SevD@_GüLü
Sat 6 November 2010, 04:31 pm GMT +0200
Evlat nimetine şükür
Evlat da Cenab-ı Hakkın bir nimetidir Eğer kıymeti bilinmezse elden gider Evlat nimetinin şükrü, ona dinini ve Kur’an-ı kerimi öğretmektir Bu iki vazife yapılmazsa, nimet elden gider Çocukların eğitimine, büyüklerimizin yani âlimlerimizin başladığı yerden başlamalı Onlar önce, evliya zatların, Silsile-i aliyye büyüklerinin sevgisini kalbe yerleştirirlerdi Bu sevgi kalbe yerleştikten sonra, artık onun elini kolunu kessen, başıyla işaret eder, yine namazını terk etmez, namazı dinin direği olarak bilir Diğer emir ve yasaklara da bu hassasiyetle uyar, severek yapar Esas olan emir değil, sevgidir Yani içinde sevgi olmayana, bunu yap, şunu yapma demek, fayda vermez
Anne ve baba, evlatlarına bu büyüklerin sevgisini, İslamiyet’in sevgisini veremiyorsa, evlat onların baş düşmanı olur Nefsine düşkün anne ve baba, yani çocuklarını nefsi için seven anne ve baba, çocuklarının en büyük düşmanıdır Çocuklarımıza önce Kur’an-ı kerimi okumasını öğretmeliyiz Çocuğuna Kur’an-ı kerimi öğreten ana babaya çok sevab yazılır Kâbe’yi ziyaret sevabı verilir
Bilal-i Habeşi hazretleri dünyada en acı çileleri çekenlerden biriydi Köleydi, kızgın kumlar üzerinde, üstüne de kızgın kayalar koyup işkence ettikleri zaman dahi, ALLAH diyordu Sonra hazret-i Ebu Bekir geldi, satın alıp azat etti ALLAH Resulüne müezzinlik yaptı, çok sevdiklerinden oldu İnsanları kurtuluşa çağırıyordu Kendisine müezzinlerin piri dendi
Mübarek bir zat, Müslüman kabristanından geçerken bir feryat duyar Sesin geldiği kabre gider Oradaki bir ölü ağlıyormuş (Niçin ağlıyorsun?) diye sorunca der ki:
(Evimin adresi şu Bak, buradaki bütün ölüler neşe içindeyken, ben ağlıyorum Bu cuma gecesi bütün bunlara evlatları Yasin-i şerif okudular, gönderdiler, neşe içindeler Benim de oğlum var, ama okumuyor Ben mahcup oluyorum, bildirin de o da okusun, beni sıkıntıdan kurtarsın)
Mübarek zat o adrese gidip oğlunu bulur ve der ki:
− Evladım, dün cuma gecesiydi, gece ne yaptın?
− Kötü bir şey yapmadım efendim, sabaha kadar yattım
− Niye babana bir Yasin-i şerif okumadın? Babanın yanından geliyorum, herkese okunmuş, sen okumamışsın, baban orada üzülüyor
Oğlu, bu ikaz üzerine hemen okuyacağına söz verir
Ertesi gün mübarek zat tekrar kabristana gidince, aynı ölü der ki:
− ALLAH razı olsun, bak, bana da altın tabaklar içerisinde hediyeler geldi, şimdi diğerleri gibi ben de neşeliyim
Alıntıdır