- Esirler

Adsense kodları


Esirler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Thu 17 December 2009, 04:37 pm GMT +0200
Esirler


Peygamber efendimiz, yurtlarından ve mallarından haksız yere mahrum edilerek, sırf "Rabbimiz Allah´tır" dedikleri için sürgün edilen mü´minleri savunmak amacıyla savaşmıştır. Onun yaptığı savaşlarda fazilet ve ahlak ilkelerinin geçerli ol duğunu gösteren en büyük delil, esirlere karşı takındığı tavır dır. O, esirlere karşı her zaman merhametli davranmış ve onla rın birer insan olduklarını hiçbir zaman unutmamıştır. İnsan lık tarihinde, esirlere merhamet konusunda Hz. Muham-med´ten daha ileride bir lider gösterilemez. O, mücahitlerine savaşta ele geçirilen esirlere iyi davranmaları konusunda ısrar la tavsiyede bulunurdu. Bedir savaşında bazı müşrikler esir alındıklarında onları ensarın evlerine misafir gibi yerleştirmiş ti. Çünkü Peygamber efendimiz sahabilerine şöyle buyurmuş tu: "Esirlerinizin iyiliğine çalışın."

Peki, Peygamber efendimiz niçin esirlere iyi davranılmasını tavsiye ediyor ve bunun üzerinde ısrarla duruyordu? Esirler sa vaş ateşinin kızgın alevleri arasında ele geçirilen insanlardı. Bunlardan bazıları, belki de birçok müslüman askerlerini öl dürmüştür. Böyle bir durumda onlara karşı îslam askerlerinin şiddetli bir saldırıda bulunmaları beklenebilir. Onlardan inti kam alma arzusuna kapılmaları normaldir. Nitekim Avrupalı­larla Amerikalılar savaş suçlusu diye ele geçirdikleri kimselere, aşırı bir intikam duygusuyla, cezaların en büyüğünü uygula maktadırlar. Peygamber efendimiz, bütün insanlık için yüksek bir örnek teşkil ederek, esirlere eziyet edilmesini yasaklamış, bu katı intikamcılık ruhunu ortadan kaldırmak için de esirlere ikramda bulunulmasını emretmiştir.

Müslümanlar, Bedir savaşında ele geçirilen esirlere bu yük sek vasiyete uygun şekilde davranmışlardır. Hatta bu esirler den Medine´ye yerleşenlere o kadar iyi davranmışlardır ki, sa-habiler onları kendi canlarına ve çoluk çocuklarına tercih et­mişler, kendi yiyeceklerini bile onlara vermişlerdir.

Bu şerefli ve alicenab sahabiler böyle bir muamele sergile mekle iki cihad yapmışlardır. Bunlardan biri kılıç cihadıdır. Alevlenen savaş ateşi sönüp ortalık sakinleşince, ikinci cihadı yapmışlardır. Bu da öfkelerine hakim olmalarıdır. Eğer öfkelerini yenmeselerdi Cenab-ı Allah´ın hoşuna gitmeyecek tarzda mağluplara kaba muamelede bulunurlardı. Özellikle esirleri ezerlerdi. Onların böyle davranmalarını gerektiren sebeplerin başında önceki sayfalarda okuduğumuz şu ayet-i kerime gel mekteydi:

"Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, ye time ve esire yedirirler." (İnsan: 8 )

İslâmiyet esirlere karşı muamelelerimizde bize iki hususu emreder:

1- İslam askeri ve ordusu düşman askerlerini yaralayıp bel lerini kırmadıkça ve hakimiyet sağlamadıkça esir tutma hakkı na sahip değildir. Bununla ilgili olarak noksanlıklardan mü nezzeh olan yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Yeryüzünde ağır basıp (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiç bir peygambere, esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Halbuki Allah (sizin için ebedi olan) ahire-ti istiyor. Çünkü Allah azizdir (dostlarını düşmanlarına galip kılar), hakimdir (dünya veya ahiretten hangisinin daha hayırlı olduğunu pek iyi bilir).7´ (Enfal: 67)

2- Peygamber efendimiz tarafından uygulanıp: "İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için sana da bu Kur´an´ı in dirdik." (Nahl: 44) ayeti mucibince açıklanan Kur´an-ı Kerim esir lerle ilgili olarak bize şu iki emri iletmektedir: Bu emirlerden birine göre, onları hiçbir şey olmadan serbest bırakmak gere kir. İkincisine göre ise mal ya da adam karşılığında onları esa retten kurtarmaktır. Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Al lah konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

"(Savaşta) inkar edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağla yın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin." (Muhammed: 4)

Önce de işaret edildiği gibi, fidye ya adam karşılığında olur ve eldeki esir müşrikler sayısınca düşmanın elinde bulunan müslüman esirler istenir. Böylece esir mübadelesi yapılır. Ya da mal karşılığında esirler serbest bırakılabilir. Esirin verecek malı yoksa, zorunlu hale gelir. Böylece o güzel bir bağışlamayla bağışlanıp serbest bırakılır ki, bu hususta Cenab-ı Allah´ın, peygamberine verdiği emir şudur: "Şimdilik onlara güzel mua mele et." (Hicr: 85)

Bunun yanında en uygun davranış ise affetmektir. Bu da, yüce Allah´ın şu buyruğu gereğidir:

"(Ey Muhammedi) sen affı (kolaylık yolunu) tut, iyiliği emret v& cahillerden yüz çevir." (A´raf: 199)