- Esma Binti Ümeys (r.anha)

Adsense kodları


Esma Binti Ümeys (r.anha)

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 20 December 2011, 05:45 pm GMT +0200
“İmanlı Kız Kardeşler”den; Esma Binti Ümeys (r.anha)

Şubat 2008 29.SAYI

Efendimiz’in baldızı olan Esma binti Ümeys’in dokuz tane kız kardeşi vardır ve hepsi de İslamiyet ile şereflenmiştir. Bu sebeple Efendimiz (s.a.v) onlara “imanlı kız kardeşler” unvanını vermiştir.

Allah Rasulü’nün baldızı olan Esma binti Ümeys (r.anha), Efendimiz’in (s.a.v) eşi Hz. Meymune’nin (r.anha) kız kardeşidir. Hind binti Avf’ın kızı olan Esma’nın dokuz tane kız kardeşi vardır ve hepsi de İslamiyet ile şereflenmiştir. Bu sebeple Efendimiz (s.a.v) onlara “imanlı kız kardeşler” unvanını vermiştir.

Hz. Esma (r.anha) İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştur. Müşrikler İslam’ı kabul eden herkese yaptığı gibi Hz. Esma (r.anha) ve eşi Hz. Cafer’e (r.a) de büyük işkenceler yapmıştır. İmanından asla vazgeçmeyen bu çift, işkenceler dayanılmaz bir hal alınca, Allah Rasulü’nün de (s.a.v) izni ile Habeşistan’a hicret eden ikinci grubun içerisinde yer almış ve yuvalarından ayrılarak uzak diyarlara göç etmişlerdir. Habeşistan’da üç tane çocukları olmuş, uzun müddet orada ikamet ettikten sonra hicretin yedinci yılında Medine’ye gitmişlerdir. Böylece iki kez hicret etme şerefine ermiş, iki hicret sevabı almışlardır.

“Siz açlarınızı doyuran Rasulullah ile beraberdiniz. Bizse uzak bir yerde…”

Hz. Esma (r.anha) Medine’ye hicretlerinin ardından bir gün Efendimiz’in (s.a.v) eşi Hz. Hafsa’yı (r.anha) ziyarete gider. Bir süre Hz. Hafsa (r.anha) ile oturur, bir ara yanlarına Hz. Ömer (r.a) geldi. Hz. Ömer (r.a) Hafsa’ya yönelerek “Bu kim?” diye sorar. Hz. Hafsa “Bu Esma binti Ümeys’tir” der. Hz. Ömer (r.a) “Ha şu deniz yoluyla gelen Habeşistanlı mı?” diye tekrar sorar. Hafsa’dan evet cevabını alınca da, Hz. Esma’ya yönelerek “Hicrette biz sizden öndeyiz, Rasulullah’a (s.a.v) sizden daha yakınız” der. Bu sözlere kırılan Hz. Esma “Hayır, vallahi siz açlarınızı doyuran Rasulullah ile beraberdiniz. Bizse uzak bir yerde, Habeşistan’daydık. Bunu Allah ve Rasulü (s.a.v) için yapmıştık. Allah’a yemin ederim ki söylediklerini Rasulullah’a aktarıncaya kadar ne bir şey yiyeceğim, ne de içeceğim” der.

Bu konuşmanın ardından Allah Rasulü’nün yanına gider ve olanları aktarır. Esma’yı dinleyen Allah Rasulü (s.a.v) ona şöyle der: “Bana sizden daha yakını yoktur. Onun ve arkadaşlarının tek hicreti vardır. Ey gemi yolcuları, sizinse iki hicretiniz var…” Hz. Esma bu haberin ardından, kendi için Rasulullah’ın (s.a.v) bu sözünden daha sevindirici bir haber olmadığını söyler. (Müslim, Fezailü’s-Sahabe: 169)

Aynı zamanda fedakar bir eş olan Hz. Esma kocası Hz. Cafer’e karşı sorumluluklarını eksiksiz bir biçimde yerine getirmesiyle de takdir edilir. Hicretin sekizinci yılında Efendimiz Mute seferi için ikinci kumandan olarak Hz. Cafer’i tayin eder. Cafer büyük bir heyecanla cihada hazırlanır. Eşi Esma ve çocukları ile vedalaşır.

Uzun bir yolculuktan sonra İslam ordusu Mute mevkiinde Bizans ordusu ile karşılaşır. Bizanslılar sayı ve silah bakımından Müslümanlardan oldukça fazladır. Fakat gönülleri şehit olma arzusu ile yanan İslam askerleri bunu hiç önemsemez ve büyük bir iman ile Bizanslılara saldırır. Zafer müminlerin olur fakat Hz. Cafer şehit edilir. Vücudunda doksandan fazla kılıç yarası vardır ve kolları bedeninden hunharca ayrılmıştır.

Allah Teala, Efendimiz’e (s.a.v) savaş meydanını ve Hz. Cafer’in halini gösterir. Efendimiz  (s.a.v), Allah’ın, Cafer’in kesilen kolları yerine ona iki kanat verdiğini ve Cafer’in bu kanatlarla cennete uçtuğunu görür. Müjdeyi ashabına da iletir. Bu olayın ardından Hz. Cafer “tayyar (uçan) ve zülcenaheyn (iki kanatlı)” unvanları ile anılacaktır. (Üsdü’l-Gabe. 1:358)

Cenaze evine götürülen ilk yemek onun evine gider

Hz. Cafer (r.a) şehit edilmiş ve müminlerin gıptayla baktığı çok güzel bir makama kavuşmuştur. Fakat ne olursa olsun arkasında onu bekleyen eşi Hz. Esma (r.anha) ve çocuklarına bu haberi vermek çok zordur. Peygamberimiz (s.a.v) Esma’nın (r.a) evine gitmeye karar verir, bu işi kendi üzerine almıştır. Eve vardığında Esma’nın yetimlerine şefkatle bakar ve artık babasız olan bu çocukların hali mübarek gözlerini yaşartır. Efendimiz’in (s.a.v) bu halini gören Esma (r.anha) tedirgin bir halde “Anam babam size feda olsun ya Rasulallah, yoksa Cafer ve arkadaşlarından size acı bir haber mi geldi?” diye sorar. Cevap olarak eşinin şehadet haberini alınca ağlamaya ve dövünmeye başlar. Aşırılıklardan her zaman için sakınmayı öğütleyen Efendimiz onun bu halini hoş karşılamaz ve dövünerek ağlamamasını söyler. Daha sonra evine gider ve  eşlerine, Esma’nın (r.a) evine yemek yapıp götürmelerini, çünkü Esma’nın (r.a) yemek yapacak durumda olmadığını söyler. Böylece Esma’nın evine götürülen yemek cenaze evine götürülen ilk yemek olur.

“Dünya ve ahirette çocuklarının velisi benim”

Bu olayın ardından 3 gün sonra Efendimiz (s.a.v) tekrar Esma’nın evine gelir ve ona “Dünya ve ahirette çocuklarının velisi benim” müjdesini verir. Altı ay kadar dul kalan Hz. Esma (r.anha) daha sonra Hz. Ebu Bekir (r.a) ile evlenir. Onun vefatından sonra da Hz. Ali (r.a) ile evlenir. Dini için onca çile çeken Hz. Esma bu yolda Efendimiz’in duasına mazhar olmuş ve amelleri içerisinde en çok bu duaya güvendiğini söyleyerek Müslümanlara gerçek bir teslimiyet ve güven örneği sergilemiştir. Esma annemiz hicretin kırkıncı yılında Medine’de vefat etmiştir.

Rümeysa OĞUZ