sidretül münteha
Fri 24 December 2010, 12:54 pm GMT +0200
(182) Eziyete Sabretmek
389— Ebu Musa El-Eş'arî, Peygamber (Sav) 'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
«— İşittiği eziyete, (uygunsuz söze) Allah (Azze ve Celle) 'den daha Çok sabreden bir kimse, yahut bir şey yoktur. Müşrikler ona çocuk nispet ederler, halbuki o, onlara afiyet verir ve onları yedirir.»[764]
Güçlüklere ve sıkıntılara göğüs gerip de tepki göstermemem ve nefsi durdurmak sabırdır. Allah Tealâ hazretlerinin sabretmesi ise, razı olmadığı söz ve hareketlerden dolayı kullarının cezasını aceleye getirmemesi ve kullara mühlet tanımasıdır. Kulların bütün İşlerine vakıf olduğu halde, İşlenen büyük ve küçük günahlardan dolayı onların azabını hemen vermeyip geciktirir. Yİne küfür ve şîrk'te bulunanlara sıhhat ve afiyet, rızk ve bolluk dünyada verir. Asıl cezalarını âhirete bırakır. Bunun için Allah'dan daha sabırlı hiç bîr varlık olamaz.
İnsanlar da mümkün olduğu kadar güçlüklere ve eziyet verici sözlere tahammül göstererek sabretmelidİrler. Nefsin kabarmasını ve şahlanışını engellemelidirler. Bu yapılmadığı takdirde büyük zararlar doğabilir. Her işi akıl ve şuurla, sükûnet ve sabırla karşılamak en uygun bir yoldur.[765]
390— Abdullah (İbni Mes'ud) şöyle demiştir:
— Peygamber (Sav), daha önce ettiği ganimet taksimi gibi, bir taksim yaptı. Bunun üzerine Ensar'dan bir adam dedi ki, Allah'a yemin ederim! Bu bir taksimdir ki, Aziz ve Celil olan Allah'ın rızası bununla murad edilmemiştir. Ben, (o adama) :
— Muhakkak Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e söyleyeceğim (senin dil uzatmam), dedim. Böylece Peygamber'e gittim, o ashabı ile bulunuyordu. Ona gizlice söyledim. Bu verdiğim haber ona çok ağır geldi ve yüzü değişti, hiddetlendi. Hatta ona haber vermemiş olaydım diye arzu ettim. Sonra Peygamber şöyle buyurdu:
«— Gerçekten Musa, bundan daha büyük musibete eziyet edildi de sabretti»[766]
Hadîs-i şerîfte üç mühim nokta mevcuttur:
Birincisi; ashab-ı kiram içinde nifak sahibi kimselerin bulunduğu;
İkincisi; bir kimsenin kötü hareketini haber vermenin cevazı;
Üçüncüsü de Peygamberin eziyete katlanıp sabretmesidir.
1— Peygamberin söz ve hareketlerine, insanlar arasındaki muamelâtına rıza göstermemek nifak alâmetidir ve imansızlıktır. Böyle bir harekete tevessül eden İslâm kardeşliği ve birliği arasında büyük bir fesada yol açmış olur. Böyle bir suç 6a bağışlanmaz. Bu gibi davranışlar en zararlı ve tehlikeli hallerdir. Her devirde böyle hareketlere rastlandığı gibi, Peygamber Efendimizin devrinde de bunlara tesadüf edilmişiir. En büyük eziyetler de bunlardan dolayı çekilmiştir.
2— Abdullah İbni Mes'ud, Peygamber'e kötü zan beslemenin ne kadar büyük bir fesad taşıdığını idrak ettiğinden adamın bu sözünü saklamayıp hemen Peygamber'e haber vermiştir. Çünkü bir şeyi haber verip vermemekte neticenin fayda ve zararlarını Abdullah ibni Mes'ud çok iyi bildiğinden sağlam yolu tutmuş ve böyle yapmıştır. Cemiyete sirayet etmeyen şahsî kabahat ve günahlar böyle ifşa edilmez. Bunların gizli tutulması gerekir. Hz. Peygamber'in, İbni Mes'ud'un hareketini nahoş karşilamayışı da, böyle ihbarların cevazına delil teşkil etmektedir. Hiddetlenmeleri İbni Mes'ud'a değii, kötü zan besleyene oîmuşiur.
3— Belâ ve meşakkatlerin en büyüğü peygamberlere, Allah'ın velilerine derece sırasına göre geldiğine dair hadîs-i şerif varid olduğu cihetle, burada Hz. Peygamber'e isnad edilen üzücü söze karşı sabretmişler ve H:. Musa'nın bundan daha çok eziyete duçar olup, ona sabrettiğini ifade buyurm uslardır.
Halbuki Hz. Enes 'den rivayet edilen diğer bir hadîs-i şerîfte:
«— Ben Allah yolunda hiç kimsenin eziyet edilmediği şeyle eziyet edildim.»
Buyurulmuştur. Her iki hadîs-i şerîf arasinda bir tearuz görülüyorsa da, şu şekilde muvafakat belirtilmektedir: Nitelik bakımından, yani eziyetin keyfiyet yönü itibariyle şiddeti Hz. Peygamberimize olmuş, sayı ve tehrar bakımından da fazla eziyet Hz. Musa'ya karşı olmuştur. Bu manâ İtibariyle hadîs-i şerifler arasındaki zahiri çatışma kaikmış oluyor. Eziyetlere katlanıp sabretmenin hem manevî mükâfatı var, hem de muvaffakiyete vesile oluşu var.[767]
[764] Buharı: (97) Kitabü't-Tevhid, (3.) Bab. Müslim: (50) Kitabu Sıfatı11-Münafıkîn, Hadîs : 49, 50.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/402-403.
[765] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/403.
[766] Buhârî: (60) Kitabü'l-Enbiya, (28.) Bab. Müslim: (12) Kitabü'z-Zekât, Hadîs : 141, 142.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/403-404.
[767] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 1/404-405.