- Esirlerden Kurtulmalık Akçesi Alınması

Adsense kodları


Esirlerden Kurtulmalık Akçesi Alınması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 8 February 2010, 11:52 am GMT +0200
Esirlerden Kurtulmalık Akçesi Alınmaya Başlanması


1-3- Hz. Abbas; esirler arasında Medine´ye getirilince, Peygamberimiz Aleyhisselam, ona:

"Ey Abbasi Kendin ve kardeşinin oğlu Akîl b. Ebi Talib ve Nevfel b. Haris ile antlaşmalın Utbe b. Amr için fidye (kurtulmalık akçesi) öde![506] Sen servet sahibisin!" buyurdu.[507] Hz. Abbas:

"Yâ Rasûlallah! Ben, Müslümandım.

Kureyş kavmi beni zorlayarak yola çıkardılar!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Senin Müslümanlığını Allah bilir, dediğin doğru ise, Allah elbette onun ecrini sana verir. Amma, senin işin, görünüşte, bizim aleyhimize idi. Sen hele kurtulmalık akçelerini ödemeye bak!" buyurdu ve onun yanında bulunan 20 ukiyye (800 dirhem) altına da, harp ganimeti olarak elkoydu.

Hz. Abbas:

"Yâ Rasûlallah! Bari bunu kurtulmalık akçeme mahsub et!" deyince, Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hayır! O Allah´ın senden bize nasip ettiği birşeydir, ganimettir!" buyurdu.[508]

Hz. Abbas:

"Yâ Rasûlallah! Demek, sen beni geri kalan şu ömrüm boyunca halktan dilenmeye terk ediyorsun?!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ey Abbas! Zevcen Ümmü Fadl´a verdiğin,[509] gömmüş olduğun[510] o mallar,[511] o altınlar[512] ner eye gitti (ne oldu)?" diye sordu.[513]

Hz. Abbas:

"Hangi altınlar?" dedi.[514]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hani, sen Mekke´den yola çıkacağın gün, yanınızda zevcen Hâris´in kızı Ümmü Fadl ile ikinizden başka birkimse bulunmadığı sırada, Ümmü Fadl´a:[515]

´Bu seferimde başıma ne geleceğini bilmiyorum.[516] Eğer bir musibete uğrarsam,[517] şu kadarı senin içindir! Şu kadarı Ubeydullah içindir![518] Şu kadarı Fadl içindir! Şu kadarı Kuşem içindir! Şu kadarı da Abdullah içindir!´ dediğin[519] mallar,[520] altınlar!" buyurdu.

Hz. Abbas:

"Bunu sana kim haberverdi?! Vallahi, bunu benden ve Ümmü Fadl´dan başka, halktan hiçbir kimse bilmiyordu!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bunu bana Allah haberverdi" buyurdu.[521]

Hz. Abbas:

"Seni hak ile peygamber gönderen Allah´a yemin ederim ki; bunu benden başka, Ümmü Fadl´dan başka, insanlardan hiçbir kimse bilmiyordu.

Ben iyi biliyorum ki; sen, hiç şüphesiz, Allah´ın resûlüsün![522]

Ben şehadet ederim ki; sen Allah´ın gerçekten resûlüsün ve doğrusun![523] Ben şehadet ederim ki; Allah´tan başka ilah yoktur ve sen de, hiç şüphesiz, Allah´ın resûlüsün!" dedi.[524]

Ensardan bazı zâtlar[525] Peygamberimiz Aleyhisselamdan izin istediler de:[526]

"Yâ Rasûlallah![527] Bize müsaade buyur da, kızkardeşimizin oğlu Abbas[528] b. Abdulmuttalib´in[529] kurtulmalık akçesini kendisine bırakalım" dediler.[530]

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Hayır![531] Vallahi,[532] bir dirhemini bile bırakamazsınız!" buyurdu.[533]

Hz. Abbas, kendisinin ve yeğeni Akîl´in kurtulmalık akçeleri olmak üzere, Medine´ye 80 ukiyye altın veya 1000 dinar gönderdi.

Antlaşmalısınınkini göndermedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Abbas´ın elçisi Ebu Râfi´i geri çevirdi.

Hz. Abbas, Ebû Râfi´e:

"Sen, yine ne demeye geldin?" dedi.

Ebu Rafi´ de, anlaşmalısının kurtulmalık akçesini almaya geldiğini haberverdi. Hz. Abbas, ister istemez, onun kurtulmalık akçesini de gönderdi.[534]

(iman ve ihlas) varsa, O, size alınandan daha hayırlısını verir ve sizi yarlıgar da! Allah çok yarlı-gayıcıdır, çok esirgeyicidir´" (Enfâl: 70) mealli âyet Hz. Abbas hakkında nazil olmuştur.

Hz. Abbas der ki:

"Allah, bana, o 20 ukiyye altın yerine, her biri ortaklıktan 20 ukiyye kazandıran 20 köle verdi.[535]

Bana, ayrıca Zemzem´i (Zemzem´in idaresini) de verdi ki, onun karşılığında da, Mekkelilerin bütün servetini verseler, istemem![536]

Artık ben Rabbimden, va´d ettiği yarlı gaması m da diliyor ve bekliyorum ."[537]

Hz. Abbas Müslümanlığını gizli tutardı .[538]

Mekke´de bulunduğu müddetçe, müşriklerin tutum ve davranışlarını Peygamberimiz Aleyhisselama yazar, bildirir, Mekke´deki Müslümanlara güç ve destek de olurdu.

Medine´ye, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelmek istediği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam ona:[539]

"Senin Mekke´de bulunman daha hayıriıdır.[540] Sen, bulunduğun yerde güzel, yararlı cihad etmek-tesin!"[541] diye yazmış;[542] Mekke´de oturmasını emir buyurmuştu.[543]

4- Peygamberimiz Aleyhisselam, Nevfiel b. Hâris´e de:

"Ey Nevfel! Kurtulmalık akçesi ödeyip kendini esirlikten kurtar!" buyurunca, Nevfel:

"Yâ Rasûlallah! Kendimi esirlikten kurtarmak için verecek hiçbir şeyim yok!" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam, ona:

"Cidde´de bulunan süngülerini versen ya!" buyurdu.[544]

Nevfel:

"Vallahi, benim Cidde´de süngülerim bulunduğunu benden ve Allah´tan başka kimse bilmiyordu![545]

Şehadet ederim ki; sen, Resûlullahsın!" dedi ve süngüleri verip kendisini esirlikten kurtardı ki, onlar

1000 tane idi.[546]

5- Sâib b. Ubeyd,

6- Ubeyd b. Amr,

Bu ikisinin malları olmadığından, hiç kimse de kendileri için kurtulmalık akçesi göndermediğinden, Peygamberimiz Aleyhisselam tarafından serbest bırakılmışlardır.

7- Haris b. Ebi Vecze,

Bunun 4000 dirhem kurtulmalık akçesini Velid b. Ukbe getirmiştir.

8- Ebu Rişe; kurtulmalık akçesini Amr b. Rebi´ getirmiştir.

9- Amr b. Ezrak; kurtulmalık akçesinin gönderileceğine Amr b. Rebi´ tarafından söz verilince, serbest bırakılmıştır.

10- Ukbe b. Haris; kurtulmalık akçesini Amr b. Süfyan getirmiştir.

11- Ebu´l-Âs b. Nevfel; kurtulmalık akçesini amcasının oğlu getirmiştir.

12- Adiyy b. Hıyar,

13- Osman b. Abdüşşems,

14- Ebu Sevr,

Bu üçünün kurtulmalık akçelerini Cübeyr b. Mut´im getirmiştir.

15- Ebu Aziz b. Umeyr,

16- Esved b. Âmir,

Bu ikisinin dört biner dirhemlik kurtulmalık akçeleri, Talha b. Ebi Talha tarafından ödenmiştir.

17- Sâib b. Ebi Hubeyş,

18- Haris (Huveyris) b. Abbad,

19- Salim b. Şemmah,

Bu üçünün dört biner dirhemlik kurtulmalık akçelerini Osman b. Ebi Hubeyş getiriştir.

20- Malik b. Abdullah b. Osman, Medine´de esir iken ölmüştür.

21- Halid b. Hişam b. Mugîre,

22- Ümeyye b. Ebi Huzeyfe b. Mugîre,

23- Osman b. Abdullah b. Mugîre,

Bu üçünün kurtulmalık akçelerini Abdullah b. Ebi Rebia göndermiştir.

24- Velid b. Velid b. Mugîre,

Kurtulmalık akçesini kardeşi Halid b. Velid ile Hişam b. Velid getirmiş, Velid Zü´l-huleyfe´de bulun dukları sırada kaçıp Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına gelmiş ve Müslüman olmuştur.

25- Kays b. Sabit; 4000 dirhemlik kurtulmalık akçesi Ferve b. Sabit tarafından gönderilmiştir.

26- Sayfi b. Ebi Rifaa,

Malı olmadığından, serbest bırakılmıştır.

27- Ebu´l-Münzir b. Ebi Rifaa,

2000 dirhem kurtulmalık akçesi ödemiştir.

28- Ebu Atâ Abdullah b. Ebi Sâib,

1000 dirhem kurtulmalık akçesi ödemiştir.

29- Muttalib b. Hantab b. Haris,

Malı olmadığından, serbest bırakılmıştır.

30- Halid b. Alem,

Kurtulmalık akçesi İkrime b. Ebu Cehil tarafından gönderilmiştir.

31- Abdullah b. Übeyy b. Halef,

Kurtulmalık akçesi babası Übeyy b. Halef tarafından gönderilmiştir.

32- Vehb b. Umeyr b.Vehb.

Kurtulmalık akçesini babası Umeyr b. Vehb Medine´ye getirmiş, Umeyr Medine´de Müslüman olun ca, oğlu kurtulmalık akçesi alınmaksızın serbest bırakılmıştır.

33- Rebia b. Derrac b. Anbes,

Malı olmadığından, kendisinden ehemmiyetsiz birşey alınıp, serbest bırakılmıştır.

34- Fâke, Ümeyye b. Halefin azadlısı idi.

35- Ebu Vedâa b. Dubeyre,

4000 dirhemlik kurtulmalık akçesi, oğlu Muttalib tarafından gönderilmiştir.

36- Ferve b. Huneys b. Huzâfe,

4000 dirhem kurtulmalık akçesini Amr b. Kays göndermiştir.

37- Süheyl b. Amr,

4000 dirhem kurtulmalık akçesini Mikrez b. Hafs getirmiştir.[547]

38- Amr b. Ebi Süfyan, Bedir´de Hz. Ali tarafından esir edilmişti.[548]

Ebu Süfyan´a:

"Oğlun[549] Amr´ın[550] kurtulmalık akçesini[551] ödesene?[552] Ödemeyecek misin?!"[553] denil-ince:[554]

Benim üzerimde, kan ve mal musibeti mi birleşecek?! Hanzaleyi öldürdüler![555] Hanzale öldürüldü.[556] Bir de, Amr için kurtulmalık akçesi ödeyeyim ha?[557] Ben bunu yapamam!

Fakat, onlardan bir adamı elime geçiri nceye kadar bekler, onu oğluma kurtulmalık yaparı m[558]

Bırakınız, varsın onlar oğlumu ellerinde istedikleri kadar tutsunlar!" dedi.

İşte, Amr b. Ebi Süfyan Medine´de Peygamberimiz Aleyhisselamın yanında tutuklu bulunduğu sıralarda, Amr b. Avf oğullarının kardeşi Muaviye oğullarından Müslüman ve yaşlı bir zât olan Sa´d b. Numan b. Ekkâl zevcesiyle birlikte umre yapmak üzere Mekke´ye gitmişti. Mekke´de tutuklanacağını sanmıyordu.[559]

Çünkü, Kureyşlilerin hac veya umre için gelenlere hiç dokunmayacakları, bilakis iyi davranacakları hakkında verilmiş sözleri vardı.[560]

Sa´d b. Numan b. Ekkâl, Münzir b. Amr ile birlikte umrelerini yapıp dönecekleri sırada, Ebu Süfyan b. Harb arkalarına düştü.

Sa´d b. Numan´ı yakalayıp esir etti.[561] Kendisini, oğlu Amr´ın yerine tutukladı.[562]

Söylediği bir kıt´ada da:

"Ey Ekkâl oğlunun cemaatı! Siz kır sakallı ulu kişinizi teslim etmeyeceğiniz hakkında antlaşmıştınız!

Onun çağrısına icabet ediniz!

Eğer Amroğulları bağlanmış esirlerinden bağını çözmezlerse, onlar en asâletsiz, en zelil kişilerdir!" dedi.[563]

Amr b. Avf oğulları Peygamberimiz Aleyhisselama geldiler, Amr b. Ebu Süfyan[564]´ı kendilerine ver mesini istediler. Onun karşılığında adamlarını serbest bırakacaklarını bildirdiler.

Peygamberimiz Aleyhisselam Amr b Avf oğullarının dileklerini yerine getirdi. Onlar da, Amr b. Ebu Süfyan´ı babasına gönderdiler. Sa´d b. Numan, böylece, tutukluluktan kurtarılmış oldu.

39- Bedir esirleri arasında, Peygamberimiz Aleyhisselamın damadı, yani Hz. Zeyneb´in kocası Ebu´l-Âs b. Rebi´ de bulunuyordu.

Ebu´l-Âs Mekke´de zenginlikte, eminlikte, ticarette sayılı kişilerdendi.

Ebu´l-Âs´ın annesi Hâle binti Huveylid, Peygamberimiz Aleyhisselamın zevcesi Hz. Hatice´nin de kızkardeşi idi.

Hz. Hatice yeğeni Ebul-Âs´ı kızı Hz. Zeyneb´le evlendirmesini Peygamberimiz Aleyhisselamdan istemiş, Peygamberimiz Aleyhisselam da buna muhalefet etmemişti.

Bu evlenme işi, Peygamberimiz Aleyhisselama peygamberlik ve vahiy gelmeden önce idi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Zeyneb´i Ebu´l-Âs´la evlendirmişti.

Hz. Hatice Ebu´l-Âs´ı oğlu yerinde tutardı.

Yüce Allah Peygamberimiz Aleyhisselamı peygamberlikle şereflendirdiği zaman, Hz. Hatice ile kızları Peygamberimiz Aleyhisselama iman ve kendisinin Allah´tan getirip tebliğ ettiği şeyleri tasdik ve ikrar ederek

İslâmiyet üzere yaşamaya başladıkları halde, Ebu´l-Âs müşriklikte kalmıştı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Zeyneb gibi, kızları Hz. Rukayye ve Hz. Ümmü Külsûm´u da, Ebu Leheb´in oğullarına nişanlamıştı.

Peygamberimiz Aleyhisselam Yüce Allah´ın emirlerini açıklamaya başladığı zaman, Kureyş müşrik leri:

"Siz, Muhammed´in kızlarını almakla, onu derdinden kurtardınız!

Kızlarını geri çeviriniz de, o onlarla meşgul olsun, oyalansın!" dediler.

Ebu´l-Âs´a gittiler ve ona:

"Zevcenden ayrıl! Biz, Kureyş kadınlarından hangisini istersen, seni onunla evlendiririz!" deyince, Ebu´l-Âs:

"Hayır! Vallahi ben zevcemden ayrılmam ve onun yerine Kureyş kadınlarından bir kadının benim zevcem olmasını istemem!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Ebu´l-Âs´ın hayırlı bir damat olduğundan bahis buyururdu.

Hz. Zeyneb´in Müslüman olmayan kocası Ebu´l-Âs´la yaşamalarına İslâmiyet mani olduğu halde, Peygamberimiz Aleyhisselam onları Mekke´de bulundukları müddetçe birbirlerinden ayırmak imkânını bulamamıştı.[565]

Kureyş müşrikleri Bedir´de bozguna uğradıkları zaman, Ebu´l-Âs b. Rebi´ de esir edilen müşrikler arasında bulunuyordu.

Mekkeliler esirleri için kurtulmalık akçeleri göndermeye başladıkları zaman, Hz. Zeyneb de, Ebu´l-Âs b. Rebi´ için biraz mal ile annesi Hz. Hatice´nin kendisine evlendiği sırada hediye etmiş olduğu ger danlığı[566] göndermişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam, gerdanlığı görür görmez, son derecede rikkate geldi ve:

"Eğer onun [Hz. Zeyneb´in] esirini serbest bırakmayı ve malını da geri vermeyi uygun bulursanız, öyle yapınız!" buyurdu.

Müslümanlar

"Olur yâ Rasûlallah!" diyerek, Ebu´l-Âs´ı serbest bıraktılar.

Gönderilen mal ile gerdanlığı da, Hz. Zeyneb´e iade ettiler.[567]

Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Zeyneb´in Medine´ye gelmesine izin vermesi için ya Ebu´l-Âs´tan söz almış, yahut o kendiliğinden söz vermiş, ya da Ebu´l-Âs serbest bırakılırken böyle bir şart koşul muştu.

Fakat, bu haber ne ondan, ne de Peygamberimiz Aleyhisselamdan çıkmayacak ve ne olduğu bilin-meyecekti.[568]



[506] Denilir ki; "Ey Peygamber! Ellerinizdeki esirlere de ki: ´Eğer, Allah´ın ezelî ilmine göre, yüreklerinizde bir hayır İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 13,14, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Hâkim,Müstedrek, c. 3, s. 324, Ebu Nuaym , Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142, E bu´l-Fidâ, Tefsîr, c.2, s. 327, Heysem f, Mecmau´i-ievâid, c. 6, s. 85, 86.

[507] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14 Taberî, Târih, c. 2, s. 20, Ebu Nuaym , Delâilü´n-nübüvvie, c. 2, s. 476.

[508] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 13-1 4, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Ta beri", Târih, c. 2, s. 290, E bu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142-143, Zehebî, Megâzî, s. 89, Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c. 2, s. 327, Heysemî,Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 85-86.

[509] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 156, Ebu Nuaym , Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476.

[510] Beyhaki, D el âil ü´n-nübüvve, c. 3, s. E bu´l-F idâ, Tefsir, c. 2, s. 327.

[511] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 133, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 327, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86.

[512] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15.

[513] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142, İbn Esîr, c. 2, s. 133, Ebu´l-Fidâ, c. 2, s. 327, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86.

[514] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15.

[515] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476.

[516] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 15.

[517] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 324, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86.

[518] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15.

[519] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s.142, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86.

[520] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142, Heysemî, M ecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86.

[521] İbn Sa´d, Tab akâtü ´l-kübrâ, c. 4, s. 15, Vahi df, E sbâbu ´n-n üzül, s. 162.

[522] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 353, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 476, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 142-143, Heysemî, M ecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86, E bu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 327.

[523] İ bn Sa´d, Tab akâtü ´l-kübrâ, c. 4, s. 15, Vahi df, E sbâbu ´n-n üzül, s. 162.

[524] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 15.

[525] İbn Sa´d, Tabakât, c. 5, s. 14, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 299.

[526] Buhârî, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 29.

[527] Buhâri, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22.

[528] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91, Ebu´l-Fidâ,el-Bidâye ye´n-nihâye, c. 3, s. 299.

[529] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14.

[530] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14, Buhâri, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91, E bu´l-Fidâ,el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 299.

[531] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14, Zehebî, Megâzî, s. 91, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 299.

[532] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 299.

[533] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 30, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 22, Zehebî, Megâzî, s. 91 E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 299.

[534] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 14.

[535] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 15, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 324, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 1 43, Zehebî, Megâzî, s. 89, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 327.

[536] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 15, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 390.

[537] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s.1 5, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 324, Vâhidf, Esbâbu´n-nüzûl, s. 162, Beyhakî,Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 143, Zehebî, Megâzî, s. 89, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 327.

[538] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 812, İ bn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 165.

[539] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 31, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 812, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 165.

[540] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 812, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 165.

[541] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 31.

[542] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 31, İbn Abdilberr, c. 2, s. 812, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 165.

[543] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 31.

[544] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 46, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1 512, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 268.

[545] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1512, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 269, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 577.

[546] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 46, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1 512,13, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 5, s. 269, İbn Hacer,el-İsâbe, c. 3, s. 577.

[547] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 138,14 3, Be lâzuri, E nsâbu´l -e şrâf, c. 1, s. 301 -305.

[548] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 30 5, Vâkıdî, M eg âzf, c. 1, s. 139, M us´ab u´z-Zübeyrf, N esebi Kureyş, s. 126, B elâzurf, E nsâbu´l -eşraf, c. 1, s. 301.

[549] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 305, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 378.

[550] İ b n İ shak, İ bn H i şam, Sîre, c. 2, s. 305, Mus´abu´z-Zübe yrf, N e sebi K ure yş, s. 1 26, Taberî, Tâ rih, c. 2, s. 290, İ bn Ab dil berr, İstiâb, c. 2, s. 606, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 378.

[551] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 126, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 606, İbn Esîr, Usd, c. 2, s. 378.

[552] İbn İshak, İbn Hisam, c. 2, s. 305, Taberî, c. 2, s. 290, İbn Esîr, c. 3, s. 378.

[553] Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 1 26, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 606.

[554] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 126, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 606, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 378.

[555] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 305, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 378.

[556] Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 1 26, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 606.

[557] İbn İshak, İbn Hişam, c.2, s. 305, Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 126, Taberî, c. 2, s. 290, İbn Abdilberr, c.2, s. 606, İbn Esîr, c. 2, s. 378.

[558] Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 1 26.

[559] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, Taberî, c. 2, s. 290, İbn Esîr, c. 2, s. 378.

[560] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, Taberî, c. 2, s. 290.

[561] Mus´abu´z-Zübeyrf, Nesebi Kureyş, s. 1 26, İbn Abdilberr, c. 2, s. 606.

[562] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, 306, Taberî, c. 2, s. 290, İbn Esîr, c. 2, s. 378.

[563] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 305, 306, Mus´abu´z-Zübeyri, Nesebi Kureyş, s. 126, 127, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s.301, Taberî, c. 2, s. 290, İbn Abdilberr, c. 2, s. 606, İbn Esîr, c. 2, s. 378.

[564] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.2, s. 306, Taberî, Târih, c.2, s. 290, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 378.

[565] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 306, 307, Taberî, Târih, c. 2, s. 290, 291, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 311 ,312.

[566] Gerdanlık, Yemen işi gözboncuğundandı (İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 31).

[567] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.2, s. 308, Vâk ıdf, Megâzî, c. 1, s. 130,131 , İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 31, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 276, Taberî, Târih, c. 2, s. 291 , Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 6, s. 322, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 154, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 134, Zehebî, Megâzî, s. 46, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 312.

[568] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 308, Taberî, Târih, c. 2, s. 291.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/389-398.