sidretül münteha
Sun 23 January 2011, 04:21 pm GMT +0200
3. Eşlerin Geçimsizliğinde Hakem Tayini
Cenâbi Hak "Kan ile kocanın arasının açılmasından endîşe ederseniz erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar düzeltmek isterlerse, Allah onların aralarını buldurur" [88]
buyurduğu için ulema, kan ile koca arasına geçimsizlik girdiği zaman hangisinin haklı hangisinin haksız olduğunu öğrenip ona göre bir çare bulmak için iki kişilik bir hakem heyeti göndermenin cevazında ve bu iki kişiden birini erkeğin ailesinden, birini de kadının ailesinden seçmenin lüzumunda müttefiktirler. Ancak eğer bu iki aileden bu işe yarayacak bir kimse bulunmazsa, o zaman yabancılardan da seçilebilir. Ulema şunda da müttefiktirler: «Eğer bu iki hakemden biri, kan ile kocayı birbirinden ayırmaya, diğeri de ayırmamaya karar verirse, ikisinin de karan nafiz (geçerli) değildir ve eğer her ikisi de, bunları birbirinden ayırmamaya karar verirlerse -bu hususta onlardan muvafakat almamış olsalar bile- kararlan nafizdir. Ancak eğer erkekten muvafakat almadan onları birbirinden ayırmaya karar verirlerse, bu karar nafiz midir, değil midir diye ihtilâf etmişlerdir. İmam Mâlik ile tabileri, «Bu iki hakem -ister kan ile kocadan vekâlet veya izin alarak, ister almayarak olsun-neye karar verirlerse, kararlan nafizdir» demişlerdir. İmam Şafii, İmam Ebû Hanife ve bu iki imamın tabileri ise, «Bu iki hakem -kocadan vekâlet veya izin almadan- onlan birbirinden ayıramazlar» demişlerdir.
İmam Mâlik'in delili, kendisinin Hz. Ali'den «Hakem heyeti, kan ile kocayı birbirinden ayırmaya da, ayırmamaya da yetkilidir» dediğini rivayet ettiği eserdir. «Hiçbir kimse -vekâlet veya izni olmaksızın bir diğerinin kansı-hı boşamaya yetkili değildir» diyen İmam Şâfıi ile îmam Ebû Hanife ise asla dayahmıyorlardır. Zira asıl, bir kimsenin bir diğer kimsenin karısını boşamaya -o kimsenin izni olmaksızın- yetkili olmamasıdır.
İmam Şâfıi ile îmam Ebû Hanife aynca Hz. Ali'den rivayet olunan şu esere de dayanmışlardır: Zira rivayete göre Hz. Ali bir gün iki kişiyi bu işte görevlendirirken onlara, «Siz ne yapacağınızı biliyor musunuz? Onlan uzlaştırmayı faydalı görürseniz uzlaştırınız, faydalı görmezseniz birbirinden ayırınız» deyince kadın, «Ben -ister kârlı, ister zararlı çıkayım- Allah'ın kitabinin hükmüne razıyım» demiştir. Fakat kocası «Ben ayrılmaya razı değilim» deyince, Hz. Ali «Olmaz. Allah'a yemin ederim ki sen de, kadının dediği gibi demezsen, buradan aynlamazsın» demiştir. İmam Şafii ile îmam Ebû Hanife, «Eğer erkeğin izni şart olmasaydı, Hz. Ali ona 'Sen de kadının dediği gibi demezsen buradan aynlamazsın' demeye lüzum görmezdi» demişlerdir. Fakat îmam Mâlik hakem heyetini hakime kıyas ettiği için erkeğin iznini şart kosınamıştır. Çünkü îmam Mâlik'e göre hakim, kadının mütezarnr (zarara uğramış) olduğunu görürse -kocasının izni olmaksızın- onu boşar.
îmam Mâlik'in tabileri, hakem heyetine tanıdıklan boşama yetkisinin sayısında ihtilâf etmişlerdir. Her ne kadar Îbnü'l-Kasım, «Eğer hakem heyeti kadını üç talâk ile boşarsa, kadın üç talâk ile boşanır» demiş ise de, Eşheb ile Muğire «Bir talâk ile boşanır» demişlerdir. [89]
[88] Nisa, 4/35.
[89] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/91-92.