- Ektiğini Biçeceksin

Adsense kodları


Ektiğini Biçeceksin

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
SevD@_GüLü
Sun 12 December 2010, 01:01 pm GMT +0200
     Ektiğini Biçeceksin

Allah Teâlâ buyuruyor:

«O gün her bir kimse kazandığı ne ise onun karşılığını görecekdir!» (Gâfir sûresi, 17)

Bu dünyâda her bir kula az veya çok bir mühlet verilmiştir. Fakat hiç bir kul ihmâl edilmemişdir.
Dünyânın âlâyişi hiç bir mü’mini aldatmamalıdır. Ondan itaat ehlinin de, isyân ehlinin de nasibi vardır, fakat bu âhiretde üstünlük sebeblerinden değildir.

Âyet-i celîlede:

«Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helâke götüreceğiz. Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.» (A’raf sûresi, 182-183)

Yani; Allah’ın âyetlerini inkâr edenlerin rızıkları hemen kesilip helâk olmazlar. Hatta Allah onların bir kısmına nimetlerini bolca verir de şımarırlar. Neticede Allah’ın azabı bilmedikleri bir taraftan ansızın gelir ve helâk olurlar.

Bu âyet-i celîlenin izahında Sehl bin Abdullah et-Tüsterî (k.s.)’de şöyle demiştir:

«Onlara türlü nimetler vererek nimet günlerini uzatırız. O nimetlere şükrü de unuttururuz. Her bir nimete nâil oldukça nimete nazar ederler, nimeti vereni görmezler, bu hal içinde iken fenâ bulup giderler.»

Ebû’l-Abbas bin Atâ (k.s.) da demiştir ki: «Onlar her bir hatâ işledikçe yeni bir nimet veririz. Biraz evvel işledikleri hatâ ve günâhdan istiğfar etmeyi unuttururuz.»

Akıl sahibine gereken dünyânın alâyişi, süsü, zîneti ile aldanmamak ve Allah’dan gayrisi ile sevinmemektir. Çünkü O’ndan gayri ne varsa bâtıl ve zâildir. Zevâl bulan şeylere aldanmak ise kâmil akıl sahiblerine yaraşmaz.

Allah’ın dünyâda âsîlere mühlet vermesinin hikmeti suâl olunursa denilir ki:

Cenâb-ı Hakk’ın onları bir anda helâk etmeyişinin sebebi kullarına re’fet ve rahmetinin, afv u ihsânının büyüklüğünü gösterip ısyândakilere tevbe imkânı bulundurmak, tâatdakilerin de kendine bağlılığını, muhabbetini artırmak ve Zâtı için, nimet vermek, helâk etmek ve intikam almakdan daha sevimli olduğunu göstermekdir. Ateşi bunun için yaratmışdır. Bu hususda iki misâl vardır:

Meselâ ağniyâdan birisi bütün memleketi yemeğe davet ediyor ve diyor ki: «Ziyafetime her gelen ikrâm görür, gelmeyene ise bir şey yoktur.»

Diğer birisi de şöyle söylüyor: «Ziyâfete gelene sonsuz ikrâm vardır. Gelmeyene ise dayak ve hapis vardır.»

Bunu, cömertliğinin kemâli görünmesi için yapar ki, birincisinin ikrâmından daha ileridir.

Allah Teâlâ hazretleri de kullarına şu kavl-i kerîmiyle şöyle davet çıkarmışdır.

«Allah bütün kullarını Dârü’s-Selâm’a, (huzur, sükûnet, emniyyet, selâmet ve saadet yurduna) davet ediyor!» (Yunus sûresi, 25)

İbrahim -aleyhisselâm- bu davete icâbetde hiç gecikme göstermemiş, Rabbi ona «Kendini Allah’a teslim et!» der demez: «Teslim oldum âlemlerin Rabbına» deyivermişdir.

Ayet-i celîlede şöyle buyrulmuştur:

«Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Âlemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti. Bunu İbrahim, -İslâm ümmetinden olmayı- de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakup da: “Oğullarım! Allah, sizin için bu dîni -İslâm’ı- seçti. O halde sadece müslümanlar olarak can verin” dedi.» (Bakara sûresi, 131-132)


alıntıdır