saniyenur
Tue 28 August 2012, 10:18 am GMT +0200
el-İslâm
Arapça'da İslâm teslim olmak ve itaat etmek manalarına gelir. Bununla birlikte Kur'ân kendi terminolojisi içinde İslâm değil el-İslâm kelimesini kullanmaktadır ki bu Allah'a teslim olmak, O'na itaati arzu etmek, O'nun emirleri karşısında seçim hürriyetini geri çekmek (daha doğrusu fikir ve hareket saplantılarını terk etmek) ve kendisini bütünüyle Allah'a vermek manalarına gelir.
Bu teslimiyet ve itaat, Tabiat Kanunlarına boyun eğmek manasında değildir. Yine başka bir yanlış fikre göre; burada İnsanın kendi muhayyilesi, tasavvuru, müşahadesi ve tecrübeleriyle, Allah'ın arzusu, rızası ve isteği hakkında çıkardığı herhangi bir kavrama bağlılığını ilân etmesi de kastedilmemektedir. Aksine, Allah'ın insanlara, kendi peygamberleri vasıtasıyla iletmiş olduğu fikir ve hareket tarzını kabul etmek manasına gelir. Kur'ân tarafından tarif edilen İslâm işte budur.
İslâm temeli 1400 yıl önce Hz. Muhammed tarafından atılmış yeni bir din değildir. İnsanın ilk olarak dünyaya gönderildiğinde kendine verilen ve Allah'ın kendisi için Tek Doğru davranış yolu olduğunu bildirdiği, hayat nizamı ve dinin aynısıdır. Bundan sonra çeşitli devirlerde ve çeşitli yerlerde insanların ıslâhı için ortaya çıkan peygamberler aynı hakikata, İslâm'a davet etmişler bu davet tüm insanlığa son kez Hz. Peygamber tarafından yapılmıştır. Hz. Musa'nın ümmeti onun getirdiğine, kendilerinden pek çok şey ilave ederek bunu Yahudiliğe, Hz. İsa'nın takipçileri de aynı harekette bulunarak bunu Hristiyanlığa çevirmişlerdir. Aynı şekilde insanlar; İran'da Hindistan'da, Çin'de kendilerine eski peygamberlerin ümmetleri Allah'ın gerçek dinini ve hayat düzenini unutarak karmakarışık din ve inançlar icad etmiş, bunlara değişik isimler vermişlerdir. Fakat Hz. İsa, Musa ve diğer meşhur peygamberler insanlığı ancak İslâm'a davet etmek için gönderilmişlerdir. Kur'ân'ın bu açıdan iddiası açık ve nettir: Allah katında, insan nesli için en doğru ve en gerçek hayat tarzı, Yaradan'ına teslim olmak ve kendilerinin hidayeti için peygamberlerinin getirdiği yolu takip etmektir.
"Şefaat yâ Rasûlullah!"