- Ellerin Kulak Hizasına Kaldırılması

Adsense kodları


Ellerin Kulak Hizasına Kaldırılması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Thu 5 January 2012, 08:40 pm GMT +0200
(Teşehüdden Kalkarken Ellerin Kulak Hizasına Kaldırılması)[83]

 

743. ...İbn Ömer'den; demiştir ki: Peygamber (s.a.) (ilk) iki re­kattan (ilk teşehhüdden sonra, üçüncü rekata) kalktığında tekbir alır ve ellerini kaldırırdı.[84]

 

Açıklama
 

Burada kelimesindeki harfine iki şekilde mana vermek mümkündür:

1. Bu harf (den) anlamında kullanılmıştır denebilir; bu takdirde cümle, "ilk iki rekattan üçüncüye kalktığı zaman ellerini kulak hizalarına kadar kaldırırdı" anlamına gelir. Biz tercemede 738 ve 741 no'Iu hadislerin ışığında bu manayı tercih ettik. Nitekim Bezlu'l-Mechûd sahibi de bu mana­yı tercih etmiştir.

2. anlamında kullanılmıştır. Bu takdirde mânâ şöyledir: "Birinci ve ikinci rekâtta bulunan secdelerden kalkarken tekbir alırdı ve ellerini ku­lakları hizasına kadar kaldırırdı."

Hanefîlere göre, namazda eller iftîtah tekbiri alınırken kaldırılır, Süf-yan es-Sevrî ile İbrahim Nehaî, İbn Ebî Leylâ, Alkame b. Kays, Esved b. Yezîd, Âmir eş-Şa'bî, Ebü İshak, Hayseme, Mugîre, Vekî Âsim b. Küleyb ve İmam Züfer'in görüşleri budur. İbn Kasım'ın, İmam Mâlik'den rivayet ettiği meşhur ve Mâlikilerce tercih edilen görüş de budur. Tirmizî, ashab-ı kiram hazratlerinden bir çoklarının görüşünün de böyle olduğunu söylüyor.[85]

Hanefîler iftitah tekbirinin dışında el kaldırmanın İslâmın ilk yıllarına ait olup sonradan neshedildiği görüşündedirler. Kendileri de 749 no'lu ha­disle amel ederler. Hanefilerin bu mevzudaki delilleri için 748 numaralı ha­disle 479 numaralı hadisin şerhine müracaat edilebilir.[86]

 

744. ...Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)'den nakledildiğine göre; Peygam­ber (s.a.) farz namazlara kalktığı zaman tekbir alır ve ellerini omuzla­rı hizasına kadar kaldırırdı. Okumayı bitirip rükû'a varmak istediği zaman da aynısını yapardı. Rükû'dan kalktığı zaman da yine tekbir alırdı. Namazda otururken hiç bir zaman ellerini kaldırmazdı. İki sec­deden (sonra kıyama) kalkarken de aynı şekilde ellerini kaldırır ve tekbir getirirdi.

Ebû Dâvûd dedi ki: Ebû Hümeyd 'in Resûlullah (s. a.) 'in namazı­nı tarif eden hadisinde şu ifâde vardır "iki rekatdan (sonra ayağa) kalkarken tekbir getirir iftitah tekbirindeki gibi ellerini omuzları hi­zasına kadar kaldırırdı."[87]

 

Açıklama
 

Dâvûd,   burada  geçen; "iki  secdeden  sonra  ayağa kalkardı" cümlesinin ilk iki rekattan sonra üçüncü rekata kalkardı anlamına geldiğine (730) no'lu Ebû Humeyd hadisini delil getirmiştir. Biz bu mevzuda lüzumlu açıklamayı bir önceki hadiste kısaca verdik. Bura­da tekrara lüzum görmüyoruz.[88]

 

745. ...Mâlik b. Huveyris'den; demiştir ki; Resûlullah (s.a.)'i (iftitah) tekbiri alırken, rükû'a giderken ve rukû'dan başını kaldırdığı zaman ellerini kulak hizasına kadar kaldırırken gördüm.[89]

 

Açıklama
 

Biz bu mevzuda 721 no'Iu hadisin "açıklama" kısmında yeterli bilgiyi nakletmiş olmakla beraber, ellerin kulakların üst hizasına kadar kaldırılıp kaldırılmayacağı meselesindeki rivayetlerin çeşitli oluşuna bakarak AIiyyu'I-Kaarî'nin Mirkat isimli eserindeki şu bilgileri nak­lediyoruz: "imam Şafiî Mısır'a geldiği zaman tekbir esnasında ellerin nasıl kaldırılacağı mevzuu kendisine sorulunca şu cevabı vermiştir: "Namaz kı­lan kimse ellerini omuz hizasına gelecek şekilde kaldırır. Öyle ki, başpar­makları kulak yumuşağı hizasına, diğer parmaklan da kulaklarının üst hizasına gelmiş olur. Çünkü bir rivayette (730 nolu hadis) ellerin omuz hi­zasına, diğer birinde de (Müslim, salât 26 ve üzerinde durmakta olduğumuz Ebû Davud'un bu hadisi) kulakların üst, hizasına kadar kaldırılacağı ifâdesi vardır. Bu sözüyle İmam Şafiî (r.a.) bu üç rivayeti de birleştirmiş ve üçüyle de amel etmiştir."[90] Bu mevzuda 721 no'lu hadisin izahına da müracaat edi­lebilir.[91]

 

746. ...Ebû Hüreyre (r.a.) demiştir ki; "Eğer Peygamber (s.a.)'in önünde (bulunmuş) olsaydım (kollarını kaldırırken) koltuk altlarım gö­rürdüm." İbn Muâz, Lahîk'ın (şöyle) dediğini ekledi; "Biliyorsun ki, o namazdadır, (Namazda imamı olan) Peygamber (s.a.)'in önünde bu­lunamaz." Mûsâ (b. Mervân da şunu) ilâve etti: Bunun mânâsı şu­dur: "Resûlullah tekbir aldığı zaman (koltuk altları görünecek kadar) ellerini kaldırırdı."[92]

 

Açıklama
 

Ebû Hüreyre (r.a.) hazretleri burada Hz. Peygamberin tekbir alırken koltuk altlarını karşısında bulunduğu farzedilen kişi tarafından rahatça görülebilecek şekilde kollarım kaldırdığını ifade etmek istemektedir. Yoksa Hz. Ebû Hüreyre, İbn Muâz'ın da söylediği gibi, na­maz esnasında Resûl-i Ekrem'in karşısına geçip de onun kollarını kaldırma­sı anında koltuk altlarını görmüş değildir. Zaten cemaatin, imamın önüne geçmesinin imkânsız olduğunu söylemeye lüzum yoktur.[93]

 

747. ...Abdullah (b. Mesûd) dan; demiştir ki: Peygamber (s.a.) bize namazı (şöyle) öğretti: Tekbir aldı ve ellerini kaldırdı. Rükû'a va­rınca ellerini dizlerinin arasına soktu. (Râvi Osman b. Ebî Şeybe) â> di ki: Bu haber Sa'd (b.Ebî Vakkas)'a ulaştığı zaman (şöyle) dedi:

"Kardeşim (Abdullah) doğru söylemiştir. Rükûda bunu (yani elleri diz­lerin arasına sokmayı) biz de böyle yapardık, sonra dizleri tutmakla emrolunduk."[94]

 

 

Açıklama

 

Bu mevzu ile ilgili rivayet Buhârî'de şöyle geçmektedir: Musab dedi ki, "rükû esnasında iki avucumu üst üste koyduktan sonra ellerimi iki uyluğumun arasına koydum. Babam beni bundan nehyedip "(gerçi) biz bunu önceleri yapardık, (fakat sonra bundan) nehy olun­duk. Ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koymakla emr olunduk" dedi.[95] Görülüyor ki ellerin üst üste konularak rükû esnasında uylukların arasına uzatılması bidâyet-i İslâmda uygulanmıştır. Sonraları ise Resûl-i Ekrem ta­rafından bu uygulama neshedilerek rükû esnasında ellerin dizlerin üzerine konulması emredilmiştir.[96]

Her ne kadar "biz böyle yapardık sonradan nehyedildik" gibi ifâdeler hadisin ilk kaynağının sahâbî olduğu ve dolayısıyla mevkuf olduğu kanaati­ni veriyorsa da aslında nehyedenin Resûl-i Ekrem (s.a.) olduğu düşünülür­se, hadisin ilk kaynağının Resûl-i Ekrem (s.a.) olduğu ve dolayisıyle merfû' bir hadis olduğu kolayca anlaşılır.

Sahih-i Müslim'de muttasıl bir sened ile İbrahim en-Nehaî tarafından rivayet edilen hadis şu mealdedir: "Alkame ile Esved, Abdullah b. Mesud'un yanına girmişler. Abdullah (onlara); "Arkanızdakiler namaz kıldı mı?" diye sormuş; onlar: "Evet" demişler. Bunun üzerine Abdullah, Alkame ile Esevd'in aralarına durmuş (kendileri diyorlar ki:) "Sonra rükû'a vardık ve ellerimizi dizlerimizin üzerine koyduk. Abdullah bizim ellerimize vurdu. Sonra ellerini bir biri üzerine kapadı ve onları uyluklarının arasına soktu.”[97]

Müslim'in rivayet ettiği bu hadis Abdullah b. Mesûd ile Alkame ve Es-ved'in bu mevzudaki görüşlerini ortaya koymaktadır. Onlara göre rükû'da avuçları birleştirerek bacakların arasına koymak sünnettir. Halbuki bunla­rın dışında kalan ulemânın tümüne göre rükû'da elleri dizlerin üzerine koy­mak sünnettir. İbn Mes'ûd (r.a.) hazretlerinin uyguladığı şekle "tatbik", diğer ulemanın uyguladığı şekle de "tefrîc" denir. Bazı ulemâ îbn Mesud (r.a.)'un böyle yapmasının sebebini neshin kendisine ulaşmamasına bağlamışlardır.

İbn Münzir de İbn Ömer (r.a.)'in; "Tatbiki Resûl-i Ekrem (s.a.) haya­tında bir kere uygulamıştır" dediğini kuvvetlibir senetle rivayet etmiştir.

Abdurrezzak'm Musannef inde de şu rivayet vardır:

“Abdullah b. Meş'ud ile Alkame ve Esved namaz kılmışlar, Abdullah (r.a.) tatbik yapmış, sonra bir de Ömer (r.a.) ile tatbik yaparak namaz kıl­mışlar. Fakat Ömer (r.a.):

"Bu vaktiyle yaptığımız bir şeydi. Sonradan terk olundu. Dizleri tut­mak sünnettir" demiş.

Tatbikin hükmü ile ilgili olarak Ahmed Naim Efendi şunları söylemek­tedir: "İbn Huzeyme tatbikin caiz olmadığı kanaatindedir. Halbuki bura­daki yasağın kerâhet-i tenzihiyye ifâde etmiş olması da mümkündür. Çünkü Ömer ile Sa'd (r.a.) tatbik'den nehyettikleri halde namazın iadesini emr et­memişlerdir. İbn Ebî Şeybe'nin hasen bir senetle Ali (r.a.)'den şu rivayeti bu görüşü desteklemektedir: "Rüku'a vardığında ister şöyle yapar, yani el­lerini dizlerinin üstüne korsun; ister tatbik edersin" Her halde tatbik, terki evlâ olmakla beraber haram değildir.

Tefrîcin yani elleri diz kapaklan üstüne koymanın tatbike tercihindeki hikmeti Ümm-ü'1-Mü'minin Âişe (r.anhâ) şöyle izah ediyor: "Tatbîk Yahu­dilerin fiillerinden olduğu için Nebiyy-i Ekrem (s.a.) ondan nehyetmiştir. Hak­kında nehy nazil olmayan hususlarda Ehl-i Kitaba uymak, Peygamberimizin (s.a.) hoşuna giderdi. Sonraları onlara muhalefet etmek kendisine emroIundu."[98]

Nitekim bu mevzu merhum Ömer Nasuhi Bilmen Efendi tarafından da namazın sünnetleri kısmında şöyle ifade edilmiştir: "Rükû hâlinde erkekle­rin elleriyle parmaklan arası açık olarak dizlerini tutmaları sünnettir. Ka­dınlar bu halde parmaklarını açıkça bırakmazlar ve dizlerini tutmazlar elleri dizleri üzerine koymakla yetinirler.[99]

 

[83] Concordance'de bu baba numara verilmemiştir.

[84] Sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.

   Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/141-142.

[85] Tirmizî, salât 76.

[86] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/142.

[87] Müslim, salât 21, 25, 26; Ebû Dâvûd, salât 115; Tirmizî, salât 76, 110; Nesâî, sehv 2, İbn Mâce, ikâme 15, 72; Dârimî, salât 92; Ahmed b. Hanbel II, 8; V, 424.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/142-143.

[88] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/143.

[89] Buhârî, ezan 4, 76; Müslim, salat 26; Nesâî, iftitah 4, 85, tatbik 18, 36; Ahmed b. Han-bel V, 6, 53.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/144.

[90] Bezlu'l-mechûd, IV, 397 - 398

[91] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/144.

[92] Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/144-145.

[93] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/145.

[94] Buhârî, ezan 118; Tirmizî, salât 19J; Nesâî, tatbîk 1, tbn Mâce, ikâme 17; Ahmed b. Hanbel, I, 378, 414, 418, 426, 459, II, 78;, 81, IV, 422; V, 3.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/145-146.

[95] Ahmed Naim, Tecrid Tercemesi, II, 791-792 (hadis no: 440).

[96] bk. Kockuzu, Ali Osman; Hadîste Nâsih-Mensûh, s. 250-251.

[97] Müslim, mesâcid 28.

[98] bk. Tecrîd Tercemesi, II, 793 - 794 (hds. no: 441).

[99] Büyük İslâm İlmihali, s.135.

    Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/146-147.


RAMAZAN 7/D
Tue 9 May 2017, 10:46 pm GMT +0200
Es Selamün Aleyküm . Konu sanki biraz karışık gibi . Sadece Vitr namazının son rekatında yeniden tekbir alınır .

ALLAH cc razı olsun

Sevgi.
Tue 9 May 2017, 10:50 pm GMT +0200
Ve Aleyküm Selam. Paylaşım için Allah Razı olsun.  Mevlam hakkıyla Namaz kılanlardan eylesin bizleri inşâAllah

ceren
Tue 9 May 2017, 11:10 pm GMT +0200
Aleykumselam.Rabbim bizleri peygamber efendimiz gibi namaz kilan kullardan olalim insallah...