sumeyye
Wed 23 June 2010, 10:51 am GMT +0200
En büyük teselli
Cenab-ı Hak, anne ve babaların fıtratlarına evlâtlarına karşı bir kısım hikmetler ve maslahatlar için çok samimi bir şefkat duygusunu yerleştirmiştir Tâ anne ve babalar bu şefkat duygusu sayesinde çocuklarını maddî manevî zararlardan korusunlar ve onları dünyalarını mâmur, ukbâlarını da mes’ûd edecekleri şekilde yetiştirsinler Evet anne ve babalar, evlâtlarına karşı fıtratlarına konulan şefkat duygularının gereği olarak, çocuklarının şu dünya hayatında bir kısım tehlikelere ve sıkıntılı hallere maruz kalmamaları için onları her türlü fedâkârlığa katlanıp eğittikleri ve geçimlerini rahatlıkla sağlayacakları bir meslek sahibi yaptıkları gibi, gözlerinin nuru ve kalplerinin meyvesi olan çocuklarının âhirette ebedi saâdeti garantilemeleri için de aynı gayreti göstermeleri gerekir Hz Yûsuf (as), bir kısım sıkıntılar içinde bulunan ve sıkıntılarını gidermek için Mısır’a gelip huzuruna çıkan kardeşlerine, kendini tanıttıktan sonra onlara şöyle demişti: “Benim gömleğimi babamın yüzüne atın ki, babam görmeye başlasın” Beşir, Yûsuf (as)’ın gömleğini getirip de Yakûb (as)’un yüzüne atınca, Yakûb (as)’un gözleri hemen açıldı ve görmeye başladı Hazreti Yakûb (as)’ın gözleri açılır açılmaz Beşir’e, Hazreti Yûsuf’un nasıl bir hâlde olduğunu sordu ve onun hakkında bilgi istedi: Beşir, “Onu Mısır’ın kralı olarak bıraktım” deyince; Hazreti Yakûb (as)’ şöyle dedi: “Ben krallığı ne yapayım; Ben onun dünyasını değil; Onun dinini soruyorum” Beşir, “O, İslâm dini üzerindedir” deyince Hazreti Yakûb (as), “İşte şimdi nimet tamamlandı” dedi ve âile efrâdıyla birlikte gerekli olan hazırlığı yaptıktan sonra kalkıp Mısır’a gittiler Mısır’da Hazreti Yakûb (as), Hazreti Yûsuf (as)’a kavuştuktan, gerekli olan hürmeti ve şefkati birbirlerine gösterdikten sonra, Hazreti Yûsuf (as) şefkatli babasına dedi ki: “Babacığım, o kadar ağladın ki, gözlerini kaybettin Halbuki kıyâmet gününde bir araya geleceğimizi biliyordun Öyle ise bu kadar üzüntünün sebebi ne idi?” Bunun üzerine Hazreti Yakûb (as), “evet” dedi “Lâkin, senin dinden çıkacağından ve bu sebeple dünyada olduğu gibi kıyâmet gününde de senden ayrı kalacağımdan korktum da, onun için bu kadar ağladım”
Ali Budak