- En Büyük Fethin Arefesinde

Adsense kodları


En Büyük Fethin Arefesinde

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 8 March 2010, 10:14 pm GMT +0200
En Büyük Fethin Arefesinde


Amr b. Âs´ın Zâtü´s-Selâsil´e Gönderilişi


Seferin Tarihi, İsmi, Mevkii ve Sebebi


Zâtü´s-Selâsil seferi, Hicretin 8. yılında Cumâde´l-âhire ayında vuku bulmuştur.[1]

Selsil veya Sülsil, Cüzamların toprağındaki bir suyun ismidir.[2] Suya Selsil veya Silsal ismi de, içimi tatlı ve hoş olup boğazdan kolayca geçtiği için verilmiştir.

Kum yığınlarının birbirleri üzerine zincir gibi sıralanmış bulunmalarının o yere bu ismin verilmesine sebep olduğu da rivayet edilir.[3]

Bu sefere de, müşrikler kaçmaktan korkup birbirlerine bağlandıkları için Zâtü´s-Selâsil ismi ver-ilmiştir.[4]

Lahm ve Cüzam gazvesi denildiği de vardır.

Zâtü´s-Selâsil; Beliyy, Uzre ve Benî Kaynların beldelerindendir.[5] Zâtü´s-Selâsil, Uzrelerin toprak larından olup,[6] Vâdi´l-kurâ´nın gerisinde, Medine´ye on günlük uzaklıktadır.[7]

Peygamberimiz Aleyhisselam;

Kudâa.[8]

Beliyy, [9]

Cüzam,[10]

Benî Uzre ve Yemen kabilelerinin[11] Medine´yi kuşatmak maksadıyla toplandıklarını haber aldı. Bunun üzerine, Amr b. Âs´ı yanına çağırdı.[12]

Ona:

"Ey Amr! Silahını kuşan, yolculuk elbiseni üzerine giy ve hemen yanıma gel!" buyurdu.

Amr b. Âs der ki:

"Resûlullah Aleyhisselamın emrini yerine getirdim ve yanına vardım. O sırada, kendisi, gölge bir yere çıkmış, abdest alıyordu. Sonra aşağı indi ve:

´Ey Amr! Allah seni selamete ve ganimete erdirsin diye askerî bir birliğin başında bir yere gönder mek istiyor, en iyi dileğimle, senin için ganimet diliyorum!´ buyurdu.

´Yâ Rasûlallah! Ben ganimet için Müslüman olmadım. Ancak, Müslüman olmayı, cihadlara katılmayı ve senin yanında bulunmayı arzulayarak Müslüman oldum!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Ey Amr! Ganimetin yararlısı, insanın yararlısına ne güzel yaraşır!´ buyurdu."[13]

Beliyy oğulları, Âs b. Vâil´in dayıları oluyordu.[14] Amr b. Âs´ın babaannesi, Beliyy kabilesindendi. Peygamberimiz Aleyhisselam, bunun için, göndereceği birliğin başına Amr b. Âs´ı komutan yapmak suretiyle Benî Beliyy kabilesini ısındırmak, yumuşatmak istemişti.[15]

Giderken de, Beliyy, Uzre ve Belkayn kabilelerine uğrayıp, aradaki akrabalıktan, yardımlarını sağla maya çalışmasını,[16] aynı zamanda, kendilerini İslâmiyete davet etmesini de Amr b. Âs´a emir buyur du.[17]

Peygamberimiz Aleyhisselam, Amr b. Âs için beyaz bir sancak bağladı. Kendisine, bir de siyah bayrak verdi.[18]

Kendisini; içlerinde Muhacir ve Ensarın ileri gelenleri ve seçkinleri de bulunan 300 kişinin başına geçirdi. Yanlarında 30 at da bulunuyordu.[19]

Mücahidler, Amr b. Âs´ın kumandası altında yola çıktılar. Gündüzleri gizleniyorlar, geceleri yürüyor lardı.

Aradıkları kavme yaklaştıkları zaman, onların kendileri için büyük bir yığınak yaptıklarını haber aldılar.[20]

Akşamleyin, onların yakınlarına varıp kondular.[21] Cüzamların yurdundaki Selsil suyunun üzerinde bulunuyorlardı.

Düşmanların çokluğu, Amr b. Âs´ın gözünü korkuttu.[22]




[1] Vâkıdî, M egâzf, c. 1, s. 6, İbn Sa´d, Tabak âtü´l -k übrâ, c. 2, s. 131, Belâ zurt, E nsâb u´l-eşrâf, c. 1, s. 380.

[2] İbn İshak.İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 272, Taberî, Târih, c. 3, s. 104, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 232.

[3] Halebî, insânu´l-uyûn, c. 3, s. 198, 199, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 278.

[4] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 75, Halebî, İnsan, c. 3, s. 199, Zürkânf, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 278.

[5] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 113.

[6] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 272. İbn Hazm , Cevâmiu´s-Sîre, s. 20.

[7] İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 131, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 174, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 1 57.

[8] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 770, İbn Sa´d, c. 2, s. 131 , İbn Asâkfr, Târih, c. 1,s.1O3.

[9] Vâkıdî, c. 2, s. 770, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 75, İbn Asâkfr, c. 1, s. 1 03.

[10] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 381.

[11] Yâkubî, Târih, c. 2, s. 75.

[12] Vâkıdî, c. 2, s. 770, İbn Sa´d, c. 2, s. 131, İbn Asâkfr, c. 1, s. 103.

[13] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 1 97, 202, Zehebî, Megâzî, s. 429, 430, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 273.

[14] Beyhakî, DelâilüYı-nübüvve, c. 4, s. 398, İbn Asâkfr, Târih, c. 1 ,s.1O4, Zehebî, Megâzî, s. 428, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 273.

[15] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 272, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 770, Beyhakî, c. 4, s. 399,400, İbn Asâkfr, c. 1, s. 104, Zehebî, Megâzî, s. 429.

[16] Vâkıdî, c. 2, s. 770, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 131, İbn Asâkfr, c. 1, s. 103, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 157, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 174,175.

[17] İbn Esîr, Kâm il, c. 2, s. 232.

[18] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 770, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 131, Taberî, Târih, c. 3, s. 104, İbn Asâkfr, c. 1, s. 103.

[19] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 770, İbn Asâkir, t 1, s. 103.

[20] Vâkıdî, c. 2, s. 770, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 131, Taberî, c. 3, s. 104, İbn Asâkfr, c. 1, s. 104, İbn Seyyid, c. 2, s. 157, İbn Kayyım, c. 2, s. 1 74.

[21] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 770.

[22] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 272, Taberî, c. 3, s. 104, Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 399, 400, İbn Asâkfr, c. 1, s. 104, İbn Esîr, Kâm il, c. 2, s. 232, Zehebî, Megâzî, s. 429, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 273.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/261-263.