- Eylül hülyaları

Adsense kodları


Eylül hülyaları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 1 August 2010, 02:51 pm GMT +0200
Eylül Hülyaları

Bir köprünün demirlerine yaslanıp oradan bakmalı dünyaya Zamanı ve eylülü suyun yavaş yüzünden okumalı Eylül, kendini bir köprü üstünde hissettirir en güzel Dingin ve saydam Su nasıl akarsa altından köprünün ve köprü nasıl duyarsa suyun akışını; gidip gelmeyişini, zamanın geçişini An ın hazzını nasıl duyarsa, bir köprü konuğu da öyle duyar eylülü Zamanı, yani yaşamın ağır ve geri sarılamaz akışını Köprü, su, zaman, sonsuzluk Ve ey, Eylül!


Sonsuzluğu, sonsuzluk içinde insanın serüvenini bir köprüden daha derin ne anlatabilir? En yalın anlamıdır köprünün toprağın iki yakasını bağlamak Belki kör ve en kaba anlamıdır Ve bir köprüden bakmak dünyaya, insanın en karmaşık, en anlamlı bakışıdır Varlıkla yokluğun kıyısında, bu dünya ile öbür dünyanın; yaşamla ölümün Halihazırla geleceğin, sahip olunanla düşlenenin Ah! sınırlı insanla insan ötesinin Köprü, kıyıda yaşamanın anlamını kavramaktır en çok Ve tereddüttür, geçmekle kalmak arasında


Bir köprüde yaşamak isterdim Aslında bir köprüyü yaşamak Su ile köprünün serüvenini ve insanın köprü üstündeki tereddüdünü Orada yaşamın akışını seyretmek bir dünya bağışlar insana Köprülerin belki en tanınmış dostu ve şairi Apollinaire i nasıl kıskanmam! "Koltuğumun altında eski bir kitap/ Seine in kıyısından geçiyordum/ Nehir tıpkı üzüntüm gibi/ Akıp gidiyor da hiç tükenmiyor/ Hafta ne zaman bitiverecek" Eylül ü, bir köprünün demirlerine yaslanarak karşılamak isterdim Zamanın avuçlarımdan kayıp gidişini görmek için Eylül güneşinin sulardaki soluk parıltısı, utangaç rüzgarların yüzlere dokunuşu yavaş yavaş ve insanların görülmemiş bir iç hafifliği, bastırılmış bir tereddütle geçip gidişleri bir uçtan bir ucaGündüzü ve geceyi bir köprü üstünde geçirmek, sayısız öykünün tanığı olmaktır Belki de bir öykü kahramanı olmakKöprünün, sessiz ve aldırmaz duran bakışlarla izlediği kalabalıklar içinden ne dostlar edindiği, ne sevdalara tanık olduğu kaç gelir-geçerin derdidir Asıl kahramanı odur akıp giden zamanın Gecenin ve gündüzün tanığıdır Yoksulları, sevdalıları, aylakları, kahırlananları ondan sormalı Ve el ayak çekilince, gecenin vazgeçilmez konuklarının öyküsünü dinlemek yalnız ona kalır Apollinaire de hem gece hem gündüz dostudur, Mirabeau Köprüsü nün O şanslı adını dünyaya ve zamanın ötesine duyurabilmiş köprünün Her köprünün bir şair dostu olaydı keşke Onu unutulmaz kılaydı Mirabeau nun üstünden sesleniyor Apollinaire: "Mirabeau Köprüsü nün altından/ Hem Seine Nehri akıp gidiyor/ Hem de sevdalarımız/ Her üzüntüden sonra/ Bir sevincin geldiğini hatırlarsın herhalde/ Gece olur, saat çalar/ Günler gelip geçer/ Ben ise hâlâ buradayım"


İnsanın kendini en çok duyduğu yerdir bir köprü Sonsuzluğu ve ömrünü kavradığı; Yunus un dizelerini hatırlayıp geçtiği yerdir "Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir/ Varıp onun üstüne evler kurasım gelir" Köprüden aşağıya, sulara bakmak, kendi yüzüne bakmaktır En çok da geçmişine Velhasıl, adamakıllı sorgulama yeridir suyun üstü Geçmiş ve gelecek ve hülyalar Eylülse ve köprüyse ne tutabilir insanı; göğe bakmaktan, hülyalara dalmaktan ve için için sevdalanmaktan ne alıkoyabilir?


Ali Çolak