sumeyye
Mon 8 February 2010, 11:50 am GMT +0200
Esir Edilen Müşrikler Hakkında Ne Yapılacağının Konuşulması
Hz. Ömer´in bildirdiğine göre; Bedir günü Müslümanlar müşriklerle karşılaşınca, Yüce Allah müşrik leri hezimete, bozguna uğrattı.
Onlardan 70 kişi öldürüldü, 70 kişi de esir edildi.
Peygamberimiz Aleyhisselam esirlerin işini Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali ve Hz. Ömer´le istişare etti.[478]
Hz. Ebu Bekir:
"Ey Allah´ın Peygamberi! Bunlar amca oğulları, akraba[479] ve kardeşlerdir.[480] Ben onlardan fidye (kurtulmalık akçesi) almanı uygun görürüm.[481] Onlardan aldıklarımız,[482] kâfirlere karşı bizim için bir güç, kuvvet olur. Belki de, Allah onlan doğru yola,[483] İslâmiyete[484] erdirir[485] de, onlar bizim için destek olurlar" dedi.[486]
Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Ömer´e:
"Ey İbn Hatfab! Senin görüşün nedir?" diye sordu.
Hz. Ömer:
"Hayır![487] Vallahi[488] yâ Rasûlallah![489] Ben, Ebu Bekir´in görüşünde değilim.[490]
Benim bu husustaki görüşüm ,[491] onların boyunlarını vurmamıza izin vermendir![492]
Bana müsaade buyur! (Akrabamdan) filanın boynunu ben vurayım!
Ali´ye müsaade buyur! (Kardeşi) Akîl´in boynunu o vursun![493]
Hamzaya müsaade buyur! Kardeşi filanın [Hz. Abbas´ın] boynunu o vursun![494]
Tâ ki, Allah, kalblerimizde müşriklere karşı bir yumuşaklık ve zaaf bulunmadığını belli etsin![495]
Bu esirler müşriklerin eşrafı, önderleri,[496] küfür elebaşılarıdırlar!" dedi.[497]
Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Ebu Bekir´in görüşüne meyletti, Hz. Ömer´in görüşüne meyi etmedi.[498]
Müşriklerden Bedir"de alınan esirler, Medine´ye getirildikleri ve Peygamberimiz Aleyhisselam tarafından sahabilerine "Bu esirler hakkında ne dersiniz?" diye görüşleri sorulduğu zaman, Ensardan Abdullah b. Revâha da:
"Yâ Rasûlallah! Bak; ağacı çok bir vadi bulup onları oraya soktuktan, ağaçları tutuşturduktan sonra, ateşin içine at, yak onları!" demişti.
Hz. Abbas:
"Allah senin akrabalık bağını kesmiş!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam, hiç cevap vermeyip sustuktan sonra, kalkıp kapalı bir yere girdi.
Müslümanlardan kimisi:
"Resûlullah Aleyhisselam Hz. Ebu Bekir´in sözünü kabul buyuracak!"
Kimisi:
"Ömer´in sözünü kabul buyuracak!"
Kimisi de:
"Abdullah b. Revâha´nın sözünü kabul buyuracak!" demekte idiler.
Nihayet, Peygamberimiz Aleyhisselam onların yanlarına çıktı ve:
"Muhakkak ki, Yüce Allah bazı kimselerin kalblerini sütten daha yumuşak oluncaya kadar yum uşat-mış, bazılarının kalblerini ise taştan daha sert oluncaya kadar sertleştirmiştir.
Ey Ebu Bekir! Senin halin İbrahim Aleyhisselamın haline benzer ki, o, Allah´a:
´Kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki, Sen çok yarlıgayıcı ve esirgeyicisin!´ [İbrahim: 36] demişti.
Ey Ebu Bekir! Senin halin İsa Aleyhisselamın haline de benzer ki, o, Allah´a:
´Eğer onlan azaba uğratırsan, Senin kullarındır. Eğer onlan yarlıgarsan, şüphe yok ki, kudretiyle herşeye üstün gelen, hikmetiyle her yaptığını yerli yerince yapan Sensin Sen!´ [Mâide: 118] demişti.
Ey Ömer! Senin halin de, Nuh Aleyhisselamın haline benzer. O, Allah´a:
´Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden yurt tutan hiç kimse bırakma!´ demişti. [Nuh: 26]
Senin halin Musa Aleyhisselamın haline de benzer. O, Allah´a:
´Sen onların mallarını mahvet! Rabbimiz! Yüreklerini şiddetle sık ki, onlar, inletici azabı görünceye kadar iman etmeyeceklerdir!´ [Yunus: 88] demişti" buyurdu.[499]
Cebrail Aleyhisselam, Peygamberimiz Aleyhisselama gelip şöyle buyurdu:
"Ey Muhammedi Yüce Allah, senin ashabının esir almalarını hoş görmedi. Allah, onları şu ikiden birini yapmakta muhayyer bırakmanı sana emrediyor: Ya ellerindeki esirleri getirirler, sen onların boyun larını vurursun; ya da, ileride kendilerinden esirlerin sayısınca adam şehit olmak üzere, fidye alırlar!"
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, Müslümanları çağırıp, bunu onlara anlattı:[500]
"Bu Cebrail, esirler hakkında, onların boyunlarını vurmanız, ya da fidye (kurtulmalık akçesi) alıp gelecek yıl içinizden onların sayısı kadar kişinin şehit olması hususunda sizi muhayyer kıldı.[501]
İsterseniz onları öldürünüz, isterseniz fidyelerini (kurtulmalık akçelerini) alıp onunla yararlanınız.
Fidye alırsanız, sizden, onların sayısı kadar kişi şehit olacaktır!" buyurunca,[502] Müslümanlar
"Yâ Rasûlallah! Onlar bizim akrabalarımız ve kardeşlerimizdir.[503]
Hayır! Biz onlardan fidye alalım.[504]
Bununla, düşmanımıza karşı güçlenelim, bizden de, esirlerin sayısı kadar şehit olacaksa, olsun!
Bu, hiç de, hoşlanmayacağımız birşey değildir!" dediler.[505]
[478] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 137, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297.
[479] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, EbuNuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 68, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297.
[480] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 30, Taberî, c. 2, s. 294, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[481] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 30, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Beyhakî, c. 3, s. 137, Zehebî, s. 87, E bu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[482] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s. 30, Taberî, Târih, c.2, s. 294, Zehebî, Megâzî, s. 87, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 287.
[483] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, 31, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Ebu´l- Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297.
[484] Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87.
[485] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31 .Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, EbuNuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297.
[486] Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31 , Taberî, Târîh, c. 2, s. 294, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297.
[487] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31 , Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târîh, c. 2, s. 294, EbuNuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 68, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[488] Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c.2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Zehebî, Megâif, s.87.
[489] Ahmed b. Hanbel, M üsned, c. 1, s. 31, Müslim , Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Zehebî, s. 87, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[490] Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Zehebî, Megâzî, s. 87.
[491] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c.2, s. 475, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, s. 87, E bu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[492] Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 31 , Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, s. 87, Ebu´l-Fidâ, c.3, s. 297.
[493] Müslim, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Zehebî, s. 87.
[494] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294-295, Ebu Nuaym , c. 2, s. 475.
[495] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Tataerf, c. 2, s. 295, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[496] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Taberî, c. 2, s. 295, E bu´l-Fidâ, c. 3, s. 297.
[497] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 295, Ebu Nuaym, c.2, s. 475, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâif, s. 87, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 287.
[498] Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâif,s. 87.
[499] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 383, Taberî, Târih, c. 2, s. 295, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 21-22, Zehebî, Megâzî, s. 87-88, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 297, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 86-87.
[500] Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Ebu´l-Fidâ, Tefefr, c. 1, s. 425.
[501] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 107.
[502] İbn Sa´d,Tabakâtü´l-kübrâ,c. 2, s. 22, Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Beyhakî, Sünenü´l-kübrâ, c. 9, s. 68, Kurtubf, Tefsîr, c.4, s. 265, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 1 , s. 287.
[503] Taberî, Tefsir, c. 4, s. 166, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
[504] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 107, Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 1 66, E bu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
[505] Taberî, Tefsir, c. 4, s. 166, Ebu´l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/385-389.