sumeyye
Sat 29 September 2012, 04:44 pm GMT +0200
Emanet Gibi…

“Nefsi terbiye etmekten maksat, bedenî bağlılıklardan geçip, rûhlar ve hakîkatler âlemine yönelmektir.
Kul, kendi istek ve arzularından vazgeçip, Hakkın yoluna mâni olan bağlılıkları terk etmelidir.
Bunun çâresi şöyledir:
“Kendisini dünyâya bağlayan şeylerin hangisinden istediği ân vazgeçebiliyorsa,
bunun maksada mâni olmadığını anlamalıdır.
Hangisini terk edemiyorsa ve gönlünü ona bağlı tutuyorsa,
onun Hak yoluna mâni olduğunu anlamalı ve o bağlılığın kesilmesine çalışmalıdır.
Bizim hocamız Şâh-ı Nakşibend, o kadar ihtiyatlı idi ki, yeni bir elbise giyse;
“Bu elbise falan kimsenindir.” diyerek, onu emânet gibi giyerlerdi.”
Behâeddîn-i Buhârî (k.s)
Kul, kendi istek ve arzularından vazgeçip, Hakkın yoluna mâni olan bağlılıkları terk etmelidir.
Bunun çâresi şöyledir:
“Kendisini dünyâya bağlayan şeylerin hangisinden istediği ân vazgeçebiliyorsa,
bunun maksada mâni olmadığını anlamalıdır.
Hangisini terk edemiyorsa ve gönlünü ona bağlı tutuyorsa,
onun Hak yoluna mâni olduğunu anlamalı ve o bağlılığın kesilmesine çalışmalıdır.
Bizim hocamız Şâh-ı Nakşibend, o kadar ihtiyatlı idi ki, yeni bir elbise giyse;
“Bu elbise falan kimsenindir.” diyerek, onu emânet gibi giyerlerdi.”
Behâeddîn-i Buhârî (k.s)