sumeyye
Tue 2 February 2010, 11:48 am GMT +0200
Es´ad b. Zürâre´nin Korunuşu
Peygamberimiz (a.s.) Kuba´ya geldiği zaman, Evs ile Haznec kabileleri arasında düşmanlık vardı.
Hazrecîler Evsîlerin evine, Evsîler de Hazrecîlerin evine girmekten korkarlardı. Peygamberimiz (a.s.):
"Es´ad b. Zürâre nerededir?" diye sordu.
Sa´d b. Hayseme ile Mübeşşir b. Abdulmünzir ve Rifâa b. Abdulmünzir:
"Yâ Rasûlallah! O, Buas günü bizden bir zâtı öldürmüştü!" dediler.
Çarşamba günü gece olunca, Es´ad b. Zürâre, başını örtmüş ve sarmış olduğu halde, akşamla yatsı arasında Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi.
Peygamberimiz (a.s.), onu görünce:
"Ey Ebu Ümâme! Evinden, şuracığa hemen nasıl gelebildin?!
Seninle şu kavim arasında geçmiş ne var?" buyurdu.
Ebu Ümâme:
"Seni hak din ve kitabla gönderen Allah´a yemin ederim ki, birşey yok" dedi.
O gece, Peygamberimiz (a.s.)ın yanında kaldı.
Ertesi günü, sabaha çıkınca, Peygamberimiz (a.s.) Sa´d b. Hayseme ile Rifâa b. Abdulmünzir ve Mübeşşir b. Abdulmünzir´e, Es´ad b. Zürâre hakkında:
"Onu himayenize alınız, koruyunuz!" buyurdu.
"Yâ Rasûlallah! Onu sen himayene al! Senin himayendeki, bizim himayemizde demektir!" dediler.
Peygamberimiz (a.s.):
"Bazınız onu himaye ediyordur" buyurdu.
Bunun üzerine, Sa´d b. Hayseme; "O, benim himayemdedir" dedikten sonra, Es´ad b. Zürâre´nin evine gitti.
Birbirlerinin koruyucusu ve yardımcısı olduklarını anlatmak için, onunla elele tutuşup, Amr b. Avf oğullarının mahallelerine kadar yürüdüler.
Bunun üzerine, Evsîler:
"Yâ Rasûlallah! Hepimiz onun himayecisiyiz!" dediler.
Bundan sonra, Es´ad b. Zürâre, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına sabah akşam gitmeye başladı. [2]
Peygamberimiz (a.s.); Küba´da, Amr b. Avf oğulları nezdinde bulunduğu sırada, cenazelerde bulunur, hastalan ziyaret eder, davetlere giderdi.[3]
[2] Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 249, 250.
[3] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 99.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/13-14.
Peygamberimiz (a.s.) Kuba´ya geldiği zaman, Evs ile Haznec kabileleri arasında düşmanlık vardı.
Hazrecîler Evsîlerin evine, Evsîler de Hazrecîlerin evine girmekten korkarlardı. Peygamberimiz (a.s.):
"Es´ad b. Zürâre nerededir?" diye sordu.
Sa´d b. Hayseme ile Mübeşşir b. Abdulmünzir ve Rifâa b. Abdulmünzir:
"Yâ Rasûlallah! O, Buas günü bizden bir zâtı öldürmüştü!" dediler.
Çarşamba günü gece olunca, Es´ad b. Zürâre, başını örtmüş ve sarmış olduğu halde, akşamla yatsı arasında Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi.
Peygamberimiz (a.s.), onu görünce:
"Ey Ebu Ümâme! Evinden, şuracığa hemen nasıl gelebildin?!
Seninle şu kavim arasında geçmiş ne var?" buyurdu.
Ebu Ümâme:
"Seni hak din ve kitabla gönderen Allah´a yemin ederim ki, birşey yok" dedi.
O gece, Peygamberimiz (a.s.)ın yanında kaldı.
Ertesi günü, sabaha çıkınca, Peygamberimiz (a.s.) Sa´d b. Hayseme ile Rifâa b. Abdulmünzir ve Mübeşşir b. Abdulmünzir´e, Es´ad b. Zürâre hakkında:
"Onu himayenize alınız, koruyunuz!" buyurdu.
"Yâ Rasûlallah! Onu sen himayene al! Senin himayendeki, bizim himayemizde demektir!" dediler.
Peygamberimiz (a.s.):
"Bazınız onu himaye ediyordur" buyurdu.
Bunun üzerine, Sa´d b. Hayseme; "O, benim himayemdedir" dedikten sonra, Es´ad b. Zürâre´nin evine gitti.
Birbirlerinin koruyucusu ve yardımcısı olduklarını anlatmak için, onunla elele tutuşup, Amr b. Avf oğullarının mahallelerine kadar yürüdüler.
Bunun üzerine, Evsîler:
"Yâ Rasûlallah! Hepimiz onun himayecisiyiz!" dediler.
Bundan sonra, Es´ad b. Zürâre, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına sabah akşam gitmeye başladı. [2]
Peygamberimiz (a.s.); Küba´da, Amr b. Avf oğulları nezdinde bulunduğu sırada, cenazelerde bulunur, hastalan ziyaret eder, davetlere giderdi.[3]
[2] Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 249, 250.
[3] İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 99.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/13-14.