saniyenur
Mon 16 July 2012, 11:33 am GMT +0200
EVLİLİKTE CİNSİYETİN ROLÜ
Giriş
Diğer canlılar gibi insan da erkek ve dişi olmak üzere çift yaratılmıştır. Fıtrat kanunu yaratıklar arasında öyle bîr "çift" meydana getirmiştir ki, biri ötekinin etkisine ve cazibesine maruz kalır. Biri diğerine meyleder, ötekinin tarafına gitmek ister. Fakat diğer canlıların aksine insan, cinsiyet konusunda Ölçü tanımaz, hislerini serbest ve başıboş bırakmayı tercih eder. Ayrıca insanın hilkatinde ve tabiatında cinsi faaliyetleri belirli zaman ve mekâna bağlayıcı usul ve kurallar da bulunmamaktadır. Vücut yapılan, uzuvları aralarındaki ahenk ve tenasüb, derilerinin rengi, öbür cinse temas, kısaca vücudun her azası karşı tarafın hislerini tahrik edecek unsurlardır. Sesleri, hareket ve tavırları, yürüyüşleri, edaları ve hatta en ufak mimikleri bile karşılıklı olarak birbirlerinin duygularını kamçılamaktadır. Bunun için dünyanın neresinde olurlarsa olsun, cinsî mevzularla ilgili faaliyetlerin sebeplerini, vasıtalarını, alet ve çarelerini hazırlar ve karşılıklı olarak birbirlerinin hislerini tahrik ederler. Böylece iki ayn cinsi yekdiğerine meylettirirler. Rüzgarın tatlı tatlı esişinden tutunuz da suların akışına varıncaya kadar, yeşil manzaraları, çiçekleri, güzel kokuları, kuşların cıvıltısını, açık havayı, mehtaplı geceyi, kısaca tabiatta ne kadar güzellik unsuru varsa, kainatta gözü ve gönlü okşayan neler mevcutsa, insan, bunları ya doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bu mahut işe alet etmektedir.
Sonra insanın vücud nizamını ve düzenini araştırdığımız zaman, görüyoruz ki, bizzat tabiatında bu hususla ilgili zengin bir hazine gizlenmiştir. Bu hazine, aynı zamanda hem hayat, hem de iş ve aksiyon kuvvetidir. Böyle olmakla beraber, bahsettiğimiz hazine, cinsî faaliyetlerin de kudret kaynağıdır. Bu kuvvetler insan vücudunda birkaç gudde'nin mahsulüdür ki, on-lan "hayata ulaştıran", yani "hormon" denmektedir. İnsanın cevvaliyeti, kuvvet ve kudreti, hareketliliği, zihnî kabiliyetlerinin gelişmesi, iş görme kudretinin intizam ve düzeni, hep "hormon" denilen "beze"lerin normal şekilde çalışmalarına bağlıdır. Hormonların başka vazifeleri de vardır.
Hormonlar iyi çalıştığı takdirde insan vücudunun güzellik ve tenasübünü ve diğer birçok hususları da sağlarlar. Bezelerin düzensiz faaliyetleri ve itidallerini kaybetme halinde İse vücudun her tarafında, hatta gözde, kulakta, burnun koku alma sinirlerinde, elin temas hissinde, hatta fikir ve düşüncede, zihnî faaliyetlerde dahi tesirini gösterir.
Yaratıcı kudretin bu harikulade mekanizması, insanın şehevî kuvvetinin, gelişmesinde de açık şekilde kendisini göstermektedir. Zira insan vücudunda tahrik edici ne kadar kuvvet varsa, istisnasız hepsinin adıgeçen hormonlarla doğrudan doğruya ilgisi bulunmaktadır. Burada öyle bir kuvvet ve kudret müşahade edilmektedir ki, bir taraftan vücudu korumakta, diğer taraftan da ona hizmet etmektedir. Yine burada ikinci bir enerji kaynağı da vardır kî, içinde bulunduğu vücudu mukabil cinse karşı teşvik ve tahrik eder. Gençlik devrinde insanın çalışma gücünü artırır. Fakat aynı zamanda insandaki diğer kuvvetleri de cinsî arzular karşısında mağlubiyete uğratabilir. Hatta bu yenilgi o derece kuvvetli olur ki, insan, kendi varlığını bile tehlikeye düşürebilir, ölümü dahi göze alabilir. Hatta bazı anlar olur ki, İntihar etmekte de tereddüt göstermez. (Abu'l A'la Mevdudi: Purdah and Status of Women in islam).