- Farz Namazdan Sonra Yapılan Zikir

Adsense kodları


Farz Namazdan Sonra Yapılan Zikir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Mon 19 December 2011, 08:27 pm GMT +0200
26- Farz Namazdan Sonra Yapılan Zikrin Şekli Ve Bu Zikri Yapmanın Müstehab Olması


487- Sevbân (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.) (farz) namazı bitirdiği zaman üç defa istiğfar eder ve sonra da:

“Allahümme ente's-Selâmu ve minke's-Selâm tebârekte yâ zâ'l-Celâli ve'I-İkrâm (= Allahım! Selâm sensin. Selamet te ancak sendendir. Müba­reksin. Ey Celâl ve İkram sahibi)” derdi.

Açıklama:

Hadisin ravisi Velîd der ki: Hadisin diğer ravisi Evzâî'ye:

“Resulullah'ın yaptığı bu istiğfar nasıl olacak?” diye sordum. O da:

“Estağfirullah Allah'a sığınıyorum, Estağfirullah Allah'a sığınıyorum” dersin” dedi. [721]

Resulullah (s.a.v.) selam verdikten sonra üç defa “Estağfirullah” Allah'a sığını­yorum deyip sonra da bu duayı okurdu. Bazen sözkonusu bu zikri okuyacak kadar oturur­du. Bununla birlikte bu miktardan fazla oturduğu da sabittir. Bu duayı okurken kıbleye karşı duruşunu bozmaz, duayı okuyup bitirdikten sonra kıble istikametinden dönerdi.

Namazın sonra istiğfar edilmesinden maksat; kulun kıldığı namazla gururlanmayıp yap­tığı taatleri azımsaması ve nefsini teskin etmesi gerektiğine işarettir. Çünkü kulun sorumlu tutulduğu şeylerin tamamını, gereğince yapması mümkün değildir. İstiğfarın üç defa tekrar­lanması, amelde noksanlık olduğu inancındaki mübalağadan dolayıdır.

İstiğfardan sonra “Allahümme ente's-Selâmu ve minke's-Selâm tebârckte yâ zâ'1-Celâli ve'1-İkrâm” şeklinde dua etmek de sünnettir.

Namazdan sonra okunacak dua konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır. Bu, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in değişik zamanlarda başka başka dualar okuduğunu gösterir. Yalnız bunlardan bir kısmına diğerlerinden daha çok devam etmiş ve meşhur olmuştur. Bu dua da, bunların en meşhurlarındandır.

488- Muğîre b. Şu'be (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.) (farz) namazı bitirip selam verdiğinde:

“Lâ İlahe illâllâhu vahdehu lâ şerike lehu, lehu'l-mulku ve lehu'I-hamdu ve huve alâ külli şey'in kadîr. Allahümme lâ mania limâ e'tayte velâ mu'tîye limâ mena'te velâ yenfeu zâ'1-ceddi minke'l-ceddu” Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir. Ortağı yoktur. Mülk, O'nundur. Hamd, O'na mahsustur. Her şeye güç yeti-rendir. Allahım! Senin verdiğine engel olacak hiç kimse yoktur. Vermediğini de ve­recek hiç kimse yoktur. Senin katında hiçbir varlık sahibine varlığı fayda verecek değildir” derdi.” [722]

Açıklama:

Bu hadis de, Resulullah (s.a.v.)'in namazı bitirdikten sonra diğer dualarından farklı ola­rak bu duayı okuduğunu belirtmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere, selam verdikten sonra söylenmesi sünnet olan başka sözler ve dualar da vardır.

489- Ebu'z-Zübeyr'clen rivayet edilmiştir:

“Abdullah İbnu'z-Zübeyr, her namazın sonunda selam verdiğinde: “Lâ ilâhe îllâllâhu vahdehu lâ şerike lehu, lehu'I-mulku ve lehu'l-hamdu ve huvc alâ külli şey'in kadir. Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi lâ ilahe illâllâhu velâ na'budu illâ iyyâhu lehu'n-Ni'metu ve lehu'l-Fadlu ve lehu's-Senâu'I-hasenu lâ ilahe illâllâhu muhlisine lehu'd-Dîne ve lev kerihe'l-Kâfirûne (=Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir. Ortağı yoktur. Mülk, O'nundur. Hamd, O'na mahsustur. Her şeye güç yetirendir. Güç ve kuvvet ancak Allah'a özgüdür. Allah'tan başka hiç­bir ilah yoktur. Biz de ancak O'na ibadet ederiz. Nimet, O'nundur. Fazilet, O'nundur. Güzel Övgü de, O'nundur. Kafirler istemese de dinde samimi olarak Al­lah'tan başka ilah yoktur” derdi.

Abdullah İbnu'z-Zübeyr der ki: Resulullah (s.a.v.), bu kelimeleri, her nama­zın sonunda yüksek sesle söylerdi. [723]

Açıklama:

Bu hadis de, Resulullah (s.a.v.)'in namazı bitirdikten sonra okuduğu farklı bir duayı gös­termektedir.

490- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Muhacirlerin fakirleri, Resulullah (s.a.v.)'e gelip ona:

“Zengin kimseler, yüksek dereceleri ve devamlı nimetleri alıp gittiler, bize bîr şey bırakmadılar” dediler. Resulullah (s.a.v.):

“Neymiş o?” diye sordu. Muhacirler:

“Onlar, bizim kıldığımız gibi namaz kılıyor, bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyor. Onlar sadaka veriyor;  fakat biz onlar gibi sadaka veremiyoruz; onlar köle azâd ediyor, biz onlar gibi köle azad edemiyoruz” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.);

“Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla, sizi geçenlere yetişir; sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiç bir kimse sizden daha faziletli olamaz; meğer ki sizin yaptığınız gibi yapmış olsun?” buyurdu. Muhacirler:

“Evet, ey Allah'ın resulü!” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Her namazdan sonra otuzüç kere tesbîh (=subhanallah), tekbîr (=Allahu Ekber) ve tahmîd (=Elhamdülillah) edersiniz” buyurdu.

Açıklama:

Hadisin ravisi Ebû Salih der ki: Bunun üzerine fakîr muhacirler, bir müddet sonra Resulullah (s.a.v.)'edönüp geldiler:

“Mal ve mülk sahibi (dîn) kardeşlerimiz, bizim yaptığımızı işitmiş; bu­nun mislini onlar da yaptılar!” dediler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Ne yapalım! Bu, Allah'ın bir ihsanıdır. Onu dilediğine verir” buyurdu. [724]

Açıklama:

Muhacirlerin fakirleri, Ensar'ın fakirlerinden daha çoktu. Çünkü muhacirler, Mekke'deki ile mülklerini, evlerini ve eşyalarını bırakarak Medine'ye gelmişlerdi. Bir rivayete göre soran Ebu'd-Derdâ' ve başka bîr rivayete göre ise Ebu Zerr'dir.

Macirlerin bu sorusuna karşılık Resulullah (s.a.v.)'in namazdan sonra belli miktarda tahmid ve tekbirde bulunmak suretiyle muhacirlerin sevab hususunda herkesi geçek ifade etmiştir.

Burada şöyle bir soru hatıra gelebilir: Bu kelimeler bu kadar kolay ve meşakkatsiz şu hâlde nasıl olur da cihâd gibi en güç ve en faziletli ibâdetlere denk olabilir?.” Bu böyle cevap verilmiştir:

Fakir olduğu hâlde bu kelimelerin, sözkonusu hamd'in hakkı olan ihlâsı eda etmek, en ve en meşakkatli amellerdendir. Sonra sevabın, mutlaka meşakkata göre verilmesi îğlidir. Kelime-i şehâdeti söylemekle kazanılan sevap, bir çok meşakkatli ibâdetlerin dan daha fazladır. Alimlerin ifadesine göre Resulullah (s.a.v.)'le bir an sohbette bunlara  hayr ve fazileti hiç bir amelin sevabıyla ölçülemez. Ve o dereceye, başka hiç bir ulaşılamaz.

de fakır muhacirlerin niyetleri, zengin olsalar zenginler gibi amel etmek idi. Bir hadis bulduğuna göre; “Mü'minin niyeti amelinden daha hayırlıdır.” Dolayısıyla bu ıulunan muhacirlerin niyetlerine göre cevap verilecek demektir.

Burada da şöyle bir soru hatıra gelebilir: Namaz sonundaki zikirleri zenginler de yaptıkirde vaad edilen sevaba nail olurlar. O hâlde vaziyet yine muhacirlerin şikâyet ettiği alır. Yâni zenginler yine fakirlerden daha faziletli ve sevaplı olurlar. Çünkü zikir hususun da fakirlerle denk olmakla beraber cihâd ve benzeri meşakkatli mâlî ibâdetlerde onları Buna da şöyle cevap verilmiştir: muhacirlerin maksadı, mutlaka zenginlerden fazla sevap ve derece kazanmak derecelere ve ebedî nimetlere kendilerinin de nail olmalarıdır.

Riyetlerin çoğunda namazdan sonra önce teşbih, sonra tahmîd, daha sonra tekbîr zîkredilmişse de bâzı rivayetlerde tekbîr, tahmîd'den önce zikredilmiş, bâzılarında da, tesbîhden önce yapılacağı bildirilmiştir. Rivâyetlerdeki bu farklılık bu hususta terti şart olmadığını gösterir. Lâkin yine de işe tesbîhden başlamak ondan sonra tahmîd; ıra tekbîrde bulunmak daha uygundur. Çünkü teşbih, Yüce Allah'ın bütün noksan uzak olduğunu içermektedir. Tahmîd'de, Yüce Allah'a kemâl sıfatını ispat vardır, ütün hamd-ü senalar, O'na aittir. Ondan sonra sıra tekbîre gelir. Çünkü tekbîrde, fdır. Bütün noksanlıklardan münezzeh ve bütün hamdü senalara müstahak olan bir ide bulunmak elbetde vâcib olur. İşte bu ta'zîm, tekbîrle eda olunur. Bütün bunlara bir de tehlîl getirilerek zikre son verilir. Tehlîlden maksat, “La ilahe İllallah” Bu cümle, Allah'ın birliğine ve tek olduğuna delâlet etmektedir.

Bu zikirlerin ne zaman yapılacağını belirtme hususunda bâzı rivayetlerde: “Her namazdan sonra”, diğer bâzı rivayetlerde: “Her namazdan sonraki dualarda”, bir rivâyette; Her namazın peşinde” denilmiştir. Buradaki “Namaz” ifadesiyle, farz ve nafile her na­dasa da alimlerin çoğu onu farz namaz şeklinde yorumlamışlardır. Çünkü 487 nolu ücra rivayetinde “Namaz”dan maksadın, “Farz namaz” olduğu belirtilmiştir. Anlaşılıyorki, alimler mutlak olan diğer rivayetleri bu rivayet doğrultusunda yorumlamışlardır.

491- Ka'b b. Ucre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmaktadır:

“Bazı muakkibât (farz namazın peşisıra söylenecek güzel kelimeler vardır ki, bunları her farz namazın ardından söyleyen yada yapan kimse hiçbir za­man ziyanda olmaz. Bunlar; otuz üç defa teşbih çekmek, otuz üç defa hamd etmek, otuz dört defa da tekbir getirmektir.” [725]

492- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurmaktadır:

“Kim her namazın sonunda Allah'a otuz üç defa teşbih, otuz üç defa hamd eder ve otuzrüç defa da tekbirde bulunursa bunların toplumu doksan dokuz eder. Yüzün tamamında ise “Lâ ilahe illâllâhu vahdehu lâ şerike lehu, lehu'l-mulku ve lehu'l-hamdu ve huve alâ külli şey'in kadir (Allah'tan başka ilah yoktur. Tektir. Ortağı yoktur. Mülk, O'nundur. Hamd, O'na mahsustur. Her şeye güç yetirendir” derse günahları denizin köpüğü kadar bile olsa yine bağışlanır.” [726]

Açıklama:

Konuyla ilgili hadislerde sözkonusu teşbihlerin sayısı, farklı şekillerde gelmiştir. Bâzıla­rında otuzüç adet olacağı belirilmiştir. Nitekim 486, 487, 488 nolu hadisler bu şekildedir. Nesâî'nin rivayet ettiği Zeyd b. Sabit hadisinde teşbihlerin sayısı yirmibeş; Abdullah İbn Ömer hadisinin bâzı geliş yollarında onbir, Tirmizî ile Nesâî'nin rivayet ettikleri Enes hadisinde on; Enes hadisinin bâzı geliş yollarında bir; Taberânî'nin rivayet ettiği Cühenî hadisinde yetmiş;

“Nesâî'nin rivayet ettiği Ebû Hureyre hadisinin bâzı geliş yollarında yüz defa teşbih, tekbîr ve tahmîd edileceği; bu yapılırsa yapan kimsenin günahları denizin köpüğünden bile çok olsa bağışlanacağı ifade edilmiştir.

Acaba zikir hususundaki bu farklı sayıların belirtilmesin deki hikmet nedir?

Alimlerin ifadesine göre bunlardaki hikmet sırrını bilmesek bile her şeyden önce emre sarılmaktır. Çünkü Peygamber (s.a.v.)'in sözleri hikmetten uzak değildir.

Aynî konuyla ilgili olarak şöyle der:

“Teşbihlerin sayısı hakkındaki ihtilâf; şahıslara, hâl ve zamanlara göre değişiktir. Bunlar şöyle açıklanabilir: Namazdan sonra bir defa zikirde bulunmayı emretmesi, bir adedi en küçük sayı olup ondan aşağı başka sayı bulunmadığındandır. Altı defa zikir emredilmesi, günlerin sayısı altı olduğu içindir. Dolayısıyla namaz so­nunda altı defa zikirde bulunan kimse haftanın her gününde bir defa zikir etmiş ve bütün günlerini zikir bereketiyle doldurmuş gibi olur. On defa zikir tavsiye edilmesi, her hayr on kat sevapla karşılık göreceğindendir. Onbir de öyledir. Bunda onun muhakkak olduğuna kesin bir şekilde hüküm meydana gelsin diye bir de fazlalık vardır. Yirmibeş defa zikir tavsiye edil­mesi, günde ve gecede yirmidört saat bulunduğundandır. Onbir de olduğu gibi bunda da yirmidört adedi kesin olarak anlaşılmak için üzerine bir sayı daha ilâve edilmiştir. O hâlde namazdan sonra yirmibeş defa zikr-u tesbîhde bulunan kimse, gün ve gecenin her saatinde zikir etmiş gibi olur. Zikrin otuzüç aded yapılmasının tavsiye buyurulması, bu sayı üçie çarpıl­dığı zaman doksan dokuz ettiği içindir. Binaenaleyh bu mikdâr zikirde bulunan kimse Allah Teâlâ'yı doksandokuz İsmi ile zikretmiş gibi olur.”

Zikrin yetmiş defa yapılmasının emir buyurulması, bire on hesabı ile yetmişe karşı yediyüz sevap verileceği içindir. Nitekim Cühenî hadisinde bu şekilde belirtilmiştir.

Yüz defa zikirden ise çoklukta mubâlega kasdolunmuşdur. Çünkü yüz adedi, sayıların üçüncü derecesidir.

Bu sayıların hangisinin tercih edilmesi meselesine gelince; zikrin her çeşidini otuz üçer defa yapmak yâni otuzüç defa “Sübhânallah”, otuzüç defa “Elhamdülillah”, otuzüç defa da “Allâhu Ekber” demek hepsinden daha uygundur. Kadı İyâz:

“Bu, hadisin ravisi Ebû Salih'in te'vîlinden daha uygundur” diyor.

Tekbîrlerin sonunda “Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh” denilirki, bununla yüz ta­mam olur. Bir rivayette, tekbîrin otuzdört adet yapılacağı belirtilmiştir. Bunlar, mevsuk râvîler tarafından yapılmış ilaveler olduğu için kabul edilmeleri gerekir. Nevevî'nin ifadesine göre; insan ihtiyatla hareket etmeli ve otuzüç defa tesbîh, otuzüç tahmîd, otuzdört defa da tekbîrde bulunmalı; en sonunda da tehlîli yapmalıdır. Ona göre, bu şekilde bütün rivayetlerin arası uzlaştırılmış olur.

Acaba sözkonusu sayılardan az veya çok tesbîh veya tahmîdde bulunulursa vaad edilen sevap verilir mi, verilmez mi?

Alimlerden bâzılarına göre; fazlalık veya noksanlık, kasten yapılırsa vaad edilen sevap verilmez. Çünkü olabilir, bu sayıların bir hikmeti ve özelliği bulunur da sayı noksan bırakıl­mak veya fazla yapılmak suretiyle bu hikmet ve özellik, zayi olur.

Fakat diğer bâzı alimler, bu görüşü doğru bulmamış, istenilen sayı dolduruldukdan son­ra yapılan fazlalık, vâad edilen sevabı gidermez, demişlerdir. Bu görüş daha makbul görün­mektedir. [727]


[721] Ebu Dâvud, Vitr 25, 1513; Tirmizî, Salat 224, 300; Nesâî, Sehv Sİ; İbn Mâce, İkametu's-Salat 32, 924.

[722] Buhârî, Ezan 155, Deavat 17, Kader 12, İ'tisam 3; Ebu Dâvud, Vitr 25, 1505; Nesâî, Sehv 85, 86.

[723] Ebu Dâvud, Vitr 25, 1506; Nesâî, Sehv 83, 84.

[724] Buhârî,  Ezan 155, Deavat 18; Ebu Avâne, Müsned,  2/248,  249;  İbn Hibbân,  Sahih, 2014; İbn Huzeyme, Sahih, 749.

[725] Tirmizî, Deavat 25, 3412; Nesâî, Şehv 92.

[726] Ahmcd b. Hanbel, Müsned, 2/371, 483; İbn Hibbân, Sahih, 2016; İbn Huzeyme, Sahih, 2/187; Nesâî, Amelu'1-Yevm ve'I-Leyl, 143.

[727] A. Dauudoğlu, Müslim Şerhi, 3/538-539.


Hatice Akdağ 7/B
Wed 11 February 2015, 05:01 pm GMT +0200
Bende bundan sonra selam verdikten sonra "Estağfirullah"Allah'a sığınıyorum deyip bu duayı okuyacağım
...teşekürler...

ceren
Wed 19 August 2015, 03:26 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Peygamber efendimiz ,farz namazından sonra üç kere estağfirullah çekip "Allahümme ente's-Selâmu ve minke's-Selâm tebârekte yâ zâ'l-Celâli ve'I-İkrâm ” diyerek zikir edermiş.Farz namazlarından sonra bu zikri çekip faziletine eren kullardan olalım inşallah...

HALACAHAN
Wed 20 July 2016, 09:11 pm GMT +0200
Rabbim namazlarimizi eda ettikten sonra da dua ve sınırlarımızı de zamanında yerine getirmemizi nasip eylesin ..Amin ..Amin..Amin..

yagmur_7-c
Wed 20 July 2016, 09:25 pm GMT +0200
Esselamu aleykum
Namazlardan sonra tesbih çekerek aslında zikir yapmış oluruz...Ama farz namazlardan sonra zikir yapılmasının mustehap olduğunu bilmiyordum...Rabbim dikkat edenlerden etsin inşAllah...

RAMAZAN 7/D
Wed 20 July 2016, 10:19 pm GMT +0200
Ve Aleykümüs Selam . Amin. Her farz namazdan sonra zikir çekilir . Ve bunun fazileti sadaka vermek , köle azat etmek kadardır . Rabb'im hidayete erenlerden eylesin.

ALLAH cc razı olsun

damla6d
Wed 20 July 2016, 10:34 pm GMT +0200
#Esselamu aleykum.Her zaman zikirde olmalıyız..Farz namazdan sonra veya normal bir günde..Her zaman...Rabbim bizi her daim zikirde olan kullarından eylesin inşAllah..Rabbim razı olsun..#

Rüveyha
Thu 21 July 2016, 01:24 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam.Bu mübarek zikirleri inşaAllah bizler de hakkıyla yapalım.Allah razı olsun.

Bilal2009
Thu 21 July 2016, 02:38 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah. Bu zikirler farz namazlardan sonra yapılan zikirlerdir. Rabbim bizleri bunları devamlı yapanlardan eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.

ceren
Thu 21 July 2016, 04:32 pm GMT +0200
Aleykumselam.Farz namazindan sonra bu zikri yapan namazi bittikten sonrada duasini yapip ibadetini tamamlayan kullardan olalim inşallah.Rabbim razi olsun paylasimdan kardesim...