saniyenur
Sat 25 August 2012, 11:23 am GMT +0200
a- Eşitsizliğin Her Türü Gayritabiîdir
İslâm, bütün eşitsizlik çeşitlerinin gayri-tabii olduğunu, sağlıklı ve gelişme içindeki bir toplumun Özvarlığım tehdit ettiğini vurgular; bu nedenle de buna hiç bir durumda müsaade edilmemelidir. Eşitsizlik, bir toplumun bünyesinde, onu tedricen yiyen ve nihayet tamamen tahrip eden kanser gibidir.
Bu nedenle Müslümanların önde gelen vazifeleri aralarında eşitsizliğin hiçbir şekil ve emaresinin kalmamasını sağlamaktır. Aksi takdirde bir diğer önemsiz görünen durumdan kaynak alarak toplumun diğer sahalarına sinsice yayılır ve böylelikle toplumda tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açar.
Nuh sûresinde bu tehlikeye şöyle işaret edilmiştir: "Ve Nuh sonunda: 'Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden yuva kuran bir kimse bırakma; çünkü onları bırakırsan, kullarını saptıracak ve sadece günahkâr ve inançsız kişiler doğuracaklardır!" dedi." (71: 26-27).
Hz. Nuh, Allah'tan, yeryüzünde karmaşa, kötülük, saldırganlık ve zulmü yaygınlaştıran, hayatı sıradan insanlar için çekilmez hâle getiren kimseleri yok etmesini istemiştir. Eğer bu mücrim insanlar sağ kalırlarsa, baskı ve zülüm tohumlarını diğer insanların arasîna da ekeceklerinden yeryüzünde eşitlik ve adaleti ayakta tutmanın imkânı kalmazdı.
Bu zulüm ve baskı hâli Şeytan'm askerleri tarafından oluşturulduğu vakit, hayat (halk) sıradan insanlar için eziyetli ve tahammül edilemez hale gelir. Ayrımcılık ve adaletsizlik zengin ve fakir arasındaki mesafeyi tedricen genişletir ve karşılıklı düşmanlık ve çatışmaya yol açarak birlik ve dayanışmayı bozar ve toplumun yıkımını kolaylaştırır.
Aşağıdaki âyet toplumu ifsad edip yıkan aynı eşitsizlik durumuna işaret etmektedir: "Bir şehri yok etmek İstediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına yola gelmelerini emrederiz, ama onlar yoldan çıkarlar. Artık o şehir yok olmayı hak eder. Biz de onu yerle bir ederiz." (37: 16).
Bu âyet tarihin yalın gerçeklerinden bahsetmektedir: Günümüzde milletler zayıflara karşı saldırıda ve eşitsiz muamelelerde bulunmaktadırlar; böylece kendi sonlarını hazırlayacak tohumları ekerek, kendi yaptıklarının feci sonucuna bilmeden yaklaşmaktadırlar.
Bu gerçeğin ışığında, Allah Kur'ân-ı Ke-rim'de çeşitli vesilelerle ve çeşitli ifadelerle insanlara bu kötülüğü hatırlatmakta, onlara diğer insanlarla olan ilişkilerinde adaleti ve hakkı üstün tutmalarını, gayriadil ve eşit olmayan uygulamalardan kaçınmalarım tavsiye buyurmaktadır.