sidretül münteha
Thu 17 February 2011, 04:22 pm GMT +0200
D- Esir Çocuklar
Esir edilen çocuklar için de namaz kılmakta ihtilâf etmişlerdir.
Basra ulemasının rivayetine göre îmam Mâlik, «Müslümanlarla aralarında saldırmazlık akdi bulunmayan kâfirlerin çocukları -ister ana ve babaları ile birlikte, ister tek başına esir edilmiş olsunlar- müslümanlığı anlayacak çağa gelmedikçe onlara namaz kılınmaz ve ana babalarının hükmüne tabidirler. Meğer babalan müslüman olursa o zaman babalarının hükmüne tabi olup analarının hükmüne tabi değillerdir» demiştir.
îmam Şafii de îmam Mâlik'in bu görüşüne katılmış, ancak o "Ana ve babasından hangisi müslüman olursa, çocuk ona tabidir, yalnız babasına tabi değildir", demiştir.
îmam Ebû Hanife de «Esir edilen çocuklar, kendilerini esir edenlerin hükmüne tabidirler» demiştir.
Evzâî ise «Onlara namaz kılınabilmesi için müslümanlar tarafından esir edilmeleri kâfi gelmez. Ne zaman ki satılıp da müslümanlar tarafından satın alınırlarsa, o zaman namazlan kılınır. Bütün îslâm ülkelerinde amel hep böyledir ve buna göre fetva verilir» demiştir.
Ulema, esir edilmeyen ve herhangi bir müslümamn mülkiyetine geçmeyen ve ana babalarından biri müslüman olmayan çocukların, ana ve babalarının hükmüne tabi olduklarında müttefiktirler.
Bu ihtilâfın sebebi, müşriklerin çocukları cennetlik mi, yoksa cehennemlik mi diye ihtilâf etmeleridir.
Zira bir hadiste, bu çocukların babalarının hükmüne tabi oldukları rivayet olunmuştur. Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in,
«Her doğan çocuk, fıtrat üzere doğar» [83] hadisi ise, mü'minlerin hükmüne tabi olmalarını göstermektedir. [84]
[83] Buhâii, Kader, 82/3,6599; Müslim, Kader, 46/6, no: 2558..
[84] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/459.