sumeyye
Sat 19 December 2009, 10:36 pm GMT +0200
El Kesme Cezası
Buhari, Urve bin Zübeyr´den rivayet ederek peygamber efen dimizin devri saadetlerinde Mekke´nin fethi esnasında bir kadı nın hırsızlık yaptığını anlatır. Kadının hırsızlık nedeni ile eli-´nin kesileceği haberi Kureyşlileri derinden derine düşündürmeye başladı. Hırsızlık yapan kadının adı Fatıma olup Mahzum oğullarındandı. Elinin kesileceğini duyduklarında Usame bin Zeyd´e koşup ondan şefaatçi olmasını dilediler. Usame, peygam ber efendimizin çok sevdiği bir insandı. Yanına şefaat için git tiğinde peygamber efendimiz son derece öfkelenmiş ve Usame´ye: "Allah´ın hadlerinden birinin uygulanmaması için mi şefaatte bulunuyorsun!?" diye karşılık verdi. Akşam olunca peygamber efendimiz kalkıp cemaate hitap etti. Allah´a layıkı veçhile hamdüsenada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "İmdi bazı kimselere ne oluyor ki, Allah´ın hadlerinden birinin uygu lanmaması için şefaatte bulunmak istiyorlar, araya adam ko yuyorlar. Şunu iyi bilin ki, sizden önceki milletleri helake sü rükleyen sebeb şudur: Onların şerefli bir adamı hırsızlık yaptı ğında onu cezasız bırakırlardı. Zayıf ve güçsüz bir adamları hırsızlık yaptığı takdirde ona haddi tatbik ederlerdi. Nefsim kudret elinde olan Allah´a and olsun ki Muhammed´in kızı Fa tıma dahi hırsızlık yapmış olsa onun da elini keserim!"
îşte böyle.. İslami hükümler güçlülere de, zayıflara da eşit şekilde tatbik ediliyordu. Kendisini koruyacak nesebi olana da olmayana da aynı biçimde uygulanıyordu. Peygamber efendi miz, ümmetleri ayakta tutan unsurlara ve kuvvete işaret eden sosyal bir manaya atıfta bulunuyordu. Adalet ve kanun önünde eşitliğin milletleri millet yapan ve ayakta tutan unsur olduğu nu izah buyurmuştu. Hiçbir devletin adalet olmaksızın ayakta duramayacağını beyan buyurmuştu. Adalete dayanmayan bir devlet kuvvetli görünse bile içinde bulunan zulüm ve haksızlık lar, onu ayakta tutan unsurları yıkar, binasını çökertir. Hiçbir ümmet zulümle güçlenmez, hiçbir toplum adaletsizlikle yüksel-mez!
Peygamber (s.a.v.) efendimiz soy ve nesebi ile övünen onurlu Kureyşlilerin, tümünün kendi adaleti önünde eşit olduklarını herkese anlatmak için, hırsızlık yapmış olan o kadının yani Fa-tıma-i Mahzumiyenin elinin kesilmesini emretti. Böyle yap makla da cahiliyet asabiyetini baltalamış oldu. Eli kesildikten sonra Fatıma gerçekten mükemmel bir müslüman olmuştu. Elinin kesilmesinin kendisini günahlardan temizlediğini ve kendisini cennete yönelttiğini anlamıştı. Nitekim peygamber efendimiz de ona böyle demişti.