- el Hakim

Adsense kodları


el Hakim

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
armi
Thu 18 February 2010, 06:33 pm GMT +0200
el-HAKÎM




Hikmet sahibi, Allah´ın isimlerinden biri. Arapça Ha-ke-me fiilinden türemiştir. Bu fiil, kötülüğe engel olmak, sağlam kılmak gibi anlamlara gelir. Hüküm, hikmet, hakim, hakem gibi kelimelerle, hâkimlerin hâkimi (ahkâmü´l-hâkimîn) (et-Tîn, 95/8); hükmedenlerin en hayırlısı (hayru´lhâkimîn); el-Hakîm (el-Fâtır, 35/2; es-Sebe´, 34/ 1; Hûd, 11/1; Yûnus, 10/1; el-Hucûrot, 49/8); ve el-Hakem kelimeleri de ha-ke-me fiilinden türemiştir. Kur´ân´ın pekçok âyetinin sonunda kullanılan el-Hakîm ve diğer türevleri Alîyy, Tevvâb, Vâsi´, Azîz, Alîm isimleriyle birlikte yanyana geçmektedir.

Yüce Allah yegane hüküm ve hikmet sahibidir: "Kulları üzerine hikmeti gereğince galebe ve tasarruf sahibidir, tedbirinde yegane hüküm ve hikmet sahibidir ve kullarının gizli hallerinden haberdardır" (el-En´âm, 6/18). Hikmet, herşeyde doğruyu bulma ve lâyık olduğu yere koymak demektir. Buna göre Hakîm, doğruyu bulan, herşeyi lâyık olduğu yere koyan, anlamına gelir. Allah´ın bütün fiilleri bir hikmete, bir sebebe bağlı olarak tecelli etmekte, insanın âciz kavrayışı bunu idrak edememektedir; her şeyi bilen Allah´ın emir ve yasakları hep bir hikmete bağlıdır.

el-Hakîm vasfının, Kur´ân´da daha çok el-Alîm vasfıyla birlikte kullanılması insan zihnine hemen şunu hatırlatmaktadır: Allah, kayıt, sınır tanımayan bilgisi sayesinde insan için neyin yararlı, neyin zararlı olduğunu bilir. O halde inananlara neyi emrediyorsa onların yararına, onları nelerden sakındırıyorsa, o şeyler onların zararınadır.

Allah´ın emir ve yasakları bir hikmete dayalı olduğu gibi bütün yaptıkları muhkemdir, sağlamdır: "Dağları görürsün de onları (yerlerinde) donmuş sanırsın, oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, herşeyi gayet iyi (muhkem) yapan Allah´ın yapısıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızı haber almaktadır"(en-Neml, 27/88).

el-Hakîm´i, Gazzâli şöyle tarif etmiştir: "En iyi tarafı, en üstün bir ilimle bilen" (Gazâli, el-Maksad, s. 86).