- Ey insan, kendini oku!

Adsense kodları


Ey insan, kendini oku!

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
ehlidunya
Sat 14 July 2012, 01:13 pm GMT +0200
Ey insan, kendini oku!    
   
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa, hayvan ve câmid
hükmünde insan olmak ihtimâli var.
 

“Muhakkak ki Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” 
 (Tîn Sûresi: 4.)

“Kesin olarak imân edenler için yeryüzünde nice deliller vardır. Kendi nefislerinizde de böyle deliller vardır. Hâlâ görmez misiniz?”
 (Zâriyât Sûresi: 20-21.)

Şu pencere insan penceresidir ve enfüsîdir. Ve enfüsî cihetinde şu pencerenin tafsilâtını binler muhakkikîn-i evliyânın mufassal kitaplarına havale ederek, yalnız feyz-i Kur’ân’dan aldığımız birkaç esasa işaret ederiz. Şöyle ki:
On Birinci Sözde beyân edildiği gibi, “İnsan öyle bir nüsha-i câmiadır ki, Cenâb-ı Hak bütün esmâsını insanın nefsi ile insana ihsâs ediyor.” Tafsilâtını başka Sözlere havale edip yalnız üç noktayı göstereceğiz.
Birinci Nokta: İnsan üç cihetle esmâ-i İlâhiyeye bir aynadır.
Birinci vecih: Gecede zulümât, nasıl nuru gösterir; öyle de, insan zaaf ve acziyle, fakr ve hâcâtıyla, naks ve kusuruyla bir Kadîr-i Zülcelâlin kudretini, kuvvetini, gınâsını, rahmetini bildiriyor ve hâkezâ, pekçok evsâf-ı İlâhiyeye bu sûretle âyinedarlık ediyor. Hattâ, hadsiz aczinde ve nihayetsiz zaafında, hadsiz a’dâsına karşı bir nokta-i istinad aramakla, vicdan, dâimâ Vâcibü’l-Vücuda bakar. Hem, nihayetsiz fakrında, nihayetsiz hâcâtı içinde, nihayetsiz maksadlara karşı bir nokta-i istimdâd aramaya mecbur olduğundan, vicdan, dâimâ o noktadan bir Ganî-i Rahîmin dergâhına dayanır, duâ ile el açar. Demek, her vicdanda şu nokta-i istinad ve nokta-i istimdâd cihetinde iki küçük pencere Kadîr-i Rahîmin bârigâh-ı Rahmetine açılır; her vakit onunla bakabilir.
İkinci vecih âyinedarlık ise: İnsana verilen numûneler nevinden cüz’î ilim, kudret, basar, sem’, mâlikiyet, hâkimiyet gibi cüz’iyât ile, Kâinat Mâlikinin ilmine ve kudretine, basarına, sem’ine, hâkimiyet-i rubûbiyetine âyinedarlık eder; onları anlar, bildirir. Meselâ, ben nasıl bu evi yaptım ve yapmasını biliyorum ve görüyorum ve onun mâlikiyim ve idare ediyorum; öyle de, şu koca kâinat sarayının bir ustası var, o usta onu bilir, görür, yapar, idare eder ve hâkezâ.
Üçüncü vecih âyinedarlık ise: İnsan, üstünde nakışları görünen esmâ-i İlâhiyeye âyinedarlık eder. “Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfı”nın başında bir nebze izah edilen, insanın mahiyet-i câmiasında nakışları zâhir olan yetmişten ziyâde esmâ vardır. Meselâ, yaratılışından Sâni’, Hâlık ismini ve hüsn-ü takvîminden Rahmân ve Rahîm isimlerini ve hüsn-ü terbiyesinden Kerîm, Latîf isimlerini ve hâkezâ, bütün âzâ ve âlâtı ile, cihazât ve cevârihi ile, letâif ve mâneviyâtı ile, havâss ve hissiyâtı ile ayrı ayrı esmânın ayrı ayrı nakışlarını gösteriyor. Demek, nasıl esmâda bir İsm-i âzam var; öyle de, o esmânın nukuşunda dahi bir nakş-ı âzam var ki, o da insandır.
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa, hayvan ve câmid hükmünde insan olmak ihtimâli var.
İkinci Nokta: Mühim bir sırr-ı ehadiyete işaret eder. Şöyle ki:
İnsanın, nasıl, ruhu bütün cesedine öyle bir münâsebeti var ki, bütün âzâsını ve eczâsını birbirine yardım ettirir. Yani, irâde-i İlâhiye cilvesi olan evâmir-i tekviniyeye ve o emirden vücud-u haricî giydirilmiş bir kanun-u emrî ve latîfe-i Rabbâniye olan ruh, onların idaresinde, onların mânevî seslerini hissetmesinde ve hâcâtlarını görmesinde birbirine mâni olmaz; ruhu şaşırtmaz, ruha nisbeten uzak yakın bir hükmünde, birbirine perde olmaz. İsterse çoğunu birinin imdadına yetiştirir, isterse bedenin her cüz’ü ile bilebilir, hissedebilir, idare edebilir. Hattâ, çok nurâniyet kesb etmiş ise, herbir cüz’ü ile görebilir ve işitebilir.
Öyle de, velillâhi’l-meselü’l-e’lâ, Cenâb-ı Hakk’ın mâdem O′nun bir kanun-u emri olan ruh küçük bir âlem olan insan cisminde ve âzâsında bu vaziyeti gösteriyor, elbette âlem-i ekber olan kâinatta o Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun irâde-i külliyesine ve kudret-i mutlakasına hadsiz fiiller, hadsiz sadâlar, hadsiz duâlar, hadsiz işler, hiçbir cihette O′na ağır gelmez, birbirine mâni olmaz, o Hâlık-ı Zülcelâli meşgul etmez, şaşırtmaz. Bütününü birden görür, bütün sesleri birden işitir. Yakın, uzak birdir. İsterse bütününü birinin imdadına gönderir. Herşey ile herşeyi görebilir, seslerini işitebilir ve herşey ile herşeyi bilir. Ve hâkezâ.
Üçüncü Nokta: Hayatın pek mühim bir mahiyeti ve ehemmiyetli bir vazifesi var. Fakat, o bahis hayat Penceresinde ve Yirminci Mektubun Sekizinci Kelimesinde tafsilî geçtiğinden ona havale edip, yalnız bunu ihtar ederiz ki:
Hayatta hissiyât sûretinde kaynayan memzûc nakışlar, pekçok esmâ ve şuûnât-ı zâtiyeye işaret eder. Gayet parlak bir sûrette Hayy-ı Kayyûmun şuûnât-ı zâtiyesine âyinedarlık eder. Şu sırrın izahı, Allah’ı tanımayanlara ve daha tam tasdik etmeyenlere karşı, zamanı olmadığından kapıyı kapıyoruz.
 
Sözler, 33. Söz, 31. Pencere

mevlüde06
Thu 31 March 2016, 07:01 pm GMT +0200
Rabbimiz bize bir Kurani Azimüssanı bir de Kainat kitabini vermis.ve bu alemdeki her sey kainat kitabinin birer ayeti.insan da tabiki.
Iste o yuzden once bunalei okuyup anlamak idrak etmek gerek.Allah razi olsun paylsim icj

Zehra_8/C
Thu 31 March 2016, 08:01 pm GMT +0200
Rabbim paylaşım icin Razi olsun.

Edanur 8/D
Thu 31 March 2016, 08:18 pm GMT +0200
Aleykümüsselam
Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş.
Rabbim ahireti için savaşan kullarından eğlesin inşaallah

ceren
Thu 31 March 2016, 09:09 pm GMT +0200
Aleykumselam.Kur ani kerimi okuyan kendine rehber edeninen ve rabbimin rizasini kazanan kullardan olalim inşallah...

Sevgi.
Mon 26 March 2018, 03:02 am GMT +0200
Aleykümüsselam herzaman kendimize Kura'nı rehber edinirsek kurtuluşa erenlerden oluruz inşaAllah

Bilal2009
Mon 26 March 2018, 08:03 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru işler yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

Rüveyha
Tue 27 March 2018, 12:28 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam..Mevlam razı olsun inşaAllah..Kendini okuma hikmetine ulaşanlardan oluruz inşaAllah.