- Eli kulağında

Adsense kodları


Eli kulağında

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ezelinur
Mon 20 September 2010, 09:07 am GMT +0200


Gerçekleşmesi pek yakın olan işler hakkında "(Henüz olmadı ama) eli kulağında!" deriz. Bu deyimin kaynağı Asr-ı Saadet'e, Bilal-i Habeşi'ye kadar uzanır. İslamiyet yayılmaya başlayıp da Müslümanların sayısı artınca, onları namaz için bir araya toplamak üzere ezan okunması kararlaştırılmış ve sesi güzel olduğu için de Habeşiştanlı eski köle Hz. Bilal bu vazifeye seçilmişti. Ne var ki Medine'deki müşrikler ve diğer dinlere mensup olanlardan bazı tahammülsüz insanlar ezan okunurken sesi duyulmasın diye gürültü yapmaya, çocukları toplayıp Bilal-i Habeşi ile alay ettirmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Hz. Bilal, ellerini kulaklarına tıkayarak ezan okumaya başladı. Bilahare müezzinler ellerini kulaklarına tıkamayı bir tür Bilal-i Habeşi sünneti gibi gördüler ve ezanı öyle okudular.

Eskiden birisi yanındakine,

- Ezan okundu mu? dediğinde, eğer vakit çok yakın ise,

- Okunmadı ama (müezzinin) eli kulağında; dermiş.

Berceste:

İftirakınla efendim bende takat kalmadı

Yah-pare oldu bu dil aşkda mahabbet kalmadı

Şol kadar ağlatdı ben biçareyi hükm-i kaza

Giryeden hiç hazret-i Ya'kub'a nevbet kalmadı

Sultan Ahmed (I)

Efendim! Ayrılığın yüzünden bende zerre kadar güç ve takat kalmadı. Gönül, onca aşk ateşiyle bir buz parçası kesildi de (eyvah) aşktaki sevgi eriyip gitti. Alın yazım, zavallı beni öylesine ağlattı ki; akıttığım göz yaşlarından dolayı Yusuf'u için ağlayan Hz. Yakub, gözlerinden elemini ve hasretini akıtmaya bir türlü fırsat bulamadı.


İskender pala