- En zor başağrısı migren

Adsense kodları


En zor başağrısı migren

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Tue 24 April 2012, 03:00 pm GMT +0200
En zor başağrısı migren

Temmuz 2007 22.SAYI

Migren, 4 ila 72 saat süren, ataklarla kendini gösteren tekrarlayıcı baş ağrıları ile karakterize nörolojik bir hastalıktır. Tipik özellikleri; tek taraflı yerleşmesi, zonklayıcı özellikte olması, orta veya ağır şiddette olması, normal fizik aktivite ile kötüleşmesi, bulantı, ışık ve sese hassasiyetin varlığıdır. Bazı migren hastaları veya aileleri baş ağrısından 24 saat kadar öncesinde uyarı belirtilerini tanırlar. Hasta kendini çok iyi ya da çok kötü hisseder. Hiperaktif bir durumdadır veya aşırı uyuşuk görünür. Gözleri çökük ve yüzü soluk olabilir.  Kendini yorgun hisseder, ışığa ve sese hassasiyeti artmıştır, kas ağrıları bulunabilir. Aşırı yeme isteği ya da yememe, şekerli gıdalara karşı aşırı isteklilik ve idrara çıkma sıklığında artış olabilir. Baş ağrısı geçtikten sonra birçok hasta ertesi gün kendini tükenmiş hisseder fakat bazıları atağın geçmiş olmasının verdiği rahatlama ile hafiflik hissi yaşarlar.

Migren hastaları ne yediğine dikkat etmeli

Migrenin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte beyindeki kan damarları ve elektriksel sinir uyarısını ileten kimyasal maddelerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir. Eğer anne-babadan birinde migren varsa, çocukta da görülme ihtimali %40, her ikisinde de migren varsa, bu oran %75’tir. Migreni tetikleyici faktörler arasında; eski peynir, çerez, çikolata, kafeinli yiyecekler, tütsülenmiş ya da salamura balık veya et, sosis, sucuk, salam gibi yiyecekler; kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, işlenmiş yiyeceklere eklenen katkı maddeleri, bazı antibiyotikler, bazı tansiyon düşürücü ilaçlar, östrojen içeren doğum kontrol hapları, titreşen parlak ışık, parlak gün ışığı, güçlü kokular, endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma, çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, kafeinsiz kalmak, aşırı egzersiz yapmak, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, ağırlık kaldırmak, rutin yaşam biçiminde değişiklik olması, adet dönemi, iklim değişiklikleri, deniz seviyesinden çok yukarıda bulunmak sayılabilir. Migreninizi hangi faktörlerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Bunun için atak geldiği sırada neler yiyip içtiğinizi, neler yaptığınızı düşünün ve bunları Günlük Kartları’na işleyin.

Migren ağrılarını azaltmak mümkün

Migreni tetikleyen faktörler kontrol altına alınırsa atak ve ağrıların % 50’nin üzerinde azaltılması mümkün. Ancak ilk önce doğru tanının konulması gerekir. “Baş ağrısı nöbetler halinde mi oluyor? Ağrılar benziyor mu, şiddetli mi, tek taraflı mı? Ağrı sırasında; ışıktan rahatsız oluyor mu, başını hareket ettirince ağrı artıyor mu, bulantı oluyor mu? Ağrı uykuyla geçiyor mu, işini aksatıyor mu?” Sorularının cevapları öncelikle aranmalı, şüphe devam ediyorsa MR veya bilgisayarlı tomografi çektirilebilir. Hastaların %10-30’unda migren ağrısından önce 10-30 dakika sürebilen bir aura dönemi olur. Aura; parlak ışık çakmaları, titrek, renkli, zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikleri, kollar veya bacaklarda karıncalanma veya baş dönmesini içerebilir. Migren en sık sabahın orta ve geç saatlerinde başlar.

Kadınlık hormonu kadınlardaki migreni tetikleyen en etkili faktör

Kadının doğurgan olduğu dönemde migren daha çok görülür. Çocukluk ve menopoz sonrası dönemde ise erkeklerle eşit düzeydedir. Bu verilerden yola çıkılarak östrojenin (kadınlık hormonu) kadınlarda migreni tetikleyen en etkili faktör olduğu düşünülmektedir. Migren atakları kadınlarda adet öncesi ve adetli dönemlerde daha sık ortaya çıkar. Hatta sadece adet döneminde ortaya çıkan migren atakları da söz konusu olabilir. Hamilelikte atakların azalması kadınların hormonal düzeniyle ilgili bir durumdur. Bazı kadınlarda ise migren ilk kez gebelikte de ortaya çıkabilir. Menopozdaki kadında migren krizleri seyrekleşmekte, bulantı ve kusma kaybolmaktadır. Hormon tedavisi düşünülmeden önce migren ile adet dönemleri arasındaki bağlantı günlük kartlar kullanılarak belirlenmelidir. Kombine doğum kontrol haplarını, auralı migreni olanlar kesinlikle kullanmamalıdır.

Migren için her hastaya farklı tedavi uygulanır. Temel tedavi, koruyucu ve atak tedavisi olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer hastanın ağrıları ayda bir iki kez görülüyorsa sadece atak sırasında tedavi önerilir. Bir ay içinde atak sayısı üçü, dördü geçiyorsa o zaman sadece atak sırasında değil, migren atağını önlemeye yönelik ilaçları da kullanmak gerekir. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Atak tedavisinde ön plana çıkan ilaçlar triptan grubu ağrı kesicilerdir. Bulantıyı önleyici ilacın ağrı kesiciden önce alınması gerekir.

Gebelikte migren tedavisinde ilk olarak parasetamol içerikli ağrı kesiciler verilir. Yetersiz kalındığında doktor nezaretinde kodein içeren ilaçlar kullanılabilir. Emziren anneler için de aynı durum geçerlidir ama daha esnek olunabilir. Hasta migren belirtilerini hissettiği anda ilacını mutlaka almalıdır. Migren atağı büyüdükten sonra dizginlemek çok daha zordur. Bu nedenle hasta kullandığı ilacın en az bir dozunu yanında taşımalıdır. Koruyucu ilaç tedavisiyle ağrıları kontrol edilemeyen hastalara akupunktur (kuru iğne tedavisi) uygulanabilir. Uyku, karanlık/loş ve sessiz bir odada dinlenmek düzelmeye yardımcı olabilir; migrene direnmek genellikle yalnızca atağı uzatmaya yarar. Sıcak bir yastık ile soğuk kompresin dönüşümlü kullanımı ağrının dindirilmesine yardımcı olabilir.

Özel Emsey Tıp Merkezi
0216 424 30 00


Uz. Dr. M. Salih ÖZÇELİK

melikebat
Tue 24 April 2012, 10:58 pm GMT +0200
çok kötü bir hastalık. ALLAH şifa versin. uyarıları dikkate almak lazım.