca yüfside lafzı şu ayette olduğu gibi 2 yerde geçmektedir:
"O, senin huzurundan ayrılıp gittiği zaman, yer yüzünde fesad (li-yüfside) çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye koşar" [175]
Ve yine el-müfsidûne kelimesi şu ayette olduğu gibi 2 yerde kutlanılmıştır:
"İyi bilin ki, onlar, ortalığı ifsad (el-müfsidûne) edenlerdir." [176]
Bu kelimeden türemiş olup da birer yerde geçen ayetler de şunlardır:
"Eğer yer ile gökte Allah'dan başka ilahlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada (le fesedeta) uğrar, yok olurdu." [177]"Dedi ki; "Hükümdarlar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozarlar (efsedûha), halkının şereflilerini zelil ederler." [178]
"Siz o ülkede iki kere fesat (le-tüfsidune) çıkaracaksınız ve büyük bir yükselişle yükseleceksiniz." [179]
" 'Allah, Allah,' dediler, 'herhalde siz de bilmişsinizdir ki, biz, bu yere fesat (li-nûtsıde) çıkarmak için gelmedik'"[180]
"Musa'yı ve kavmini bırakıyorsun ki, seni ve tanrılarını terk edip yeryüzünde fesat (li-yüfsidu) mı çıkarsınlar?"[181]
"Eğer onlara karışırsanız sizin kardeşlerinizde Allah, bozanı (el-müfside) düzeltenden ayırır." [182]
Böylece, fayda ıstılahıyla fesat ıstılahının ve bunlardan türeyen kelimelerin aynı sayıda olduğu görülmüştür. Çünkü her biri Kur'an’ı Kerim'de 50'şer defa tekrarlanmıştır.[183]
[151] Furkan: 25/3.
[152] Mü'minûn: 23/21
[153] Ra'd: 13/17
[154] Enbiya: 2166.
[155] Bakara: 2/102.
[156] Zâriyat: 5/55.
[157] En'am: 6/71.
[158] Ala: 87/9.
[159] Yûnus: 10/98.
[160] Mümtehine: 60/3.
[161] Abese: 80/4.
[162] Bakara: 2/123.
[163] Müddessir: 74/48.
[164] Yunus: 10/106.
[165] Hacc: 22/12.
[166] Şuara: 26/73.
[167] Hacc: 22/13.
[168] Bakara: 2/219.
[169] Bakara: 2/60.
[170] Fecr: 89/12.
[171] Şuara: 26/152.
[172] A’raf: 7/85.
[173] Kasas: 28/83
[174] Mü'minun: 23/71.
[175] Bakara: 2/205.
[176] Bakara: 2/12.
[177] Enbiya: 21/22.
[178] Neml: 27/34.
[179] İsra: 17/4.
[180] Yusuf: 12/73.
[181] A’raf: 7/127.
[182] Bakara: 2/220.
[183] Abdurrezzak Nevfel, Kur’an’da Ölçü ve Ahenk, İnkilap Yayınları, İstanbul, 1988: 32-36