- Ev idaresi

Adsense kodları


Ev idaresi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 12 February 2011, 02:36 pm GMT +0200
4) Ev İdaresi


 
İnsanî İlişkiler:
 

Bu konu, ev halkının arasında bulunan ilişkilerin korunması keyfiyetinin -daha önce sözü edilen ikinci derecede ihtiyaçlar ve giderilme yollan üzere- ele alınmasıdır. Bu başlık altında dört konu vardır:

1. Evlilik,

2. Doğum,

3. Mülkiyet,

4. Sohbet/Ünsiyet.

 

Aile Bağları:

 

Bu bağlar şöyle oluşur: Cinsî ilişki ihtiyacı erkek ile kadın arasında irtibatı ve anlaşmayı gerekli kılar. Sonra (ilişki sonucun­da doğan) çocuğa karşı olan müşterek şefkat, aralarında çocuğun beslenip büyütülmesi ve terbiye edilmesi konusunda dayanışmala­rını gerektirir. Eşler arasında kadın, çocuk bakımına daha yatkın, akılca daha hafif, güçlüklere göğüs germede daha zayıf, haya ve eve bağlılık konusunda erkekten daha üstün, alelade ev işlerinde daha becerikli, erkeğe nisbetle daha itaatkârdır. Öbür taraftan er­kek de, akıl ve tecrübe bakımından daha isabetli, namus ve şerefi­ni muhafaza etmek konusunda daha gayretli ve güçlü, zor ve tehli­keli işlere atılmada daha cesur, güçlülük, zorbalık, münakaşa ve gayret/kıskançlık gibi konularda kadından daha kamil bir yapıya sahiptir. Erkek ve kadının sahip oldukları bu özellikler sebebiyle­dir ki, her ikisi de birbirine muhtaçtır ve biri, diğeri olmadan ha­yatını tam anlamıyla sürdüremez.

 

Cinsî İlişkilerin Düzenlenmesi:
 

Erkeklerin, kadınlara olan ihtiyaçları ve onları kendilerine has kılma arzuları, bir düzene konulmadığı zaman kargaşa ve ni-zaya sebebiyet verecektir. Bu itibarla, kişinin herkesin gözü önün­de bir kadını kendisine eş seçtiğini ilân etmesi, onun bu davranışı­nın halk tarafından onaylanması, seçtiği eşe artık hiç kimsenin karışmaması ve bunun bir kurum olarak kabullenilmesi gerekiyor­du. Erkeğin kadına olan arzusu, kadının velisi yanındaki değeri ve onu her türlü saldırıdan koruma gayreti içerisinde olması, evlilik için kadına verilecek bir mehir, nişan ve velinin izni gibi şartları da gerekli kılmıştır. Eğer böyle olmasaydı da, veliler kendi vela­yetleri altındaki kadınları alsalardı, bu durum kadınlar hakkında büyük zararlara sebebiyet verirdi. Çünkü kadın arzu ettiği erkekle evlenemeyecek, kendisini “eş” olarak isteyenle ve en çok ihtiyacı bulunan zevcelik hakkına sahip olarak yuva kurabilmek şansını yitirecek, aksine kendisini yenge kavgalarıyla akrabalık ilişkileri­nin yaralanması ve benzeri birçok sakıncaların içerisinde bulacak­tı. Kaldı ki sağlam bir karaktere sahip olan kimseler, varlığının uzantısı mahiyetinde olan anasına ya da kızına veya bir ağacın iki dalı mesabesindeki kardeşine karşı bir cinsî arzu duymaz. [262]

Haya sonucu cinsî ilişkiye olan ihtiyacın açıktan söyleneme-mesi, bunun kendisine ulviyet verilen ve sanki erkek ve kadının yaratılış gayeleriymiş gibi kabullenilen evlilik kurumu içerisinde kılıflanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Evliliğin ilânı sırasında lütufta bulunulması ve kadının eve kapatılmasının büyük bir amaç olarak kabullenilmesi, İnsanların davet edileceği bir ziyafet verilmesini, tef çalınmasını ve eğlenilmesini gerekli kılmıştır.



[262] Usul, furû, kardeş ve kardeş çocuklarının.., dışında evlenmeleri şer'an caiz olan yakın akrabalar arasında yapılan evliliklerde bile birçok sa­kıncanın bulunduğu, neslin cıhzlaştığı, sakat doğum oranlarının diğer akraba olmayan evliliklere göre daha fazla olduğu tecrübe ile sabittir: Hem Hz. Peygamber'e (s.a,), hem de Hz. Ömer'e (r.a.) nisbet edilen ve yakın akraba evliliklerinde bulunulmamasını tavsiye (emir değil) eden sözler vardır. (Ç)